Dünyada giderek artan ve tüm organları etkileyen diyabet yani şeker hastalığı, körlüğe kadar gidebilen göz problemlerini beraberinde getiriyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) açıkladığı verilere göre dünyada her 10 yetişkinden biri diyabet hastalığına sahip. 2045 yılında ise diyabetli hasta sayısının 629 milyona ulaşacağı ön görülüyor.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Beslenme ve Diyetetik bölümü öğretim üyesi Gökçen Garipoğlu, tüketilmesi gereken gıdalar hakkında önemli bilgiler paylaştı. Sofra şekeri ile yapılan yiyeceklerin diyabetlilerden uzak durması gereken gıdaların başında geldiğini ifade eden Gökçen Garipoğlu, “Bununla birlikte sadece sofra şekeri değil, früktoz şurubu, agave şurubu veya bal ile tatlandırılmış gıdalara da dikkat edilmelidir. Bu ürünler doğal tatlandırıcı olarak görülse de kan şekerini yükseltebilmektedir. Ancak bu da karbonhidrat içeren hiç bir gıda tüketilmemelidir şeklinde algılanmamalıdır. Çünkü; bazı gıdalarda karbonhidratlarla birlikte gıdada bulunan diyet lifi, yağ, protein gibi diğer bileşenler de kan şekerinin kontrolüne yardımcı olur. Örneğin tam tahıllar ve kurubaklagiller hem diyet lifi hem de protein içerir, benzer şekilde meyveler de diyet lifi içerdiğinden güvenlidir. Tabi ki unutulmaması gerekense güvenli de olsa her gıdanın belli ölçülerde tüketilmesi gerektiğidir” ifadelerini kullandı.
“Gıdaların ölçülerine dikkat etmeliyiz”
Her meyvenin ölçüsüne uygun olarak tüketilmesi gerektiğini söyleyen Garipoğlu, “Ancak, fruktoz içeriği yüksek olan armut, muz, kavun, karpuz gibi meyveler ve kurutulmuş meyveler tüketilirken ölçüye daha çok dikkat edilmelidir.” dedi. Diyabet hastalarının kuru baklagiller de tüketebileceğini söyleyen Garipoğlu, “Kuru baklagillerin içerisinde yüksek oranda diyet lifi ve protein vardır. Kan şekerini dengeler ve tok tutar. Ancak yine hatırlatalım, kuru baklagiller için de ölçü vardır. Esasen birçok gıda tüketilebilir, önemli olan ölçüsüdür” uyarısında bulundu.
Fazla kilolar diyabet nedeni
Diyabetlilerin damarlar sağlığına dikkat etmeleri gerektiğinin altını çizen Garipoğlu, “Yağ ve tuz alımları yüksek olmamalıdır. Ayrıca diyabetlilerin antiokasidan vitaminlere ihtiyacı artar, bu nedenle de taze ve uygun yöntemlerle pişirilmiş besinleri tercih etmeleri daha doğru olacaktır. Gıdalarda bulunan şeker ve proteinlerin, pişirme sırasında oluşturduğu bazı bileşikler (AGE) diyabetin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilecek komplikasyonları artırabilir. Her ne kadar bu maddeler evde pişirmede de oluşsa da sulu pişirme yöntemleriyle azaltmak mümkündür. Kuru ısı kullanılan gıdalarda yada fırıncılık ürünlerinde (kek, kraker vb.), tüketime hazır paketli gıdalarda bu maddeler daha fazla bulunur. Bu nedenle de seyrek tüketilmesinde fayda vardır” açıklamasında bulundu.
Tip 2 diyabet için vücut ağırlığı kontrolünün en önemli faktör olduğunu söyleyen Gökçen Garipoğlu, “Obezite diyabet riskini artırır. Özellikle ailede diyabetli varsa normal ağırlık korunmalı, obezite veya hafif şişmalık varsa da ağırlık kaybı sağlanmalıdır. Egzersiz de diğer önemli faktördür. Kaslar çalıştıkça kandaki şeker etkin bir şekilde kullanılır ve tabi ağırlık kontrolü de sağlar. Tip 1 diyabet için ne yazıkki riski azaltan durumlardan bahsetmek mümkün değildir” diyerek sözlerini tamamladı.