İŞ DÜNYAMIZDA 2023’E 3 AY KALA EKONOMİK BEKLENTİLER…
Merhaba Sevgili Dostlarım,
Cumhuriyetimizin 100. Yılına yaklaştığımız şu günlerde, ekonomik gelişmelerin son 3 yılı ile bu yılın son 3 ayını değerlendirmenin daha doğru olabileceği düşüncesiyle, uzman dostların da bazı görüşlerinden yararlanarak, özellikle küçük ve orta boy işletmelerimiz (KOBİ) için, güvenli bir yol haritası oluşturmak amacıyla, yazıya başlamak istiyorum.
Önce konunun uzmanlarından Sn. Erhan Kocabaş’ın geçenlerde Perakende.Org da yayınlanan “Kusursuz Fırtına İnşaat Sektörünü Derinden Etkiledi” başlıklı yazısına, bir göz atalım!
“2022 yılının ilk çeyreğinde henüz Covid-19 Salgınının/Pandeminin etkilerinden tamamen kurtulamamışken bir savaş faciası ile karşı karşıya kaldık. Büyük can ve mal kayıplarına yol açan sıcak savaş süreci, küresel ekonomi üzerinde de olumsuz etkilere yol açtı.
Bununla birlikte pandeminin etkisiyle aksayan tedarik süreci ve küresel çapta meydana gelen yüksek enflasyon, inşaat sektörünü ciddi bir darboğaza soktu. Savaşın seyri ve enerji arzında yaşanacak gelişmeler temel belirleyiciler olmak üzere, küresel çapta yüksek enflasyonun önümüzdeki kış boyunca sürmesi öngörülüyor.
Küresel ekonominin pek çok açıdan kritik bir noktada olduğu bu dönemde, dünyanın bu kez çok sayıda krizle aynı anda mücadele konusunun gündemde olduğu bir “kusursuz fırtına” ile karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye ekonomisi 2021 yılında ciddi bir toparlanma sergiledi. 2022 yılının ilk çeyreğinde ise ekonomi, özel tüketim ve ihracatın desteği ile %7,3’lük dikkate değer bir büyüme oranı elde ederken inşaat sektörü bu süreçte %7,2 küçüldü. Sektörel yatırımlardaki düşüş ve artan girdi maliyetleri sorunu ile birlikte faaliyetler yeniden durma noktasına geldi. Bu bağlamda ise ne yazık ki daralan tek sektör inşaat sektörü oldu. (Otomotiv sektörüne de… Dikkat! ARD)
Ülkemizin küresel çapta yaşanan enflasyon krizine çok yüksek rakamlarla girmesi ve finansal koşullarda yaşanan belirsizlik sebebiyle ekonomik anlamda kırılgan bir dönemin içerisindeyiz.
Sadece ülkemiz özelinde değil, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya’da bile enerji fiyatlarındaki artış sebebiyle ekonomik faaliyetlerde belirgin bir daralma sergilendi.
İnşaat sektörü istatistiklerini incelersek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Mayıs ayına ilişkin konut fiyat endeksine göre konut fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 145,50 arttı. (Döviz kuru, faiz ve enflasyon çerçevesinde, kira fiyatlarındaki artışta aynı şekilde! ARD)
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2022 yılı ilk çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı %22,5, daire sayısı %27,9, yüzölçümü %21,8 azaldı.
Bu rakamlar bize yeni konut arzının mevcut ekonomik konjonktürde azaldığını, fakat talebin canlı olduğunu gösteriyor. Yeni konut arzının tekrar eski yılları yakalaması için dolar kurunda istikrar, ekonomide öngörülebilirlik ve düşük faizli konut kredilerinin tekrar sunulması gerekiyor…”
Kira fiyatlarındaki artışların ise; hem kiracılar – hem de mal sahipleri tarafından, hiç de iç açıcı olmadığını, zaten hepimiz biliyoruz!
Konu tabi ki, sadece inşaat sektörüyle sınırlı değil. Aynı sıkıntılar yüksek enflasyon sebebiyle, girdi maliyetlerinden dolayı; gıda, tarım, enerji, akaryakıt vs. gibi sektörler içinde geçerli!
Özellikle belirsizliklerle ilgili dönemlerde çok güzel çalışmalar sergileyen, StratejiCo. Com’un web sitesinde de belirtildiği gibi…
“Değişimin hızının ve kapsamının belirlenemediği, olayları anlamakta zorlandığımız ve öngörü yapamadığımız bir dönemden geçiyoruz.
