KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) tüm dünyada kalp damar hastalıkları ve inmelerden sonra en sık ölüm nedeni olarak görülüyor.1 Bu hastalığın önemine dikkat çekmek için, 21 Kasım Dünya KOAH Günü kapsamında açıklamalar yapan KOAH Hastaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mecit Süerdem; hastalığın geç tanı almasını ve ilaçların düzenli kullanılmamasını tedaviyi engelleyen faktörler olarak özetledi.
Gazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Öztürk de Türkiye’de 3 milyon KOAH hastası olduğunu ve kadın hasta oranının da yüzde 40’a ulaştığını belirtti.
Sigara ve diğer tütün ürünlerine bağımlılık, biyoyakıt dumanına maruz kalma nedenleri ile ortaya çıkan KOAH özellikle 40 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 10’unda görülüyor.2-3Tüm dünyada kalp damar hastalıkları ve inmelerden sonra üçüncü en sık ölüm nedeni olan KOAH’ta tedavinin başarısı için erken tanı ve hastanın özel cihazlarını doğru kullanacak şekilde eğitimi önem taşıyor.1
21 Kasım Dünya KOAH Günü kapsamında KOAH Hastaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mecit Süerdem ve Gazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Öztürk açıklamalarda bulunarak, öne çıkan bir toplum sağlığı problemi haline gelen hastalık hakkında bilgi verdi.
Merdiven çıkarken tıkanıyorsanız solunum testi yaptırın
Türkiye’de 3 milyon KOAH hastası olduğunun altını çizen Prof. Dr. Can Öztürk “Ülkemizde sigara içme oranları yüksek. Ne yazık ki kadınlarda da sigara kullanım oranları artış gösteriyor. KOAH’lı hastaların yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor” dedi. Hastaların tedavide geç kaldığını belirten Öztürk “Hasta öksürük, merdiven çıkamama ya da benzer şikayetlerini sigaraya bağlıyor ve üzerinde durmuyor. Doktora şikayetler arttığında başvuruyor, bu da tedavide geç kalınmasına neden oluyor. Tedavide geç kalınmaması için bu şikayetleri yaşayan hastaların solunum testi yapılan hastanelere başvurmaları önem taşıyor” dedi.
Prof. Dr. Öztürk, sigaranın yanı sıra ocakta yemek pişirme, ev ortamında kömür sobalarının kullanılması, toza maruz kalma durumlarının da hastalığı tetiklediğini dile getirdi.1
Geciken teşhis tedaviyi zorlaştırıyor
Toplumda sık görülen ancak bilinirliği az olan KOAH hakkında yapılmış araştırmalardan çıkan sonuçları aktaran Prof. Dr. Mecit Süerdem “Hastalığın geç tanı alması ve hastaların en az üçte ikisinin uzun yıllar tanısız kalması ciddi bir problemdir” dedi. Hastalığın nedenlerinin yanı sıra teşhis ve tedavi sırasında yaşanan sorunlara da dikkat çeken Süerdem; tedavide geç kalmanın ve ilaçların doğru kullanılmamasının hastanın durumunu ağırlaştırdığını ve sağlık maliyetlerini artırdığını vurguladı. Süerdem araştırma ile ilgili detayları şu şekilde paylaştı: “KOAH genellikle 35 ve 40’lı yaşlardan sonra başlayan bir hastalık olmasına rağmen tanıda gecikme nedeniyle hastaların bir çalışmada yüzde 47’si, bir diğer çalışmada ise yüzde 74’ü 60 yaş üstündeydi.4 Yeni tanı alan hastaların yüzde 35’i ağır ve çok ağır evrede olan hastalardı.4 İlk KOAH tanısı aldığında hastaların yüzde 55’i sigara içiyordu.4 Hastaların yüzde 74’ü hastalığın ismini ilk olarak, KOAH tanısı aldığı anda öğrendi.”
Süerdem, KOAH tedavisinde başarı için yapılması gerekenleri şöyle özetledi: “KOAH hastalarının ve toplumun yeteri kadar bilgi sahibi olmadığını; hastaların geç tanı aldığını, ilaçlarını düzenli kullanmadığını ve sigara ile yeteri kadar mücadele edilmediğini görmekteyiz. Hastalara cihazların doğru kullanma tekniklerinin öğretilmesi için sertifikalı ‘göğüs hastalıkları eğitim hemşireleri’ kadrolarının oluşturulması gerekiyor.”