W-Abdi İbrahim İlaç CEO’su Sn. Dr. Süha Taşpolatoğlu ile AbdiBio özelinde Biyoteknoloji ve Türk İlaç Sanayi hakkında söyleşiye devam ediyoruz;
Türkiye, biyoteknoloji ile üretilen ilaçlar alanında önemli bir oyuncu olabilir mi?
S.T.- Biyoteknoloji ile üretilen ilaçlar, birçok tedavi alanındaki en önemli gelişmeleri oluşturuyor. Dünyada pek çok ülke biyoteknoloji tesisleri kuruyor. Sadece gelişmiş ülkeler değil, Polonya, Güney Afrika gibi pek çok ülke de bu alana hızla giriyor. Türkiye’nin de biyoteknoloji yarışında, bulunduğu coğrafyanın önemli oyuncularından biri olabilmesi mümkün.
Sağlık Bakanlığı’nın biyoteknolojik ilaçların Türkiye’de üretilmesi, sadece üretilmekle kalmayıp Türkiye’nin kendi biyobenzerlerini geliştirmesi konusunda bir vizyona ve bu yöndeki yatırımların desteklenmesi yönünde bir insiyatife sahip olduğunu görüyoruz. Biyoteknoloji, plazma ürünleri, onkoloji ürünleri gibi ürünler, öncelikli yatırım alanları içinde sayılıyor. İlaç endüstrisi olarak karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen bunlar çok önemli ve olumlu gelişmeler. Sağlık Bakanlığı’nın da bu konudaki önceliklendirmeleri ve destekleri ile endüstrimiz bu konuda yol alıyor.
W- Biyoteknoloji alanındaki start-up’ların, Türkiye’nin bu alandaki gelişimine ne düzeyde katkısı olabilir?
S.T.- Dünyada biyoteknoloji alanındaki önemli firmaların bugünkü durumlarına gelmesi, büyük ölçüde satın aldıkları start-up firmalar veya ürünleri sayesindedir. Bazı firmalar da start-up olarak başlayıp, hızlı bir büyümeyle bugünkü konumlarına gelmişlerdir. Bu açıdan bakıldığında, start-up’ların biyoteknoloji alanındaki ilerlemede etkisi büyüktür. Tabii bu noktada, start-up’ların gelişmelerine imkan veren ortamın, kültürün etkisi de çok önem kazanıyor. Bununla ilgili Amerika örneğini vermek isterim. Amerika’da, start-up’ların gelişebilecekleri iklim açısından çok olumlu şartlar sağlanmış durumda. Start-up bir şirket kurulduğunda ne yapılacağını, hangi yollardan gidileceğini, başarının nasıl destekleneceğini ilgili tüm taraflar biliyor. Bu şirketin başarısına yatırım yapacaklar için altyapı da hazır. Türkiye’ye gelince, ülkemiz insanının çok yaratıcı ve girişimci olduğunu biliyoruz. Bu anlamda ülkemiz avantajlı bir konuma sahip. Ar-Ge kültürünün gelişmesi, start-up yapısına uygun bir büyüme ortamının sağlanması ve finansal desteklerin artmasıyla, bu avantajımızın zaman içinde başarılı sonuçlara dönüşebileceğini düşünüyorum.
600 Milyon TL yatırım tutarına sahip Türkiye’nin en büyük “Steril Enjektabl ve Onkoloji Ürünleri Üretim Tesisi”nin inşaatına başladık. Bu tesisimizde, farklı formlarda olan steril ürünlerin ve onkoloji ürünlerinin üretimini yapacağız. “Oftalmoloji Üretim Alanı” yatırımımızda da sona gelmek üzereyiz. Bu alanda steril göz damlaları üreteceğiz. 240 Milyon TL yatırım rakamına sahip tesisimizde, 2019 yılında üretime başlayacağız. Bize Avrupa ve ABD için de üretim yapabilme yetisi verecek olan bu alanın ve üretim sistemlerinin dizaynı FDA standartlarını karşılar nitelikte. 2018 yılı içinde üretime başlayacağımız bir diğer alanımız ise “Hormon Üretim Alanı”. Diğer üretim alanlarından tamamen ayrı olarak dizayn edilen bu alan, ülkemizde bu yöndeki önemli bir ihtiyacı giderecek. Hormon Üretim Alanı ile hem kendi ürünlerimizi üretebileceğiz, hem de üretim hizmeti verebilecek bir kapasiteye ulaşacağız. Hormon Üretim Alanı’mızın yatırım miktarı ise 18 Milyon TL.
W- 2018 yılı Abdi İbrahim için nasıl geçecek?
