İEİS,
2014 ULUSLARARASI BİYOTEKNOLOJİ KONVANSİYONU’NA KATILIYOR
Biyoteknoloji alanında dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olan ve her yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Uluslararası Biyoteknoloji Konvansiyonu, bu yıl 23–26 Haziran tarihlerinde San Diego’da gerçekleşecek. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Türkiye Pavilyonu’nda yerini alacak.
Konusunda dünyanın en büyük organizasyonlarından birisi olarak nitelendirilen Uluslararası Biyoteknoloji Konvansiyonu, biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren binlerce kurum ve kuruluşu bir araya getirerek, ikili ilişkileri geliştirmek ve çeşitli yatırım bağlantıları kurmak açısından önemli fırsatlar sunuyor. İlaç sektörünün etkin ve geniş kapsamlı şekilde yer aldığı BIO 2014 Uluslararası Konvansiyonu’na Türkiye, Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz Başkanlığı’nda bir heyetle, Başbakanlık Yatırım ve Destek Ajansı koordinasyonunda üçüncü kez katılacak. Türkiye Pavilyonunda, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yer alacak İEİS standında, Sendika üyesi firmalar ile Türkiye İlaç İhracatçılar Platformu’nun tanıtımı yapılacak.
TOKGÖZ: “Hedefimiz; Dünyanın önde gelen ilaç üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi konumuna gelmek ve Ar-Ge yetkinliğimizi artırmak…”
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Turgut Tokgöz yaptığı açıklamada; “Türkiye ilaç endüstrimizde, uzun yıllara dayanan uluslararası kalite standartlarında üretim deneyimi mevcuttur. Kaliteli insan gücü ve yüksek teknolojisi ile gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek potansiyele sahip olan endüstrinin ürünleri, 150’den fazla ülkeye ihraç edilmektedir. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası olarak, endüstrimiz için, dünyanın önde gelen ilaç üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi konumuna gelmek ve Ar-Ge yetkinliğimizi artırmak hedeflerini belirledik. Son yıllarda, ilaç firmalarımız Ar-Ge alanında yatırımlara yönelmektedir. Endüstrimizde akredite edilmiş Ar-Ge merkezi sayısı hızla artmaktadır. Ar-Ge merkezlerinin teşviklerinden yararlanabilmesi için gereken 50 tam zaman Ar-Ge personeli sayısının önerilerimiz doğrultusunda Bakanlar Kurulu tarafından 30’a indirilmesiyle bu sayı önümüzdeki süreçte daha da artacaktır. Ar-Ge alanı doğru stratejik planlamalarla desteklenirse ülkemiz katma değerli eşdeğer ürünler ve biyobenzer ürünler üretmekle kalmayacak aynı zamanda bu ürünleri ihraç eden bir konuma gelmesi sağlanabilecektir.” dedi.
Biyoteknolojik ürünlerin Dünya ilaç pazarındaki yeri güçleniyor…
Biyoteknolojik ürünler; dünya ilaç pazarındaki yerini gittikçe güçlendirdiğini ve Türkiye’de de dünyadaki gelişmelere paralel olarak biyoteknolojik ilaçların üretimine geçilmesinin zorunlu göründüğünü ifade eden Tokgöz “Biyoteknoloji alanı, özellikle uzun yıllara dayanan üretim kültürümüzün bulunduğu konvansiyonel ilaç alanına göre, birikimimizin göreceli olarak daha az olduğu ve yetkinliklerimizin hızla geliştirilmesi gereken bir alandır.
Bildiğiniz üzere, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da, medikal biyoteknolojiyi ülkemizin geleceğini şekillendirecek en kilit alanlardan birisi olarak değerlendirdi. Ülkemizin hedefini, Sendikamızın da hedefleriyle örtüşür şekilde, biyoteknolojik/biyobenzer ürünler başta olmak üzere daha yüksek katma değerli ilaçlar üreten rekabetçi bir yapıya kavuşmak olarak açıkladı.
Firmalarımız bu alanda çalışmalara başlamıştır. Kamunun destek mekanizmaları da bu alanın gelişimi açısından son derece olumludur. Üretim ve Ar-Ge yatırımlarına verilen teşviklere ek olarak Sosyal Güvenlik Kurumu politikaları da yurtiçinde geliştirilen ve üretilen ürünleri destekleyici yönde olmalı ve bu yönde adımlar atılmalıdır.” dedi.
Türkiye’de biyoteknolojik ürünler, toplam ilaç pazarının yaklaşık %13’ünü oluşturuyor.
Biyoteknolojik ilaçlar kimyasal bileşimler yerine biyolojik yöntemlerle, organizmalardan ve canlı sistemlerden üretilen ürünlerdir. Biyobenzerler ise referans biyoteknolojik ürünlerin patent süresi dolduktan sonra üretilen versiyonlarıdır.
Biyoteknolojik ürünler; dünya ilaç pazarındaki yerini gittikçe güçlendirmektedir. 2000 yılında dünya ilaç pazarının %10’una sahip olan bu ürünlerin payları bugün %20’lere yaklaşmış durumdadır. Sentez kimyasıyla üretilen ürünler gittikçe azalıyor, birçok firma biyoteknoloji alanına girmek için adım atıyor. Türkiye’de biyoteknolojik ürünlerin toplam pazar büyüklüğü 1,7 milyar TL’ye ulaşmış olup, bu rakam toplam ilaç pazarının yaklaşık %13’ünü oluşturuyor. Biyobenzer ilaçların bu pazar içindeki payı %1,4 gibi düşük bir rakam olsa da hızlı büyüme kaydettiği gözleniyor.
İEİS