Ana Sayfa Manşet Kara Rapor 2024: Nüfusun En Az Yüzde 92’si Hala Kirli Hava Soluyor

Kara Rapor 2024: Nüfusun En Az Yüzde 92’si Hala Kirli Hava Soluyor

Neden Temiz Hava Hakkı?
Çünkü, yaşamak için nefes almalıyız, alabilmeliyiz…

Açlığa 60, susuzluğa 6 gün dayanabilen insan; nefes almadan 1 dakika bile duramaz. Bu yüzden, temiz hava solunabilecek bir çevrede yaşamak en temel insan haklarından birisidir. Fakat bugün insanlar, doğa ve tüm canlılar önemli bir tehdit ile karşı karşıya: Hava Kirliliği.

Dünya Sağlık Örgütü, 2012 yılında dünyada 8 milyon insanın erken ölümüne sebep olan hava kirliliğini kanserin en önemli çevresel nedeni ilan etti. Sadece çocuklar ve yaşlılar değil; hava kirliliğine maruz kalan herkesin kalp ve solunum yolu hastalıkları (astım, KOAH vb.), felç, kanser ve benzeri hastalıklara yakalanma ve erken ölüm riskinin arttığı artık biliniyor.

 

15 meslek ve sivil toplum örgütünün oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP); hava kirliliğinin azaltılması, halk sağlığının korunması ve temiz hava hakkının savunulması amacıyla her yıl hazırladığı “Kara Rapor”un altıncısını yayımladı.

“Hava Kirliliğinin Sağlığa Etkileri” başlığında hava kirliliği sonucu gerçekleşen ölümlerin hem sayısal hem de orantısal olarak önceki yıllara göre artış gösterdiğinde dikkat çekilirken; Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre nüfusunun %92’si kirli hava soluyan Türkiye’de, temiz hava politikalarıyla 68 bin 440 kişinin hayatını kaybetmesinin önüne geçilebileceği vurgulandı. Başlık altında ayrıca hava kirliliği ile meme kanseri arasındaki ilişki de ilk kez ortaya konuldu.

Temiz hava hakkına ilişkin ulusal ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası mevzuatlara da yer verilen raporun sonuç bölümünde THHP’nin çözüm önerileri şöyle sıralandı:

  • Türkiye enerjide fosil yakıtlara bağımlılığını hızla azaltmalıdır.
  • Ulusal hava kalitesi standartları iyileştirilmelidir.
  • PM2,5 için ulusal limit değer belirlenmeli ve yürürlüğe alınmalıdır.
  • Hava kalitesi izleme çalışmaları iyileştirilmelidir.
  • Ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimi sistematik hale getirilmelidir.
  • Hava kirliliğinin sağlık etkileri saha çalışmaları ile araştırılmalıdır.
  • Çevresel etkisi olan tüm projeler için sağlık etki analizinin de yapılması mevzuata dahil edilerek zorunlu hale getirilmelidir.
  • Türkiye imzaladığı hava kalitesine yönelik uluslararası sözleşmeleri uygulamalıdır.
  • Çevresel bilgiye ulaşabilmek için bilgi edinme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi sağlanmalıdır.

Raporun tamamı için tıklayın.