S.T.- Abdi İbrahim olarak 1912’de başladığımız yolculuğumuzda, her geçen gün daha iyiye ulaşmak için çabalıyor ve çalışmalarımızı bu sorumluluk bilinciyle sürdürüyoruz.
2020 vizyonumuz doğrultusunda; Türk ilaç sanayisinin lider şirketi olarak, uluslararası güçlü bir marka olma yolunda yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz, cesur ve öncü girişimlerimizle, dokunduğumuz hayatları iyileştirmek için tam 106 yıldır tutkuyla çalışıyoruz. Türkiye’nin %100 yerli ilaç şirketi olarak, ülkemiz ve endüstrimizin gelişimi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
Hedefimiz, değer yaratan işlere, var gücümüzle imza atmaya devam ederek ülkemize katkı sunmak.
2018 yılı da bir dizi yatırımla geçecek.
400 Milyon TL’lik yatırımla temellerini attığımız, Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio’da, 11 Mayıs 2018’de üretime başladık. Bunun dışında, ülkemizde eksikliği hissedilen, 600 Milyon TL yatırım tutarına sahip Türkiye’nin en büyük “Steril Enjektabl ve Onkoloji Ürünleri Üretim Tesisi”nin temellerini attık.
Bu tesisimizde, farklı formlarda olan steril ürünlerin ve onkoloji ürünlerinin üretimini yapacağız.
“Oftalmoloji Üretim Alanı” yatırımımızda da sona gelmek üzereyiz. Bu alanda steril göz damlaları üreteceğiz. 240 Milyon TL yatırım rakamına sahip tesisimizde, 2019 yılında üretime başlayacağız. Bize Avrupa ve ABD için de üretim yapabilme yetisi verecek olan bu alanın ve üretim sistemlerinin dizaynı FDA standartlarını karşılar nitelikte.
2018 yılı içinde üretime başlayacağımız bir diğer alanımız ise “Hormon Üretim Alanı”. Diğer üretim alanlarından tamamen ayrı olarak dizayn edilen bu alan, ülkemizde bu yöndeki önemli bir ihtiyacı giderecek. Hormon Üretim Alanı ile hem kendi ürünlerimizi üretebileceğiz, hem de üretim hizmeti verebilecek bir kapasiteye ulaşacağız. Hormon Üretim Alanımızın yatırım miktarı ise 18 Milyon TL.
Tüm bu tesislerimizde, kendi portföyümüzün üretiminin yanında, farklı firmalara üretim hizmeti de vereceğiz.
2020 vizyonumuz doğrultusunda; Türk ilaç sanayisinin lider şirketi olarak, uluslararası güçlü bir marka olma yolunda yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz, cesur ve öncü girişimlerimizle, dokunduğumuz hayatları iyileştirmek için tam 106 yıldır tutkuyla çalışıyoruz. Türkiye’nin %100 yerli ilaç şirketi olarak, ülkemiz ve endüstrimizin gelişimi için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Hedefimiz, değer yaratan işlere var gücümüzle imza atmaya devam ederek ülkemize katkı sunmak.
W- Abdi İbrahim, Türkiye ilaç sektörünün lider markası konumunda. Markanın bu güce sahip olmasındaki öncelikli faktörlerin neler olduğunu ve yatırımlarınızın olduğu Kazakistan ve Cezayir’de Abdi İbrahim markasının nasıl algılandığını öğrenmek isteriz.
S.T.- Abdi İbrahim markasının bu güce ulaşmasında, iki faktörün öne çıktığını düşünüyorum:
İlki, ilaçlarımızın tanıtımında bilimsel iletişime verdiğimiz önemdir.
İkincisi ise ilaç sektörünün içinde bulunduğu zor şartlara rağmen ülkemize sürekli yatırım yapmaya, yeni tesisler kazandırmaya devam etmemizdir.
İlaç endüstrisindeki küçülmeden, kadroların daraltılmasından bahsedilen dönemde, bizim daha fazla yatırım yapmak, daha fazla istihdam sağlamak konusundaki çabamızın, markamıza duyulan güveni sağlamlaştırdığını düşünüyorum.
Kazakistan ve Cezayir’e gelince, buradaki tesislerimiz “GMP / İyi Üretim Uygulamaları” ve yönetmelikler açısından modern, teknolojik ve yüksek kalite standartlarındadır. Kazakistan ve Cezayir’de, tesis yatırımlarımız, geniş ve güçlü ürün portföyümüzle ön plana çıkıyoruz. Merkezi yönetim sistemlerimiz çerçevesinde Türkiye’de uyguladığımız sistemler ve performans ölçüm göstergelerinin, bu tesislere adapte edilmesi ile kısa bir sürede, birçok şirket üretim hizmeti almak için bizi tercih etmekte. Pazarlama faaliyetinde bulunduğumuz diğer ülkelerde ise ürünlerimiz ve deneyimli ekiplerimiz ile varız.
