W- AbbVie Türkiye Kurumsal İletişim ve Hasta İlişkileri Direktörü Sayın Figen Şamdancı’dan PR, iletişim ve itibar yönetimi özelinde görüşlerini aldık.
Sevgili Figen Hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
F.Ş.- Marmara Üniversitesi İngilizce Bölümü’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Stratejik Pazarlama Programı’nı tamamladım. Kariyerime 1992 yılında Pfizer’de başladım, burada sırasıyla Pazarlama Hizmetleri Müdürü, Ürün İletişim Müdürü ve Kurumsal İletişim Müdürü olarak görev aldım. 2011-2012 yılları arasında Abbott’ta İletişim Direktörü olarak çalıştım. 2013 yılından beri AbbVie Türkiye Kurumsal İletişim ve Hasta İlişkileri Direktörlüğü görevini yürütüyorum.
W- AbbVie kurumsal iletişim ekibi olarak öncelikli hedefleriniz nelerdir? İletişim stratejilerini oluştururken nasıl bir yol izliyorsunuz?
F.Ş.- Kurumsal iletişim olarak tüm önceliklerimizi global ve bölge hedeflerini ve bununla birlikte ülke önceliklerini göz önünde bulundurarak belirliyoruz. İş ihtiyaçlarına göre ilgili bölümler ile koordineli çalışarak projeleri geliştiriyor ve kurumsal iletişim yol haritamızı çiziyoruz.
Hedefimiz, kurumsal itibarımızı yönetmek ve AbbVie markasını anlatmak. Bununla birlikte çalışan bağlılığını güçlendirerek AbbVie kültürünün oluşmasına katkı sağlamak. 2023 yılının AbbVie için özel bir anlamı var. Bu yıl tüm dünyada kuruluşumuzun 10’uncu yıl dönümünü kutlayacağız.
10 yılda “Yaşamlarda iz bırakmak” vizyonumuz doğrultusunda hasta dernekleri ve hekim dernekleri ile iş birliği yaparak birçok bilinçlendirme çalışmasını hayata geçirdik. AbbVie’nin gerek çalışanlarımız gerekse yeni yetenekler için çalışmak için en iyi iş yeri olması ve çalışan bağlılığını güçlendirmek için her yıl yeni projeler gerçekleştiriyoruz.
W- AbbVie için kurumsal sorumluluğun anlamını ve önemini nasıl tanımlarsınız?
F.Ş.- İşimiz, insanların yaşamlarını iyileştirmek ve bu yaşamlarda anlamlı bir iz bırakmak. Bu amacı destekleyen kültürümüz, performansımız ve Ar-Ge aşamasında olan ve gelecekte hastalara fayda sağlayacak yeni ürün portföyümüz, çalışanlarımızın işe katılımını ve ilham almasını sağlıyor. Ama bununla da bitmiyor. Çalışanlarımız aynı zamanda ihtiyacı olan toplumlara hizmet sunmaktan, insanlık için fayda sağlamaktan ve kapsayıcılık yaklaşımımızdan güç alıyor.
Hastalar, çalışanlarımız ve topluluklar için gerçek ve kalıcı bir pozitif etki yaratan uzun vadeli sürdürülebilir bir iş modelimiz var. Sorumlu davranmak, yaptığımız her şeyin özünde yer alıyor. Kurulduğumuzdan bu yana tüm dünyada ve ülkemizde kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ile iş birliği yaparak birçok yardım programını destekledik, tıbbi bağışlar yaptık ve gönüllülük çalışmalarını hayata geçirdik. Bugüne kadar dünya çapında AbbVie Vakfı aracılığı ve çalışanlarımızın gönüllü katkıları ile ihtiyacı olan topluluklara 23,7 milyon Amerikan doları bağışta bulunduk.
Bildiğiniz üzere, 6 Şubat sabahı Kahramanmaraş merkezli ve birçok çevre ilde etkisini gösteren büyük bir deprem felaketi ile çok acı bir güne uyandık. Dünyada meydana gelen en büyük afetlerden biri olan ve bizi derinden üzen bu deprem sonrasında gerek şirketimizin Chicago’daki global çalışanları, gerekse AbbVie Türkiye çalışanları olarak ülkemizin yaralarını bir nebze sarabilmek için tüm gücümüzü seferber ettik.
