13 yıldır kalp hastası olan 24 yaşındaki kadın, doktorların uyarısına rağmen hamile kaldı ve doğurdu. Doğumdan hemen sonra kalp ameliyatı olan genç kadının hastalığına rağmen sağlıklı bir hamilelik geçirmesi ve doğurması doktorlarını şaşırttı. Ameliyatını gerçekleştiren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Büyükateş “Hastalığa rağmen annenin ve bebeğinin yaşaması tıbben oldukça sıradışı bir durumdu” açıklaması yaptı.
Doktorların çocuk önermemesine rağmen hamile kalan ve 13 yıldır kalp sorunları yaşayan 24 yaşındaki kadın Konya’da çocuğunu dünyaya getirdikten hemen sonra üçüncü kalp ameliyatını oldu.
Niğde’de yaşayan Mahmut Akdemir ve Tuğçe Akdemir 2,5 yıl önce dünya evine girdi. Tuğçe Akdemir’in kalp rahatsızlığından dolayı doktorlar genç kadına çocuk sahibi olmaması gerektiğini söyledi. Ancak genç çift bundan yaklaşık 10 ay önce Tuğçe Akdemir’in çocuk beklediğini öğrendi. Bunun üzerine Tuğçe Akdemir kalp rahatsızlığı için kullandığı ilaçlarını bırakarak çocuğunu dünyaya getirmeye karar verdi. Bu süre zarfı içerisinde anne Tuğçe Akdemir, bir süredir olan nefes darlığı 38’nci haftadan sonra artarak devam edince önce Niğde’de bulunan özel bir hastaneye daha sonra ise Niğde Eğitim Araştırma Hastanesine başvurdu. Daha sonra ise Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gelen Tuğçe Akdemir burada yapılan tetkiklerin ardından ameliyata alındı.
ÇOCUĞUNA ZARAR VERMESİN DİYE İLAÇLARINI KULLANMAMIŞ
Yapılan ameliyat ve hastanın sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, ameliyatta hem annenin hem de bebeğin yaşamasının olağan dışı olarak nitelendirilebilecek bir durum olduğunu söyledi. Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, “Hastamız Tuğçe Akdemir, 24 yaşında bayan hasta, Niğde’de yaşıyor. Hastamız 11 yaşında, Kayseri’de ASD dediğimiz kalpteki delikten dolayı açık kalp ameliyatı geçirmiş. Bundan 3 yıl sonra, 14 yaşında, aynı merkezde kalbinde saptanan ciddi mitral kapak yetmezliği nedeniyle ikinci kez kalp ameliyatı geçirmiş ve mitral kapak mekanik kalp kapağı ile değiştirilmiş. Mekanik kalp kapağı takılan hastalar coumadin dediğimiz bir kan sulandırıcı ilacı ömür boyu kullanmak zorundadır. Hastamız da normalde coumadini düzenli kullanan bir hasta. Coumadin ilacı anne karnındaki bebeğe teratojenik (doğumsal anomalilere yol açan) etkileri olduğundan dolayı coumadin kullanan hastaların hamile kalmaları önerilmez. Hastamız 2,5 sene önce evlenmiş. Eşi de evlenirken eşinin yapay kalp kapakçığına sahip olduğunu ve çocuk yapmamaları gerektiğini biliyormuş. Fakat çocuk sahibi olma isteği ağır basınca hastamız, tamamen bilerek ve kendi isteği ile coumadini kesmiş. Bu dönemde başka herhangi bir kan sulandırıcı ilaç da kullanmamış. İlacı bıraktıktan sonra gebe kalmış. Gebelik boyunca herhangi bir doktor kontrolüne gitmemiş. Gebeliği boyunca coumadin veya başka bir kan sulandırıcı ilaç almamış” dedi.
“CİDDİ AKCİĞER ÖDEMİ VARDI”
Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, gebelik süresi 38 haftaya ulaşınca hastada bir süredir olan nefes darlığının daha da arttığını anlatarak, “Ciddi solunum sıkıntısı şikayetiyle önce Niğde’de bir özel hastaneye başvurmuş oradan ise Niğde Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edilmiş. Oradan ise daha üst bir merkeze sevk için yer arayışına girmişler. Ancak hastamızı kabul edecek daha üst uygun bir merkez bulunamamış. Hasta 21 Aralık 2017 tarihinde Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından kabul edildi. Hastanemize geldikten sonra yapılan tetkiklerinde hastanın ‘Stuck kapak’ denilen yapay kalp kapağının üzerinde biriken eski ve yeni pıhtılar nedeniyle kapağın tamamen çalışamaz halde olduğu, kan akışına tamamen engel olduğu ve yaşamla bağdaşmayacak düzeyde olduğu tespit edildi. Hastada doğum eyleminin de başlamak üzere olduğu görüldü. Hastanın çok ciddi solunum sıkıntısı çektiği, vücudunda yaygın ödemlerin olduğu, ciddi akciğer ödemi tablosunda olduğu görüldü” şeklinde konuştu.
ÖNCE SEZERYAN SONRA DOĞUM
Kardiyoloji-kalp damar cerrahisi-kadın doğum bölümlerinin acil şartlarda ortak bir karar aldığını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, “Hastanın içinde olduğu ağır tablo nedeniyle annenin ve bebeğin kaybedilmesinin an meselesi olması nedeniyle hastanın çok acil olarak ameliyat edilmesine karar verildi. Hasta ciddi solunum sıkıntısı ve ağır akciğer ödemi tablosu ile kalp damar cerrahisi ameliyathanesine çok acil olarak alındı. Hasta uyutulduktan sonra kadın doğum ekibi sezaryenle çocuğu aldı. Çocuk sağlıklı olarak, herhangi bir problemi olmaksızın dünyaya geldi. Çocuk çıkartılınca kalp ve damar cerrahisi ekibi ameliyata başladı. Hastanın daha önce 2 kez geçirmiş olduğu kalp ameliyatı nedeniyle kalbi göğüs duvarına ileri derecede yapışıktı. Hasta üçüncü kez açık kalp ameliyatına alındığı için hastanın göğsünün açılma esnasında kalbin yırtılma riski çok yüksekti. Bu nedenle bu tür hastaların açılması ciddi bir deneyim ve tecrübe gerektirmektedir. Çok titiz ve dikkatli bir çalışma ile kalp göğüs duvarından serbestlendi. Daha sonra kalp akciğer makinesine bağlanan hastanın kalbi durduruldu” ifadelerini kullandı.
