Türkiye’de ilk corona virüsü vakasının tespit edilmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilk vakanın tespitinden bir yıl yaptığı açıklama;
“Covid-19 son 100 yıl içinde tüm dünyanın aynı anda savaştığı vaka ve kayıp sayıları bu denli yüksek ilk salgın. Salgının ortak düşmanın virüs olduğu küresel bir savaşa benzetmek mümkündür. Tıpkı savaşlardaki gibi yaşama düzenimiz altüst oldu. İş hayatı evlere taşındı. Pek çok ülkede toplumsal huzursuzluklar, yoksulluk, işsizlik baş gösterdi.
Türkiye’de ilk vakanın üzerinden 1 yıl geçti.https://t.co/P23wyf2mka
— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) March 11, 2021
Tam 1 yıldır ister istemez alıştığımız bu dünyada yaşıyoruz. Eskilerden hastanelerde gördüğümüz maskeyle kendi kendimizin d doktoru olduğunu biliyoruz. Salgın Çin’in Wuhan kentinde başlamıştı. İlk haftalarda çok az şey biliniyordu. Bugün uğradığı en son mutasyonlara kadar her konuda bilgi sahibiyiz. Bilim virüse karşı üstünlük elde etti. Aşı çalışmalarıyla atılan adımlar uygarlığın yüz akı oldu.
Dünyada kullanımda olan 7 ayrı aşı var. Türkiye büyük bir yarışın olduğu aşı tedarikinde en hızlı davranan ülkelerden biridir. Çin’deki üretici ile 50 milyon dozluk aşı anlaşmasını Kasım ayında yaptık. Sipariş ilk kısmını Aralık sonunda telim aldık. Ayrıca başından beri bunun dışında 3 ayrı aşı üretici ile görüşüyoruz.
Bugün itibariyle uygulanan aşı 10 milyon dozdan fazladır. Çok yakında 5 yerli aşı adayımız da insan çalışmalarına başlayacaktır. Yakın gelecekte kendi aşılarımızı kullanacağız. Araştırmalar Sinovac aşısının her 100 kişiden 80’inden fazla etkili olduğunu ortaya koydu. Aşısı yapılan ama hastalığa yakalanan az sayıda kişi Covid-19’u hafif geçirmektedir.
Görünen o ki, corona virüsü kısa bir zaman zarfında grip gibi sıradan bir hastalık haline gelmeyecek ama 2020 yılına çöken kâbus, 2021’de aynı şekilde devam etmeyecektir. Çok geçmeden salgın şimdiki gücünü kaybedecektir. Daha ileride Covid’e ‘üzerinize afiyet sözü’ eşlik edecektir.
Saygıya layık sabrınızı daha uzun süre zorlamayacağımızı bilmenizi isterim. Planladığımız şekilde nüfusumuzun 50 milyonluk kısmının aşısını sonbahardan önce yaparsak salgın üzerimizde ağır baskı olmaktan çıkacak. Vaka sayıları, kayıplar şimdikiyle kıyas edilemeyecek kadar azalacak, yayılım hızı düşecek. Başarı gösterilen ilk cephelerden biri bu ülke olacaktır.
Aşı tamamlanıncaya dek elimizdeki tek silah tedbirdir. Sayısız insanın hastalığa basit ihmaller sonucu yakalandığını hatırlatmak istiyorum. Evden adım atar atmaz dikkat kesilmek, küçücük ofislerde, asansörlerde, dolmuşta riskten uzak durmaya çalışmak sıradan zorluklar değil. Ağır hastaların neler yaşadığını bilmek, vefat sayılarını gün gün takip etmek zamanla bunlara birer sayıymış gibi yabancılaştığımızı fark etmek can yakıcı şeylerdir.
Huzurlarınıza çıkarak ilk vefat haberimizi verdiğimde kaybettiğimiz hasta 89 yaşında kronik rahatsızlıkları olan bir eczacı idi. O tarihten bu yana aramızdan ayrılan insan sayısı 30 bine yaklaştı. Toplam vaka sayısı 3 milyona yaklaştı. Artık biraz soluklanabildiysek atılan adımlara borçluyuz. Türkiye Koronavirüs Bilim Kurulu Dünya Sağlık Örgütü’nün hastalığı pandemi olarak ilan etmesinden önce 22 Ocak’ta kuruldu.
Türkiye 4 Şubat’ta kendi ürettiği yerli tanı kitini dağıtımına başladı. 37’den laboratuvar sayısı 461’e yükseltildi. Kendi solunum cihazımızı üreterek kendi hastanelerimize ve ihtiyaç duyulan ülkelere ulaştırdık. 10 Mart’tan itibaren maske dağıtıldı, filyasyon ve izolasyon ekiplerimiz sahaya indi.
Filyasyon uygulamayan sağlık hizmetlerini ekonomik yük olarak gören nüfusu yaşlı ülkelerden büyük babalardan, büyük annelerden geriye fotoğrafları kaldı. Değerli sağlık çalışanlarımız size layık sözleri bulmak isterdim ama bu gerçekten zor. Hayatları kurtardınız, hayatınızı riske attınız. Bu toplum sizi terli önlükler içinde gösteren fotoğrafları asla unutmayacak.
Sizin sayenizde insan sağlığına hizmet eden meslekler iyinin ve diğer insani vasıfların en çok görüldüğü mesleklerdir. Sizlere şükran duyuyoruz. Yükünüz yorgunluğunuz kısmen azaldı ama bugün de güvencemiz yine sizlersiniz. Milletimizin huzurunda milletin adına size bir kez daha minnettar olduğumuzu ifade ediyorum.
Şu an azalmış olan kısıtlamalar kaçınılmazdı. Kentlerden köylere insanımız bu kısıtları mecburiyetten öte bir mesuliyet olarak gördü. Yaşlılarımıza, gençlerimize her birimize tüm kalbimle teşekkür ediyorum.
İlk vakadan tam 1 yıl sonra bugün 11 Mart’ta size yeni bir çağrıda bulunmak istiyorum. Karamsarlığı, belirsizlik ve bıkkınlık duygularını üstümüzden tümüyle atalım. Geleceğe ilişkin planlarımızla hayata, yarınlarımıza bağlanalım.
13 Ocak’ta başlayan aşı programı muntazam şekilde yürüyor. Aşı programı tamamlandığında vaka sayısı 5 ise 1’e yaklaşmış olacaktır. Ağır hasta sayısını çok az duyacağız.
Covid-19 bizi bir hayat tarzına mecbur kıldı. Normal hayata biraz daha yaklaşmamız salgını geriletmemize bağlı. Gevşeklik gösterir mevzi kaybedersek aşının kontrolü ele almasını sağlayamaz üzücü günler yaşarız. Tablonun ne kadar hızlı değiştiğini önceki aylardan biliyoruz.
Yorulmuş olduğunuzu, ‘bu salgın bir bitse’ dediğinizi biliyorum. Bu duygu güçlü bir duygu. Covid-19 bilimin karşısında hızlı yenilgi alıyor diyebildiğimize göre sıra duygularımızı onarmaya geliyor. Bilmeliyiz ki yolu kısaltan iyimserliktir, hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.
Sağlık Bakanı Koca, sosyal medya hesabından yaptığı uyarıda ise “COVID-19’dan, gripten bahsedermiş gibi bahsedeceğimiz günler de gelecek: ‘Üzerinize afiyet! Biraz Korona olmuşum.’ O günlerle arayı açmayalım. Yolu birlikte kısaltalım”