İlk 72 saatin arama kurtarma çalışmaları açısından kritik öneme sahip olduğunun bilinci ile 23 yıldan bu yana iş birliği içinde olduğumuz bir sivil toplum kuruluşu olan GEA Arama Kurtarma Ekibi’ne desteğimizi başlattık. Bugüne kadar yapılan arama kurtarma çalışmaları sayesinde afet bölgesindeki 40 depremzedeyi enkaz altından canlı olarak kurtaran GEA gönüllülerine teşekkürü bir borç biliyoruz. Sahada görev yapmaya devam eden GEA’ya desteklerimizi sürdürüyoruz.
Ayrıca afet bölgelerindeki ihtiyaçların karşılanmasına katkı sağlamak için AbbVie Vakfı aracılığıyla 1 milyon Amerikan doları destekte bulunduk. Aynı zamanda Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin afet bölgelerine tıbbi ve insanî yardım sağlamak için başlattığı çalışmalara destek vermeye ve bölgelerden bize gelen ilaç taleplerini karşılamaya devam ediyoruz. Dünya genelindeki tüm AbbVie çalışanlarının katılabileceği ve çalışanlar tarafından yapılan bağışlara AbbVie Vakfı’nın 1:1 oranda katkı sağlayacağı global bağış kampanyamızı hayata geçirerek sağladığımız faydayı büyütmeye odaklandık. AbbVie’nin çalışanları adına yardımı genişletmiş olması ve bu desteğin bir parçası olmak bana ayrıca gurur veriyor. Gelişmeleri izlemeye ve yaraların bir an önce sarılabilmesi için üzerimize düşeni kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz.
Son yıllarda ülkemizde ardı ardına yaşanan üzücü orman yangınları ve sel felaketlerinden sonra da AbbVie olarak desteğimizi sürdürdük. Bu felaketlerden etkilenen çocuklar için de Türk Eğitim Vakfı’nın hayata geçirdiği ‘Eğitimle İyileştirelim Burs Fonu’na destek olduk. Ayrıca 2014 yılından itibaren Türk Eğitim Derneği ile birlikte yürüttüğümüz ‘Soma İçin El Ele’ projesi kapsamında maden kazasında ebeveynini kaybetmiş 12 öğrencinin ilkokuldan başlayarak liseden mezun olana kadar eğitimlerine destek oluyoruz. Bu gibi üzücü ve yaralayıcı felaketlerin bir daha olmamasını dilerken, geleceğimiz olan çocuklarımıza bir nebze de olsa yardımcı olabilmekten dolayı hissettiğim mutluluğu da dile getirmeliyim. Umarım daha güzel günler onların olur.
W- 10 yıldır çok sayıda sosyal sorumluluk projeniz ile hastaların yaşamlarında iz bırakıyorsunuz. “ELPA@Home”, “7 Yıl Bekleme! Kolunu Kaldır, Kontrolünü Yaptır”, “Ankilozan Spondiliti Erken Tanıyın, Ağrıya Boyun Eğmeyin!”, “Bunları Hatırladıysanız”, “Sağlığınız İçin Şimdi Harekete Geçin”, “Glokom Gözünüzü Karartmasın” ve daha birçoğu. Başarılı projeleriniz ile bugüne kadar birçok ödül aldınız. “İz bırakan” bu projeler ile amacınız nedir?
F.Ş.- Bizim için hastalarımızın sağlığından ve iyiliğinden daha önemli hiçbir şey yok diyebilirim. Bilimi dünya çapında yaşamları değiştiren etkili ilaçlara dönüştürme konusunda kararlı adımlar atıyoruz. Bugün Ar-Ge aşamasında 90’den fazla molekül, cihaz veya endikasyon yer alıyor ve tüm bu çalışmalar uzun vadeli büyümemizi destekliyor. Ciddi sağlık sorunlarını çözmek ve insanların yaşamlarını iyileştirmek için yeni ilaçların keşfine yatırım yapıyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana insanların yaşamlarında iz bırakacak yeni ilaçları keşfetmek, geliştirmek ve sunmak için 50 milyar doların üzerinde Ar-Ge yatırımı gerçekleştirdik. Allergan Aesthetics portföyündeki ürün ve hizmetlerin yanı sıra immünoloji, hematolojik onkoloji, spesifik farma, nörolojik bilimler ve göz sağlığı alanlarına odaklanarak hastalar için çözümler üretiyoruz.