“TIBBEN İZAH EDİLEMEZ BOYUTTAYDI”
Mitral kalp kapağının eski ve yeni pıhtılarla ileri derecede tıkandığını belirten Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, “Sol kulakçıktan sol karıncığa kan geçişi imkansız hale gelmişti. Görülen bu manzara karşısında hayrete düşüldü. Çünkü tamamen tıkanmış olan bu kapaktan annenin ve bebeğin yaşaması için gerekli olan kanın nasıl geçtiği tıbben izah edilemez boyuttaydı. Tamamen tıkanmış ve fonksiyon göremez hale gelmiş bu kapağa rağmen annenin ve bebeğinin yaşaması tıbben oldukça sıradışı bir durumdu. Kapağı tamamen tıkamış olan bu pıhtılardan bir parçanın kopup beyne ve diğer vücut organlarına gitmemesi de ayrıyeten şaşılacak bir durumdu. Eski kapak ve üzerindeki pıhtılar tamamen çıkartılarak kalbin içi temizlendi. Yerine yeni bir mekanik kalp kapağı takıldı. Ameliyat boyunca annenin hayatını tehdit eden metabolik tablosundaki bozukluklar dikkatli bir şekilde takip edilerek giderildi. Hastanın her iki akciğer boşluğundan yaklaşık 3 litre civarında kalp yetmezliğine bağlı olarak birikmiş olan sıvı boşaltıldı. Hastanın durumundaki ciddiyet nedeniyle ameliyat ekibi zamanla yarıştı ve olabilecek en kısa sürede operasyonu tamamladı. Gece boyunca süren ameliyatın ardından hasta sabahleyin yoğun bakıma alındı. Ancak hastanın ameliyat sonrası kritik sürecinin tamamlanması için hasta 2 gün boyunca kalp damar cerrahisi yoğun bakımda yakın bir takip ile uyutuldu ve solunum cihazında tutuldu” dedi.
“SON DERECE NADİR BİR DURUM”
Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, “Ameliyat ve sonrasında tüm vücutta birikmiş olan yaklaşık 13 litre ödem sıvısı vücuttan uzaklaştırılmış oldu. Bütün bu medikasyonlar neticesinde hemodinamik olarak stabil hale gelen ve metabolizması toparlayan hasta 2 gün sonra solunum cihazından ayrıldı. 13 gün yoğun bakımda tedavisine devam edildi. Hastanın durumunun tamamen stabilize olmasıyla hasta servis takibine alındı. Servis takibinde de stabil seyreden hastamızın şifa ile taburcu olmasıplanlanmaktadır. Sağlığına kavuşan hastamızın hem kendisi hem de bebeği taburcu olacakları günü sabırsızlıkla bekliyor. Sonuç olarak; mekanik kalp kapağı bulunan hastanın hamile kalması normal şartlarda tıbben önerilmemektedir. Bu tip hastalar eğer mutlaka hamile kalmak istiyorsa kesinlikle yakın doktor takibinde olmalıdır. Kalbine metal kalp kapağı takılan bir bayanın hamile kalması ve ilaçlarını keserek hamileliği boyunca hiç ilaç almayarak herhangi bir hekim kontrolüne gitmemesi neticesinde mitral kalp kapağının hayatla bağdaşmayacak şekilde hamileliği boyunca organize pıhtı ile tamamen tıkanması neticesinde annenin ve bebeğinin hayatta kalması tıbben izah edilmekte güçlük çekilecek bir tablodur. Annenin ve bebeğin hayatını ciddi şekilde tehdit eden bir klinik tablo ile çok acil olarak ameliyata alınması ve başarılı operasyon neticesinde annenin ve bebeğin yaşaması son derece nadir bir durumdur. Hastamız, dünyada bu kadar ağır bir tablo ile ameliyata alınan ve başarılı bir operasyon ile hem annenin hem de bebeğin yaşadığı çok nadir bir vakadır” dedi.
Geçirdiği ameliyat sonrası konuşmakta güçlük çeken 24 yaşındaki ev hanımı anne Tuğçe Akdemir de, “Sadece bebek çok istiyordum” dedi. Kasaplık yapan 26 yaşındaki baba Mahmut Akdemir ise, “Bebeği çok istiyordu. Olacak şeyleri bekliyorduk gibi bir şeydi. Son zamanlar artık iyice korkmuştuk. Birbirimizle konuşuyorduk bir sıkıntı olmasın doktora gidelim, bir şey olur filan… Eşim de ‘Allah’a sığınıyorum’ diyordu sürekli, ‘İnşallah bir şey olmaz’ diyordu. En son safhaya geldiğimizde Niğde’de birkaç hastaneye gittik onlar müdahale edemedi. Buraya sevk ettiler Konya’ya, Mustafa hoca ve ekibi müdahale etti. Zamanla yarıştılar resmen o gün ben de buradaydım çok iyi şeyler oldu” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Tuğçe Akdemir ve Mahmut Akdemir çifti dünyaya gelen kız çocuklarına Yüsra Nur ismini koydu.