SGGM Genel Müdürü Akçakaya: – “Sağlığın geliştirilmesinin temelinde sağlık okuryazarlığı düzeyinin artırılması yatmaktadır”
Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi (SGGM) Genel Müdürü İbrahim Barbaros Akçakaya, “Sağlığın geliştirilmesinin temelinde sağlık okuryazarlığı düzeyinin artırılması yatmaktadır.” dedi.
Ankara Barosunca, Türkiye Barolar Birliği Konukevi’nde, 7. Sağlık Hukuku Kurultayı düzenlendi. Kurultayın açılışında konuşan SGGM Genel Müdürü İbrahim Barbaros Akçakaya, kurultayda sağlık ve hukuk açısından disiplinler arası problemlerin ele alınacağını söyledi.
SGMM olarak sağlık kampanyaları yürüttüklerini söyleyen Akçakaya, diyabet, antibiyotik kullanımı, obezite, tütün ve tütün mamulleriyle ilgili çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Dünyada genel bir kavram olarak 1980’li yıllarla beraber “Sağlığın teşvik edilerek geliştirilmesi” kavramının ortaya çıktığını aktaran Akçakaya, kavramın temelinde bireylerin kendi sağlığı için doğru davranışı geliştirebilmelerinin yattığını ifade etti.
Akçakaya, şöyle devam etti:
“Sağlığın geliştirilmesinin temelinde sağlık okuryazarlığı düzeyinin artırılması yatmaktadır. Okuryazarlığın artırılmasını ise hasta-hekim iletişiminde doğru soruları sormaktan başlayarak sosyal ve konvansiyonel medyada gördüğümüz bir haberi doğru algılayacak ve değerlendirecek bir bilinç düzeyine sahip olmak olarak ifade ederiz. Sorunların temelinde toplumumuzun yetersiz okuryazarlığı bulunmaktadır. Bizim birinci görevimiz, insanlara ‘Sağlığını kaybettikten sonra onu kazanmak hem maddi hem manevi olarak külfetli bir süreçtir.’ diyebilmektir. Halbuki insan günlük rutin hayatında biraz egzersiz, biraz doğru beslenmeyle ileriki yaşlarında karşılaşacağı sağlık sorunlarını yönetebiliyor ve erteleyebiliyor.”
Medyadaki sağlık haberlerinin yüzde 70’inin tamamen tedavi süreçlerini anlattığına dikkati çeken Akçakaya, “Diyetisyen çıkıyor, cerrah çıkıyor. mucize tedavi diyor. Sağlık haberciliğinde kimse nasıl korunacağımızı anlatmıyor.” dedi.
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran ise sağlık konusunda doğru ve nitelikli bilginin üretilmesi gerekliliğine vurguladı.
Hekim ile hasta arasındaki ilişkinin güvene dayalı bir ilişki olduğunu ifade eden Canduran, hastanın kimseyle paylaşamayacağı kendine ait mahrem bilgileri hekimiyle paylaşacağını, kitle iletişim araçlarının bu iletişimi bozduğunu iddia etti.
TV programları, haberler ve internet bloglarında bu ilişkiye zarar verildiğini belirten Canduran, “Programda yer alan ve programı izleyen seyircilerle bu bilgilerin paylaşılması hasta sırrına ve özel hayatın gizliliği ilkesinin zedelenmesine neden olur.” dedi.
Canduran, sağlık yayınları ve haberleri açısından medyanın düzenli denetlenmesi gerektiğini savundu.