Bununla da kalmıyor, hastaların yaşadıklarını dile getirebilmeleri ve seslerini duyurabilmeleri için hastalık boyunca duygularını ve yaşadıklarını daha yakından anlamaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda 10 yıl boyunca hastaların yaşamlarına sürdürülebilir fayda sağlama tutkumuz ile hayata geçirdiğimiz bazı projelere değinmek istiyorum:
2019 yılında Türkiye’de hepatit C ile mücadele için Avrupa Karaciğer Hastaları Birliği (ELPA), sivil toplum örgütleri, hekimler ve karar vericilerin bir araya geldiği ve AbbVie’nin koşulsuz destekleriyle düzenlenen “ELPA@Home” Toplantısı ile Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı kapsamında virüs bulaşının engellenmesi ve hastalık yükünün azaltılması konusunda yapılan çalışmaların değerlendirilmesine katkıda bulunduk. Yine aynı yıl Dermatoimmünoloji ve Alerji Derneği iş birliği ile hidradenitis suppurativa (HS) hastalığı ve tanısındaki gecikmeye dikkat çekmek amacıyla “Hadi Sen de 7 Yıl Bekleme! Kolunu Kaldır, Kontrolünü Yaptır!” farkındalık kampanyasını hayata geçirdik.
2021 yılında Türkiye Romatoloji Derneği’nin katkılarıyla “Ankilozan Spondiliti Erken Tanıyın, Ağrıya Boyun Eğmeyin!” farkındalık kampanyasını hayata geçirirken; geçtiğimiz yıl Viral Hepatitle Savaşım Derneği, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği ve Hepatitle Yaşam Hasta Derneği’nin katkılarıyla “Bunları Hatırladıysanız” sosyal medya kampanyasını destekledik. Bu kampanya kapsamında 1996 yılı öncesinde kan ve kan ürünü alan kişiler hepatit C enfeksiyonu riski açısından bilgilendirildi. 2022 yılında Türk Oftalmoloji Derneği’nin katkılarıyla glokom ile ilgili toplumda farkındalık yaratmak amacıyla ‘Glokom Gözünüzü Karartmasın’ farkındalık kampanyasını ve Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği ve Parkinson Hastaları Derneği’nin katkılarıyla Parkinson hastalığının seyrinde düzenli hekim kontrolünün önemine dikkat çekmek amacıyla “Sağlığınız İçin Şimdi Harekete Geçin!” farkındalık kampanyasını hayata geçirdik.
Her proje ile farkındalık kazanmanın ve kazandırmanın önemini kişisel olarak bir kez daha anlıyorum. İnsan sağlığına katkıda bulunabilmenin, yaşamlara değer katabilmenin yarattığı his tarif edilemez. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz bazı farkındalık çalışmalarının dünyada ve Türkiye’de prestijli kurumlar tarafından ödüllendirilmiş olması da bize ayrı bir gurur ve mutluluk veriyor.
W- Bunlara ek olarak “Önce Kızlar, Öncü Kızlar”, “Olasılıklar Haftası” gibi, firma çalışanlarınız ile birlikte gerçekleştirdiğiniz sosyal sorumluluk projeleriniz bulunuyor. Bize bu projelerden bahsedebilir misiniz?
F.Ş.- Daha önce de değindiğim gibi çocuklar bizim geleceğimiz. Gerçekleştirdiğimiz her sosyal sorumluluk projesinde onlara daha yaşanabilir bir dünya yaratmayı ve geleceklerini nasıl daha iyi hale getirebileceğimizi düşünerek hareket ediyoruz. Bu bağlamda dünya genelinde tüm AbbVie çalışanları ile birlikte her yıl Haziran ayında “Olasılıklar Haftası” etkinliği ile bulunduğumuz ülkelerdeki topluluklara destek olmak, eğitim faaliyetlerine katkı sağlamak ve çevreyi korumak için birçok gönüllülük projesini hayata geçiriyoruz. 2014 yılından beri global olarak hayata geçirdiğimiz “Olasılıklar Haftası” kapsamında 2022 yılında Türkiye’deki gönüllü çalışanlarımız ile birlikte Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) iş birliğinde, İstanbul ve Ankara’da öğrencilere daha iyi bir eğitim ortamı sağlamak, ihtiyaç sahibi okulların eğitim koşullarını iyileştirmek için bir araya geldik. 100’ün üzerinde gönüllü çalışanımız ile İstanbul’da 75.Yıl Cumhuriyet ve Samandıra Ortaokullarının, Ankara’da da Kuzeykent İlkokulu’nun şartlarını iyileştirdik. Bu yıl yaptığımız bu çalışmalarla 2.700’ün üzerinde çocuğun hayatına dokunduk. Olasılıklar Haftası kapsamında gönüllük projelerimiz bu yıl haziran ayında da devam edecek.
