“SEDEF HASTALIĞI BULAŞICI DEĞİLDİR”
29 Ekim Dünya Sedef Hastalığı Günü kapsamında hastalıkla ilgili önemli bilgiler paylaşan Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, halk arasında sedef hastalığı olarak bilinen psoriasisin sanılanın aksine bulaşıcı bir hastalık olmadığına vurgu yaptı. Deride kızarıklık, kaşıntı ve pul pul döküntü ile seyreden hastalığın, bulaşıcı olduğu kanısının yaygın olması nedeniyle hastaların sosyal yaşamlarının olumsuz etkilendiğine de dikkat çekti.
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, 29 Ekim Dünya Sedef Hastalığı Günü’nde, hasta yakınlarının ve toplumun farkındalığını ve bilgi düzeyini arttırmak amacıyla hastalıkla ilgiliönemli bilgiler paylaştı. Uluslararası Psoriasis Federasyonu tarafından belirlenen bu günde halk arasında sedef hastalığı olarak bilinen psoriasisle yaşayan hastaların tedaviye erişimlerine katkı sağlanması ve yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi amaçlıyor.
Hastalık, 2400 sene önce Hipokrat’ın, hastalarda rastladığı derinin üzerinde kaşıntı ve pullanma ile seyreden lezyonlara “psöra” ismini vermesiyle ilk kez tanımlandı. Ancak o dönem tüm deri hastalıkları da yine bu isimle anılıyordu. 1841 yılında Ferdinand Hepra ise hastalığı bugün bildiğimiz kriterlere uygun olarak tanımlayan ilk kişi olarak tarihe geçti. Bugün hastalığa “sedef hastalığı” denilmesinin sebebi ise derideki lezyonların sedefi beyaz renkte olmasından kaynaklanıyor.
Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğu düşünülüyor. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, ebeveynlerinde psoriasis olmayan bir çocukta hastalık gelişme riskinin yüzde 1-2 iken, anne veya babasında psoriasis olanlarda bu oranın yüzde 10’a, hem anne hem babada var ise yüzde 50’lere ulaşabileceğini belirtiyor. Sadece genetik faktörler ile açıklanamayan hastalıkta farklı etmenler de söz konusu olabiliyor.
Türkiye’de psoriasis görülme sıklığı yüzde 1,5
Dünya genelinde dermatoloji polikliniklerine başvuran hastaların yüzde 6-8’ini sedef hastaları oluşturuyor. Hastalığın görülme sıklığı ülkelere göre farklılık gösterirken, sedef hastalığının en sık görüldüğü ülke ise Norveç olarak öne çıkıyor. Siyah ırkta ve Asyalılarda daha seyrek görülen psoriasisin ülkemizde görülme sıklığının ise yüzde 1,5 olduğu tahmin ediliyor.
Hastalar kendilerini toplumdan dışlanmış hissediyor
Deride kızarıklık, kaşıntı ve pul pul döküntü ile seyreden hastalığın psikiyatrik faktörlerden de etkilendiğine dikkat çeken Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, hastaların kendini toplumdan dışlanmış hissettiğini vurguluyor. Sedef hastaları, kızarıklık ve döküntülerin görünmemesi için şapka, eldiven gibi aksesuar kullanıyor, sıcak ve güneşli havalarda ise uzun kollu giysiler tercih ederek hastalığını gizlemeye çalışıyor.
Sedef hastalığının bulaşıcı bir hastalık olmadığına önemle dikkat çeken Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, tedavi ile hastalığın çoğu zaman iz bırakmadan iyileşebildiğini, ancak bazen lezyonların yeniden ortaya çıkabildiğini belirtiyor. Hastanın bilinçli olması hastalığı daha kolay yönetilebilir hale getiriyor. Bu sebeple hasta-hekim ilişkisinin lezyonlar geçse de devam etmesi büyük önem taşıyor.
Referanslar
1.Gürer MA, Adışen E. Türkderm 2008; 42 Özel Sayı 2: 15 – 17
2.Mercan S, Kıvanç Altunay İ. Türk Psikiyatri Dergisi 2006; 17(4):305-313
3.Küçükünal A, Kıvanç Altunay İ, Aktaş E, Tükenmez Demirci G. Türkderm 2013; 47: 103-108
4.Kalkan G. Turkderm-Turk Arch Dermatol Venereolgy 2017;51:71-77