W- Yurt dışına yönelik hedefleriniz konusunda bilgi alabilir miyiz?
S.T.- Abdi İbrahim olarak Türkiye dışında, Kazakistan, Cezayir, Portekiz, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Tunus ve Irak olmak üzere 12 ülkede kendi yapılanmamızla faaliyet gösteriyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinden Kanada’ya, Kuzey Afrika’dan Asya’ya olmak üzere 50 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.
Kazakistan’daki tesisimizde 2015 yılında üretime başlamıştık. Cezayir tesisimizde ise 2017 Temmuz ayında üretime geçtik. Türkiye, Kazakistan ve Cezayir’deki üretim tesislerimizin yanında, stratejik işbirliklerimizle uluslararası alanda güçlü bir marka olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Önceki yıllarda olduğu gibi, 2018 yılında da ihracatımızı ve uluslararası pazarlardan elde ettiğimiz payı, sürdürülebilir bir şekilde artırmayı hedefliyoruz. Bağımsız Devletler Topluluğu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki markalarımızı kuvvetlendirerek ve yeni markalar ekleyerek, bu bölgelerdeki ihracatımızı büyüteceğiz. Avrupa Birliği içinde ise; geliştirmesi ve üretimi zor olan ürünlerimizi, işbirliği yaptığımız firmaların dağıtım ve pazarlama ağlarını kullanarak kendi markamızla ihraç etmeyi sürdüreceğiz. 2018’de, özellikle Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine başlayacağımız ihracat önem kazanacak.
Son yıllardaki büyümesi ile Suudi Arabistan; dünyanın en büyük 10 ilaç pazarı arasına girmek üzere. Büyüyen bu pazardaki ekonomik güçlükler ve konjonktür nedeni ile ilaca erişim eskisine göre siyasi açıdan da öncelik kazandı. Türk ürünlerinin bölgedeki olumlu kalite algısı, Abdi İbrahim olarak son 5 yıldır bölgedeki pazara erişim ve iş geliştirme faaliyetlerimiz ile birleştiğinde; Suudi Arabistan ve çevresindeki körfez ülkeleri, bizim için 2018 yılının en cazip ülkeleri arasında yer alıyor. Katar ile son dönemlerdeki yakınlaşmamız, gıda alanından sonra ilaç alanında da meyvelerini vermeye başladı. Katar’a ilk ihracatımızı çok yakında gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu bölgedeki ihracat hedefimiz ise 50 Milyon USD.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da firma satın alma imkanlarını da aktif olarak değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, ürünlerimizin hastaya erişiminde yaratılan değerin daha fazla kısmında yer almayı hedefliyoruz.
W- Son olarak, eklemek istediklerinizi rica ederiz.
S.T.- Yüzde 100 yerli sermayeli yapımızla, bir yandan doğup büyüdüğümüz topraklara yatırım yaparken, bir yandan da küresel oyuncu kimliğimizi kuvvetlendirecek adımlarımızı hızlandırıyor ve farklı coğrafyalarda da faaliyet alanımızı her geçen gün genişletiyoruz.
16 yıldan bu yana Türk ilaç sektörünün lideri konumunda olan şirketimizin büyüme hedefleri Türkiye ile sınırlı değil.
2020 vizyonumuz doğrultusunda, dünyanın en büyük 100 ilaç firması arasına girme hedefiyle çalışıyoruz.
Bu hedefe ulaşmamızı sağlayacak 5 büyüme alanı belirlemiş durumdayız. Bu çerçevede önceliklerimiz; mevcut ürünlerdeki liderliğimizi pekiştirmek, yeni ürünleri hizmete sunmak, farklı firmalar için yaptığımız üretimin hacmini artırmak, markamızı uluslararası pazarlarda daha da güçlendirmek ve yeni satın alma ve birleşme fırsatlarını değerlendirmek.
Bu vesile ile değerli okuyucuların ve de tüm Sağlık, Eczacılık ve İlaç sahasında çalışanların hem Ramazan hem de Babalar Gününü Kalben Tebrik Ederim, Sevdikleri ile Daha Güzel Günlere Erişmeleri Gönülden Temenni Ederim
W- Dr.Süha Bey değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Size ve Abdi İbrahim İlac’a sonsuz başarılar dileriz, yolunuz her daim açık olsun.