2022 yılında hayata geçirdiğimiz “Önce Kızlar, Öncü Kızlar” projesi de toplumumuz için önemli konulardan birine odaklanıyor. TOÇEV (Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı) iş birliği ile hayata geçirdiğimiz proje kapsamında Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan sosyal yaşamda ve eğitim hayatında eşit haklardan yararlanamayan ve eğitimlerini sürdürmekte zorlanan, lise ve üniversitede okuyan 50 kız öğrencinin eğitimine ve kariyer yolculuklarına destek verdik. TOÇEV eğitmenleri bu öğrencilere 6 ay boyunca özgeçmiş hazırlama, bilgisayar programı ve sosyal medya kullanımı gibi birçok online eğitimin yanı sıra sunum yapma teknikleri, topluluk önünde konuşma, etkili iletişim, diksiyon, zaman yönetimi, hobi ve yetenek keşfi gibi kişisel gelişim eğitimleri de verdiler. Gönüllü AbbVie çalışanları da bu kızlarımıza online mentorluk desteği vererek onlardan gelen soruları yanıtladı, kendi deneyimlerini ve kariyer yolculuklarını paylaşarak yol gösterdi. İş hayatında, eşit fırsatlar sunulduğunda kadınların ne derece başarılı olduğunu gösteren bir çok örneğe şahit oluyoruz. Projemizi kadınların sosyal yaşamda ve iş hayatında daha aktif rol almalarını desteklemek amacı ile bu yıl da sürdüreceğiz.
Son olarak Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV) ile birlikte 2018 yılından bu yana yürüttüğümüz “Kutup Yıldızları” projesine değinmek istiyorum. Bu proje kapsamında kendi imkanlarıyla gerekli desteğe ulaşamayan ailelerin 0-36 ay arasında serebral palsi açısından risk taşıyan bebeklerinin gelişimsel bozukluklarının erken dönemde tespit edilmesi, yaşam boyu ihtiyaç duyacakları özel eğitim ve rehabilitasyon desteklerine kavuşabilmeleri ve sosyal hayata karışabilmeleri için yürütülen “Erken Müdahale Programı” na destek sağlıyoruz. Bugüne kadar 130’dan fazla bebeğin ve ailelerinin hayatlarına dokunduk. Daha nice ailenin hayatına mutluluk getirebilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
W- Sürdürülebilirlik alanında yaptığınız çalışmalar var mı?
F.Ş.- İnsanların yaşamına katkı sunabilmenin, dünyamızın daha yaşanabilir bir yer olmasıyla anlam kazanabileceğine inanıyoruz. AbbVie olarak insanların ve gezegenimizin ortak sağlığını sürdürülebilir ve ölçülebilir bir şekilde iyileştirmek için çabamızı sürdürüyoruz. Enerji tüketimimizi yönetmekten sürdürülebilir tedarikçilere öncelik vermeye kadar, ilaç geliştirme ve dağıtım sürecinin her aşamasında çevresel etkimizi azaltmayı taahhüt ediyoruz. Karbon emisyonlarında, su ve atık üretiminde ciddi bir azalmaya katkı sağlamak için uzun vadeli çevresel sürdürülebilirlik hedeflerimiz bulunuyor. Bu kapsamda 2015 yılından beri karbon emisyonunda yüzde 25 ve su tüketiminde yüzde 14 azalma sağladık.
Bugüne kadar dünyada Dow Jones Dünya Sürdürülebilirlik Endeksi, FTSE4Good Endeksi, S&P 500 ESG Endeksi, Purpose Power Endeksi’nde yer aldık. EcoVadis Kurumsal Sosyal Sorumluluk Değerlendirmesi’nde altın madalyaya layık görüldük. 2020 yılında bünyemize kattığımız Allergan da 2018 yılında sürdürülebilirlik konusunda dünyanın en iyi şirketlerinin sıralandığı Corporate Knights 2018 listesinde “Dünyanın En Sürdürülebilir 100 Global Şirketi” arasında gösterildi.