Siyasal belirsizlikler, ekonomideki dalgalanmalar, dijital dönüşümün yarattığı üretim süreçlerindeki değişiklikler, artan çalışan talepleri ve müşteri beklentileri, sosyal ve çevresel faktörler gibi birçok etken nedeniyle VUCA dönemindeyiz.
Soğuk Savaş’ın bitmesi ve asimetrik tehditlerin ortaya çıkması neticesinde yeni güvenlik ortamını tanımlamak için ABD ordusu tarafından ortaya atılan VUCA kavramı, bulunduğumuz dönemin şartlarını anlamak için, giderek daha fazla kullanılmaya başlandı.
Değişken (Volatile), belirsiz (Uncertain), karmaşık (Complex) ve muğlak (Ambigious) olarak açıklanan VUCA kavramı; 2000’li yıllardan bu yana iyice ortaya çıkan gelişmeler çerçevesinde, iş dünyasında da sıkça konuşulur oldu…
Geçmiş tecrübelerin ve ezberlerin yeterli olmayacağı bir döneme giriyoruz. Özellikle V tipi yani kısa vadeli ani krizlere alışmış Türk Yöneticiler için, bu uzun vadeli belirsizlik döneminde gemiyi rotada tutmak alışık olmadıkları bir durum. Bu dönemde ayakta kalacak ve rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacak şirketlerin en önemli farkı, manevi değerleri olacak!”
Bir işletme için, manevi değerlerin neler olabileceğini düşündüğümüzde, genel tanımlarda yer alan, tüm çalışanlara yönelik; Saygı + Hoşgörü + Yardımlaşma ilkelerinin yanında, Adillik + Şeffaflık + Hesap Verebilirlik + Sorumluluk, olarak 4 ana ilkesi olan “Kurumsal Yönetim”, ön plana çıkmakta!..
Kurumsal Yönetim ise, bir kurum veya kuruluşun; kişilerden bağımsız olarak, paydaşlarına zarar vermeyecek şekilde, mali kaynakları kullanarak insan kaynaklarını kendine çekebilen, verimli çalışmalar ile kısa ve uzun vadelerde ekonomik kazanç yaratarak sürdürülebilirlik sağlayan, bir iş disiplinidir! (TKYD)
Yani, iş konunuz ne olursa olsun, zor zamanlarda ayakta kalmak ve yola devam etmek için, en önemli kriterler; kârlılık + güçlü nakit akışı + etkin bir finansal yönetim + kurumsallaşmadır!..
Kriz dönemlerinde bunlardan biri veya birkaçında sıkıntılar olabilir. Ama böyle durumlar için A planınızın yanında mutlaka bir B ve C planlarınızın olması gerektiği de muhakkak! Ve tabi ki, bu planların, “Ben Yaptım Oldu”culukla değil, tüm yönetim kadrolarınızın katılımıyla yapmak ve ortak kararlar almak önemli! (Sn. Naciye Gökçe ve Sn. Macide Koç’a çok çok teşekkürler!)
Ben Yaptım Oldu’culuk ile neyi kastettiğimi merak ederseniz, konuyla ilgili pandemi ve ekonomik sıkıntılar öncesi 26.12.2019 da yazdığım “Is Dünyasında – Ben Yaptım Oldu’culuk!” başlıklı e-makale’me, internetten her zaman ulaşabilirsiniz!..
2023’e 3 Ay kala, ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmelere göre A Planınızda (Kârlılık + Güçlü Bir Nakit Akışı + Etkin Bir Finansal Yönetim + Kurumsallaşma) bazı sıkıntılar varsa, B ve C planları konusunda, aşağıdaki alternatifleri değerlendirebilirsiniz!
*) İş akış tablonuza göre, tasarruf tedbirlerini ön plana çıkartın…
*) Gereksiz stoklardan (Ürün veya Hizmet) kurtulun…
*) Çalışan memnuniyetine, özel olarak önem verin…
*) Teknolojiye ve dijital dönüşüme yatırım yapın…
*) Tüm yenilikçi fikirlere açık olun…
*) Performans kriterlerinizi, doğru saptayın…
*) Sosyal medyayı ve dijital pazarlamayı göz ardı etmeyin…
*) Devlet destekli projelerde (Tübitak + Ur-Ge + Ar-Ge + Vs.) yerinizi alın…
*) Sektörünüzü yakından takip edin, yeni ürün veya hizmetlere yer açın…
*) Müşteri memnuniyeti ve satış sonrası hizmetleri, mutlaka gündemde tutun!..
Rekabete saygı duyarak ve teknolojiyi yakından takip ederek “2023’e 3 Ay Kala Ekonomik Beklentiler”inizin pozitif yönde gerçekleşmesi ve de daha mutlu bir gelecek için, her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle…
Sevgi ve saygılarımla