Biyoteknoloji şirketi Amgen Türkiye, 17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’nde ‘Bir Nefeste’ kampanyasını hayata geçirdi. Amgen, ‘Bir Nefeste Farkındalık, Her Nefeste Hayat’ söylemiyle yola çıktığı kampanya ile kanser konusunda farkındalığı artırmak yoluyla milyonlarca kaybın önüne geçilebileceğine dikkat çekiyor.
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 2,1 milyon insan akciğer kanseri tanısı alıyor. Akciğer kanseri en yaygın görülen ikinci kanser türü ve kanser kaynaklı ölümler arasında tüm dünyada birinci sırada yer alıyor. Sağlıklı yaşam ve doğru tedavi yöntemlerinin hastalıkla mücadelede kritik önem taşıdığını belirten Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman, “Bir nefeste hayat geçiyor ama o nefesin önemini fark edemeyebiliyoruz. Biz de bu nedenle Amgen olarak bu yıl, 17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’nde ‘Bir Nefeste’ kampanyasını hayata geçirdik. ‘Bir Nefeste Farkındalık, Her Nefeste Hayat’ söylemiyle yola çıktığımız kampanya ile kanser konusunda farkındalığı artırarak, milyonlarca yaşam kaybının önüne geçilebileceğine dikkat çekmek istedik” dedi.
“Toplumda bilinç yaratacak projeler geliştirmek kurumsal sosyal sorumluluğumuz”
Amgen Türkiye Kıdemli Medikal Müdürü Dr. Mutlu Yeşilboğaz ise akciğer kanserinin erken teşhis edilmediği durumda 5 yıllık sağ kalım oranının yalnızca %20 civarında gerçekleşebildiğine dikkat çekti. Yeşilboğaz, “Bu da bize, farkındalığın, erken teşhisin ve yenilikçi ilaçlara olan ihtiyacımızın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Amgen olarak, tedavisi zorlu hastalıklara karşı yenilikçi ilaç ve tedavilerin geliştirilmesi için farklı uzmanlık ve teknolojilerden yararlanıyoruz. Bilimden aldığımız güçle karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlara çözümler sunarken, toplumda hastalıklar konusunda bilinç ve farkındalık yaratacak projeler geliştirmeyi kurumsal sosyal sorumluluğumuz olarak kabul ediyoruz” diye konuştu.
Hasta yakınlarının desteği tedavi süreçlerini olumlu etkiliyor
Araştırmalara göre, kanser tedavisi gören hastaların %60’ından fazlası, yakınlarının sağladığı duygusal ve fiziksel desteğin tedavi süreçlerini olumlu yönde etkilediğini belirtiyor. Akciğer kanseri özelinde, hasta yakınlarının aktif katılımı, tedavi sonuçlarında iyileşme oranını %15 artırabiliyor. Türkiye’de yapılan bir çalışmaya göre, kanser hastalarının %70’inden fazlası, ailelerinin desteği olmadan tedavi sürecini sürdürmenin zor olduğunu belirtiyor. Bu veriler, hasta yakınlarının sadece manevi olarak değil, aynı zamanda tedavi sürecinin devamlılığı adına kritik bir rol oynadığını gösteriyor.
‘Bir Nefeste’ sigarayı bırakmanın önemi
Akciğer kanseri vakalarının yaklaşık %85’inin sebebi, sigara kullanımı. Dünya genelinde her yıl 8 milyon kişi sigaraya bağlı nedenlerden hayatını kaybediyor. Bu da sigara dumanıyla alınan her nefesin nasıl bir risk taşıdığını gözler önüne seriyor. Türkiye’de ise sigara tüketimi dünya ortalamasının üzerinde. Araştırmalara göre, Türkiye’de yetişkin nüfusun yaklaşık %31’i sigara kullanıyor. Bu oran, her yıl 120 bin kişinin sigaraya bağlı nedenlerden hayatını kaybetmesine yol açıyor. Türkiye’de sigara kullanımı ortalama olarak 18 yaş civarında başlıyor. Genç yaşta sigaraya başlamak, uzun vadede akciğer kanseri ve diğer solunum yolu hastalıkları riskini önemli ölçüde artırıyor. Araştırmalar pasif içiciliğe de dikkat çekiyor. Pasif içiciliğin akciğer kanseri riskini %20-30 oranında artırdığı kanıtlanmış durumda. Bu veriler, sigaranın her nefesle birlikte sadece kişisel sağlığa değil, sevdiklerimize de zarar verdiğini ortaya koyuyor. Akciğer kanserine karşı mücadelede, sigaradan uzak durmak ve bunun için toplumsal farkındalığı artırmak hayati önem taşıyor.