W- AbbVie Türkiye 9 yıldır üst üste Türkiye’de ve ilaç sektöründe “En İyi İşveren” listesinde yer alıyor, Great Place To Work Enstitüsü® tarafından düzenlenen araştırmada bugüne kadar çok sayıda ödüle layık görüldünüz. Yıllardır değişmeyen bu başarının temelinde ne var? Bize açıklar mısınız?
F.Ş.- AbbVie Türkiye olarak kapsayıcı ve insan odaklı yaklaşımımız sayesinde Türkiye’nin tercih edilen işverenleri arasında ön sıralarda yer alıyoruz. Bunun temelinde güvene, açık iletişime ve şeffaflığa dayalı bir yaklaşımla, çalışan memnuniyetinin ön planda olduğu samimi bir çalışma ortamı yaratma çabamız yatıyor.
AbbVie’de çalışan deneyimini geliştirmeye yönelik tüm uygulamalar, çalışanların öneri ve geri bildirimleri doğrultusunda şekillendiriliyor. Çalışan bağlılığını artırmaya yönelik uygulamalarımızın çoğunu gönüllü çalışanlarımızın oluşturduğu ‘AbbVie’de Mutlu Yaşam Çalışan Meclisi’ geliştiriyor. Bu oluşum, sağlıklı ve keyifli bir çalışma ortamı sağlamaya yönelik olarak özel gün kutlamaları gerçekleştiriyor, sosyal sorumluluk ve gönüllülük projeleri yaratıp hayata geçiriyor, çalışanlarımızın hobilerini destekliyor ve kurumsal indirimler gibi onların hayatlarını kolaylaştıran çeşitli uygulamalara imza atıyor.
AbbVie’de çeşitliliği kucaklayan bir iş yapış şeklimiz var. “Hakkaniyet, Eşitlik, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” (EED&I) yaklaşımı ile tüm çalışanlarımızın özgün kimlikleriyle varlık gösterdikleri bir ortam sunuyoruz. Kapsayıcı kültürümüzü zenginleştirmek amacıyla çalışanlarımız arasında açık ve samimi diyaloglar kurulmasını teşvik eden “Biz Bizi Anlarız” toplantıları düzenliyoruz. Bu sayede çalışanlarımız birbirlerini eşsiz özellikleri ile tanıma fırsatı buluyor ve EED&I kavramlarına odaklanarak fikirlerini samimi bir şekilde dile getirebiliyor. Ayrıca farklı departmanlardan gönüllü çalışanlarımızın katılımıyla kurduğumuz “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Kurulu” tüm çalışanlarımızın sesi oluyor ve bu konuda önceliklerimizin hayata geçirilmesini destekliyor.
Çalışanlarımızın bütünsel iyilik halini desteklemek için “AbbVie Vitality Çalışan Destek Programı” ile kendilerine ve aile üyelerine ücretsiz psikolojik destek ve danışmanlık imkânı sağlıyoruz. Ayrıca “AbbVie Çalışan Destek Fonu” ile tüm dünyadaki AbbVie çalışanlarına aile içi şiddet, fiziksel istismar, kısa süreli hastalıklar, aile bireylerinin vefatı gibi acil durumlarda maddi ve manevi destek sağlıyoruz.
AbbVie’de cinsiyet eşitliği ve kadınların çalışma hayatına katılımının artmasını destekleyen uygulamaları da destekliyoruz. Yetenek Kazandırma Ödülü uygulamamız ile önerilen adayın kadın olması durumunda, adayı öneren çalışanımıza vereceğimiz maddi ödülü iki katına çıkardık. Şu anda AbbVie Türkiye’de çalışan sayımız yüzde 46’sı kadın, yüzde 54’ü erkek olmak üzere dengeli bir dağılıma sahip. Yönetim ekibimizin yüzde 69’u, liderlik rollerimizin ise yüzde 51’i kadın çalışanlardan oluşuyor.
