Edinilmiş immün yetmezlik sendromu yani insanlarda hayati tehdit oluşturan AIDS’in temel nedenini HIV virüsü oluşturuyor. Yaklaşık 38 milyon insan HIV enfeksiyonu ile yaşıyor ancak bu durumun farkına varmayabiliyor. Virüsün bulaşma yolları konusunda bilinçli olmak ve hastalıktan korunmak için gerekli önlemleri almak büyük önem taşıyor. Memorial Diyarbakır Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Muhammet Fatih Kılınç, 1 Aralık Dünya AIDS günü öncesinde AIDS ve HIV enfeksiyonundan korunma yolları ile ilgili bilgiler verdi.
Yaşam kalitesini düşürüyor
AIDS’e neden olan virüs olan HIV enfeksiyonu, ilk vakaların 1981’de bildirilmesinden bu yana dünyanın en ciddi sağlık ve kalkınma sorunlarından biri haline gelmiştir ve bu hastalığın halen belirgin bir tedavisi bulunmamaktadır. Son yıllarda salgını kontrol altına almak için büyük küresel bilgilendirme çalışmaları yapılarak HIV ile mücadelede toplumsal bilincin gelişmesi amaçlanmış ve önemli ilerlemeler kaydedilmektedir. Salgının başlangıcından bu yana yaklaşık 76 milyon insan HIV virüsünden etkilenmiştir. Başta çocuklar olmak üzere yeni HIV bulaşan kişi ve AIDS’e bağlı ölümlerin sayısı yıllar içinde azalırken, HIV nedeniyle tedavi görenlerin sayısı 2019’da 25,4 milyona yükselmiştir. HIV virüsü sıklıkla cinsel yolla bulaşmaktadır ve HIV virüsünün neden olduğu ciddi ürolojik sağlık problemler bulunmaktadır. Hastalık çeşitli böbrek hastalıklarına yol açabilmekte ve idrar yapmada güçlük, yanma hissiyatı oluşturarak hayat kalitesini olumsuz etkilemektedir.
HIV ile yaşayan insanların 1,8 milyonu 15 yaşın altındaki çocuklar
HIV enfeksiyonunun ilk hedefi, en üretken yıllarında olanlardır. Üreme sağlığını alt üst eden bu enfeksiyon aynı zamanda ortaya çıktığı toplumlarda salgın biçiminde görülmesi nedeniyle ciddi ekonomik krizlere yol açarak ulusların kalkınmasını da olumsuz etkilemektedir. HIV’den en çok etkilenen ülkelerin çoğu, diğer bulaşıcı hastalıklar, gıda güvensizliği ve ek küresel sağlık ve kalkınma sorunları nedeniyle ciddi zorluklarla da karşı karşıya gelmektedir. Erişkin bireylerde 15-49 yaş arası enfekte olan kişi sayısı artmaktadır. Gebelikte HIV virüsü taşıyan bir anne adayı bebeğe doğum esnasında hastalığı bulaştırmaktadır. Genç kadınlar, biyolojik olarak HIV’e karşı daha hassastır ve gebe kadınlardan bebeğe HIV virüsünün geçmesini engellemenin tek yolu doğumun sezaryen yöntemi ile gerçekleştirilmesidir.
Risk faktörlerini tanıyın
Risk faktörleri değişkenlik gösterse de, çoğu HIV enfeksiyonu genel olarak tedbirsizlikle bulaşmaktadır. HIV virüsü ile mücadele kapsamında önlem müdahalesi mevcuttur ve şu anda aşılar gibi yeni araçlar araştırılmaktadır. Etkili önleme stratejileri olarak prezervatifler, HIV testi, kan temini güvenliği, damar içi uyuşturucu kullanıcıları için zararı azaltma çabaları ve erkek sünneti yer almaktadır. HIV tedavisine katılım yalnızca bireysel sağlık sonuçlarını iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda bulaşma riskini de önemli ölçüde azaltmaktadır. HIV dünya çapında önde gelen bir ölüm nedeni ve üreme çağındaki kadınlar arasında küresel olarak önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, kısmen antiretroviral tedavinin (ART) yaygınlaşması nedeniyle AIDS’e bağlı ölümler azalmıştır.
Cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanmak bulaşma riskini azaltmakta ancak tamamı ile ortadan kaldırmamaktadır. Bu konuda dikkatli olunmalı, güvenli bir cinsel yaşam sürdürülmelidir. Uyuşturucu kullanımı en önemli bulaş yollarından biridir ve mutlaka uzak durulmalıdır. Sağlık personelinin de mesleki yaşamlarında çok dikkat etmesi gerekmektedir. Kadınlar ve erkekler manikür pedikür yaptırırken de son derece dikkatli olmalı, kendi setlerini kullanmaya özen göstermelidir. Kaş tasarımı, dövme, piercing gibi uygulamalar da mutlaka uygun hijyen koşullarda yapılmalıdır.