Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu
İnme farkındalığı neden önemli?
İnme nadir değildir, Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kadar inme geçirmiş kişi vardır ve bunlara her yıl bir çeyrek milyon daha eklenmektedir. İnme ülkemizde ve dünyada fonksiyon kaybı ve yeti yitiminin en sık nedenidir. İnme ölüme yol açabilir ve Türkiye’de ölüm nedenleri arasında inme üçüncü sıraya kadar çıkmıştır. Ülkemizin modernleşmesi ve nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak inme sıklığının giderek artacağı söylenebilir. Vurgulanması gereken inmenin hem “önlenebilir” hem de “tedavi edilebilir” bir hastalık olduğudur. Ancak inme tedavisinde başarı “sadece” olayın erken döneminde uygulanması halinde mümkündür. Bu nedenle inme belirtilerinin bilinmesi, inme olduğunda tanınması ve şüphe halinde yapılması gerekenler konusunda toplumsal seviyede farkındalık gerekir. 10 Mayıs İnme Farkındalık ve Önleme günü bu farkındalığın yaygınlaştırılması ve hatırlatılması için bir fırsattır. Bugün damar sağlığı temelinde inmenin önlenmesi ve akut dönemdeki tedavisi gündemdedir.
İnme nedir? Kaç türü var?
İnme sözcüğü beynin damarsal hastalıkları sonucu oluşan fonksiyon kaybını anlatıyor. Göz ve omurilikte de olabilir ama esas olarak beyin damarlarının tıkanması veya kanaması sonucudur. Her beş inmeden dördü damar tıkanmasına bağlıdır, biri de beyin içine olan örneğin yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması veya beyin zarları arasına olan anevrizmaya bağlı kanamadır. Yani başlıca üç ana türden bahsetmiş oluyoruz. Diğerleri seyrektir.
Kimlerin inme geçirme riski daha yüksek?
İnme her yaşta görülürse de yaşla sıklığı bariz şekilde artar. Kadınlarda daha sık ama biraz daha ileri yaşlarda görülür. Hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, şişmanlık, hareketsizlik, sigara ve alkol tüm damarsal hastalıklar gibi inme için de risktir. Kısaca AF (Atrial fibrilasyon) olarak adlandırılan kalp ritim düzensizliği inmenin önemli ve sık bir nedenidir. Çarpıntı varsa mutlaka nedenini tespit için hekime başvurulmalıdır.
Rakamlarını bilmeyen kişiler inme açısından ciddi risk altındadır. Boy ve kiloyu bilmek yetmez. Bel çevresi, günlük alınan takribi kalori miktarı, tüketilen tuzun gramı, günde atılan adım sayısı bilinmelidir. Kan basıncı kaç mmHg, kan şekeri ne seviyede, kan yağları ve kolesterol düzeyi ne kadar bilmek gerekir. Elbette bilinmesi de yetmez önemli olan düzene sokmak ve jontrol altına alabilmiş olmaktır.
İnme ne zaman olur?
İnme risk faktörleri hep varken ve damarlarımızı giderek tahrip ederken belirli bir anda inme olmasının nedeni tetikleyicilerdir. Bunların arasında ilk akla gelenler infeksiyon, stres, operasyon ve ciddi hastalık dönemleri ile çeşitli ilaçlardır. Bu bağlamda pandemide inme sıklığının önceki dönemlere göre artış gösterdiği gözlenmiştir.
İnme belirtileri nelerdir?
İnme her türlü beyin fonksiyonunun kaybedilmesine yol açabiliyor. Bunlar arasında ilk sayılanlar hep “yüzde kayma”, “konuşma bozukluğu” ve “kolda güçsüzlük”tür. Bu belirtiler halka öğretilmeye çalışılmıştır, çünkü kolay tanınabiliyorlar. Eğer belirtilerden biri varsa en kısa zamanda inme merkezine varılabilmesi için hemen 112 aranmalıdır. El, bacak veya vücudun bir veya iki tarafında kuvvet kaybı, görme kaybı, baş dönmesi, dengesizlik, çift görme, beceriksizlik, istemsiz hareket ve yürüyememe inme sonucu gelişebilir. Ani hafıza kaybı, epilepsi nöbeti, ciddi baş ağrısı ve komaya kadar bilinç sislenmesi ve kaybı da inmeye bağlı gelişebilir. Varsa hemen 112’yi aramak ve hiç vakit kaybetmemek gerekir.
İnme tedavisi zamana bağlıdır. Vakit kaybetmemek, olayın düzelmesini beklememek ve hemen 112’yi aramak gerekir.
İnme ani gelişir. Tıkanma olgularında damar açıcı tedavilerin etkinliği zamana ve dokunun kan akımının kesilmesine olan dayancına bağlıdır. Zaman beyindir. Tedavi için ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınacağı gösterilmiştir. Tıkalı beyin damarının açılması için ilk 4,5 saat içinde damar içine pıhtı eritici ilaç (Trombolitik denir) verilebilir. Daha etkili bir yöntem hastanede yapılan görüntülemelerde beyin damar tıkanıklığı saptanan hastalarda ilk gün içinde anjiografi ile tıkayıcı pıhtıya ulaşılarak dışarı çekilmesi ile damarın açılmasıdır. Trombektomi adı verilen bu işlem inme merkezlerinde yapılır.