Hayata geçirdiğimiz bu yenilikçi uygulamalar ile 2022 yılında Great Place To Work Enstitüsü® tarafından düzenlenen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri’’ araştırmasında 250-500 çalışan kategorisinde “Türkiye’nin En İyi İşvereni” seçildik. “Pharma’nın En İyi İş Verenleri Listesi”nde de 250+ çalışan kategorisinde birinciliğe layık görüldük. Great Place to Work Enstitüsü ayrıca AbbVie’yi “Multinationals List 2022 (En İyi Çok Uluslu Şirketler)” Listesi’nde 250 – 499 çalışan sayısı kategorisinde birinci sıraya yerleştirdi. “Yaşam Boyu Öğrenme Ödülü” de dahil olmak üzere 2022 yılında Great Place to Work Enstitüsü tarafından toplam 5 ödüle layık görüldük. 2015 yılından bu yana bu araştırmada her yıl art arda çeşitli kategorilerde bugüne kadar toplam 26 ödüle layık görüldük, 8 yıldır üst üste Türkiye’de ve ilaç sektöründe “En İyi İşveren” listesine giriyoruz.
Birçok ödüle layık görülmüş bir kurumun bünyesinde yer aldığım ve bu başarıların iletişim sürecini yürütme şansına sahip olduğum için gururluyum. Bu başarı tüm ekip arkadaşlarımızla yarattığımız huzurlu çalışma ortamının sonucu, bunun için hepsine tekrar teşekkür ederim. Benim için en değerli ödüllerden biri de bu ekiple çalışıyor olmak.
W- AbbVie’yi diğer şirketlerden ayıran en önemli özelliği nedir?
F.Ş.- AbbVie Türkiye’nin çalışanlar tarafından en çok tercih edilen işverenler arasında yer alması bir tesadüf değil. Bugün ortak bir amaç yaratmak her zamankinden daha kritik bir öneme sahip. AbbVie’de yetkilendirme, geliştirme, geri bildirim ve eşsiz kültürümüz aracılığıyla çalışanlarımıza başarılı olmaları ve kendilerini değerli hissetmeleri için farklı araçlar sunuyoruz. AbbVie’nin özgün kültürünün oluşmasına çalışanlar her aşamada katkı sağlıyor, süreçlere mutlaka dahil ediliyor, fikirleri ve görüşleri dikkate alınıyor.
Çalışanlarımızı süreçlere dahil ederek, dinleyerek ve ilkelerimizi örnek alan takımlar kurarak kültürümüzü inşa etmeye devam ediyoruz. Bu yaklaşım çalışan bağlılığını artırmamıza ve güçlü liderler yetiştirmemize olanak sağlıyor.
W- Yeni projelerinizi ve hedeflerinizi paylaşır mısınız?
F.Ş.- Bu yıl tüm dünyada kuruluşumuzun 10’uncu yıl dönümünü kutlayacağız. “10 Yıllık Etki, Sınırsız Olasılıklar” diyerek bu heyecanı çalışanlarımız ve iş ortaklarımız ile birlikte hayata geçireceğimiz iletişim çalışmaları ile yıl boyunca yaşatmaya devam edeceğiz.
AbbVie olarak Abbott’un sağlık alanında 1888 yılına dayanan uzun geçmişini ve 130 yılı aşkındır süregelen inovasyon gücünü arkamıza alarak 2013 yılında faaliyete geçtik. Tam 10 yıldır, molekül keşfinden ilaç geliştirmeye, yaşama değer katan çözümler sunmaya ve hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için ilk günkü heyecanımız ile çalışmaya devam ediyoruz. Bizi biz yapan, bireysel ve toplumsal olarak mümkün olan en iyi etkiyi ortaya çıkarma ve yaşamlarda iz bırakma tutkumuz. Kurulduğumuz ilk günden bu yana güçlü araştırma geliştirme odağımız, bilime olan tutkumuz ve insanlığa hizmet etmeye olan derin bağlılığımız ile yaşamlara dokunmaya gönül verdik. Bunun için her zaman bilimden güç, hastalardan ilham aldık. Eşsiz AbbVie kültürümüzü eşitliğin gücüne, farklılıkların değerine, kapsayıcılığın birleştiriciliğine duyduğumuz inançla geliştirdik. Yaptığı işi seven, tutku ile çalışan, birbirine inanan ve güvenen bir ekiple ve asla tükenmeyen öğrenme ve gelişme isteğimiz ile uzmanlığımızı yaşam kalitesini yükseltecek çözümler geliştirmeye adadık. Şimdi ise yönümüz bizi bekleyen umut dolu geleceğimiz. Tutkumuzun verdiği cesaretle, toplum sağlığına olan on yıllık etkimizi sınırsız olasılıklarla desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz.
W- Kıymetli Figen Hanım değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür eder, başarılarınızın devamını kalben dileriz.