Türkiye’de imkanlar hastaları tedavi etmek için yeterli mi?
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı ile inme biliminin akademik otoriteleri olan Türkiye Beyin Damar Hastalıkları Derneği ve Türk Nöroloji Derneği’nin yakın işbirliği ile önemli adımlar atılmış ve “ Türkiye’de Akut İnmeli Hastalara Verilecek Sağlık Hizmetleri Yönergesi” 18 Temmuz 2019’da yayınlanmıştır. Bir yıl sonra yürürlüğe girmesi beklenirken pandemi nedeniyle bu Mart 2021’e ertelenmiştir. Mart 2021’den itibaren 1 yılı aşkın süre içinde 57 (elli yedi) kapsamlı inme merkezi (“İnme Merkezi” olarak adlandırılır) ve 51 (elli bir) birincil inme merkezi (“İnme Ünitesi” olarak adlandırılır) sertifikalandırılmıştır. İl nüfus bazında yapılan analize göre inme üniteleri Türkiye nüfusunun %60,3’ünü (13.03.2022 itibarıyla ülkemiz nüfusu 84,7 milyon), inme merkezleri ise %70.5’ini kapsıyor. İnme ünitesi ve merkezi olmayan illerin toplam nüfusu ise gün itibarıyla yaklaşık 13 milyon olup, bu oran %15,4’e tekabül etmektedir. Bu da kısa süre içinde alınan mesafenin muazzamlığını dökümante etmektedir. Şimdi sıra topyekûn kalite ve mevcudu güçlendirmeye gelmiştir.
İnme merkezleri ve inme üniteleri nasıl çalışmaktadır?
“İnme üniteleri”, batı ülkelerindeki “birincil inme merkezlerinin” ülkemiz için bir uyarlamasıdır. Bu hastaneler genellikle trombolitik tedavi uygulanabilen ve kritik ve ileri nörolojik tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymayan hemen her hastanın yatırılabileceği merkezler olup sıklıkla daha küçük yerleşim yerlerinde bulunmaktadır. Bu hastanelerin yatan hasta ünitelerinde en az dört özel yatak bulunmalıdır. Hastane günün her saatinde bilgisayarlı tomografi ve bilgisayarlı tomografi anjiyografi yapabilmelidir. İnme ünitelerinin bölgesel bazda inme merkezi ile koordineli olarak çalışması beklenmektedir. İl sağlık müdürlükleri genellikle bu bölgesel akut inme tedavisi sisteminin oluşturulmasında rol alırlar.
“İnme merkezleri” ise nöroloji yoğun bakım üniteleri, her türlü nörogirişimsel işlemin yapılabileceği anjiyografi ünitelerinin yanı sıra günün her saatinde yapılabilen ileri görüntüleme, operasyon, nöroyoğunbakımda hasta takibi araç, imkan ve tesislerine sahiptir. Büyük beyin damarı tıkanması olan ve girişimsel veya nöroyoğunbakım tedavisi gerektiren tüm akut iskemik inme vakaları ile hemen hemen tip akut beyin içi kanamalar ile anevrizma kanamaları inme merkezlerinde yönetilmektedir.
Hangi hastalıklar kendini inme gibi gösterebilir?
Maalesef ülkemizde bir kişinin hipertansiyonu olduğu, şeker hastası olduğu, kan yağlarının yıllardır yüksek olduğu inme geçirdikten sonra anlaşılabiliyor. Örneğin kritik seviyeye kadar ilerlemiş böbrek bozukluğu yapmış bir diyabeti biz inme ile teşhis edebiliyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz AF hastaların neredeyse üçte birinde var ama önemli bir çoğunluğuna biz inme geçirdikten sonra tanı koyuyoruz. Halbuki bunların tamamında inme önlenebilir bir durumdur.
Bazen inmenin altından kanser, vitamin eksikliği, başka önemli hastalıklar, uygunsuz ilaç ve madde kullanımı, travma, pıhtılaşma bozuklukları veya enfeksiyonlar çıkabilir. Az bir grubu da ailevi genetik hastalıklar oluşturur.
Son söz
Sağlıklı olduğunu düşünmek yetmez. Bugüne kadar hiç doktora gitmedim iyi bir söz değildir. Damar hastalıkları belirli bir seviyeye ulaşmadan riskleri ortadan kaldırmak gerekir. Bunun için düzenli kontrole gitmek ama önemlisi yaşam tarzını değiştirmek ve damar dostu bir yaşam stilini benimsemek gerekir. Bu yemek, içmek, yürümek, uyumak yani gündelik yaşama dair her şeyde bir düzeni kapsar. Tüm dikkat ve özene rağmen inme gelişirse bunu hemen tanımak ve bilmek, en erken ve en iyi tedaviyi alabilmek için de derhal 112’yi aramak gerekir. Bu kabiliyet ülkemizde mevcuttur.