Yapay zeka, kanser tedavilerinde kullanılmaya başlandı. Yapay zekanın gelişimi; uygun hastayı, uygun tedaviye yönlendirmek açısından çok faydalı oluyor. Doktorun üzerindeki gereksiz iş yükü de azalıyor
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof.
Dr. Berrin Pehlivan, kanser tedavisindeki son teknolojiler hakkında bilgiler verdi…
Onkoloji hastalarına multidisipliner yaklaşmak gerekiyor.
Tek başına medikal onkolojinin iyi olması, tedavinin yönetimi açısından yeterli olmuyor.
Tüm birimlerin bir araya geldiği, ortak değerlendirme yapılan multidisipliner toplantılarda hastalar için ortak karar verilmesi gerekiyor.
Tedavi stratejilerinin baştan çok iyi belirlenmesi, hasta radyoterapi alacaksa radyoterapinin, cerrahiye gidecekse cerrahinin en iyi şekilde uygulanması gerekiyor.
Bu yüzden tek başına hareket eden bölümlerden çok, ortak hareket eden bölümlere güvenmek gerekli.
FARKLI BÖLÜMLERDEN GÖRÜŞ ALIN
Kanser hastalığı ikinci görüşün en çok alındığı hasta grubudur. Hasta veya hasta yakını tanıyı aldığı zaman mutlaka üç-beş doktora sorar. Ama aynı birimden doktorlara birkaç kez sormak yerine farklı birimleri dolaşmak hasta için çok daha faydalı olacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre kanser görülme sıklığı giderek artmasınarağmen kanserli hastaların yaşam süreleri uzuyor. Artık hastalığı daha erken yakalayabiliyoruz. Hastalar çok bilinçli; erken dönemde hastaneye başvurabiliyorlar.
Bu da tedaviyi daha kolay hale getiriyor. Bunun yanında tedavi olarak geçmişe göre çok daha etkin yöntemler uygulayabiliyoruz.
CERRAHİNİN İŞİ KOLAYLAŞIYOR
Hangi tedavi ile başlayacağımız konusunda, tümörün büyüklüğünden çok vücutta yerleştiği bölge ile ilgileniyoruz.
Büyük bir tümör olduğunda cerrahinin de, radyoterapinin de işi zorlaşıyor.
Ancak o büyük tümörü çıkarmak cerrahi için biraz daha zor olabilir. Biz o tümörü radyoterapi ile küçültüp cerrahın işini kolaylaştırabiliyoruz. Tümör küçük olduğunda da cerrahiye gerek kalmadan, tümörü yok etme şansımız oluyor.
Tümörün büyüklüğünden veya küçüklüğünden çok, yerleşim yeri ve hastanın genel durumu çok daha önemlidir.
Aslında halk arasında radyoterapinin kötü bir ünü var. ‘Radyoterapi yakar’ gibi anlayış var. Bu düşünce iki boyutlu radyoterapi zamanından kalan bir durum. İki boyutlu radyoterapide çok geniş alanlara ışın veriliyordu. Bu nedenle tümöre verilen dozun aynısı normal dokulara da zarar verebiliyordu. Sadece hastalık ile değil, tedavinin yan etkileri ile de uğraşmak zorunda kalınıyordu.
Gelişen teknoloji ile gerekli dozu sadece hedefe yönlendirip normal dokuyu çok daha iyi koruyabiliyoruz.
Normal dokuyu korudukça hem daha yüksek dozlarda ışın verip tümörü kontrol altına alma şansımız artıyor, hem de normal doku dozu azaldığı için hastanın yaşam kalitesi ciddi oranda artıyor.
Yüksek dozlar verebildikçe hastalığı kontrol etme konusunda cerrahi ile daha yarışabilir hale geliyoruz. Bu sebeple radyoterapi geçmişe göre çok daha gelişti.
OTOMATİK VE HIZLI KONTÜRLEME
İleri teknoloji ile birlikte radyoterapi de sürekli olarak gelişiyor. Bölüm olarak çoğunlukla cihazlarla çalıştığımız için, teknolojinin gelişiminden en çok nasibini alan bölümlerin başında geliyoruz. Sonuçta cihaz ne kadar iyi olursa, yapılan işin kalitesi de o oranda artıyor. Tabii ki cihazların tek başına iyi olması yeterli olmuyor. Cihazı kullanan ekibin de çok iyi olması, çok ciddi ve titiz çalışılması gerekiyor.
Otomatik kontürleme sistemleri ile yapay zeka, kanser tedavilerinde kullanılmaya başlandı. Otomatik kontürlemeyle normal dokular çok hızlı bir şekilde kontürleniyor ve bu sayede işimiz oldukça kolaylaşıyor. Çünkü biz normal dokuları çizmekle o kadar çok vakit harcıyoruz ki, tümöre olan konsantrasyonumuz bozulabiliyor. Yapay zekanın gelişimi; uygun hastayı, uygun tedaviye yönlendirmek açısından çok faydalı olacaktır.
Üzerimizdeki gereksiz iş yükünü azaltarak, hastalarımıza daha fazla zaman ayırmamızı sağlayacaktır.
RADYOTERAPİ İLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Halk arasında radyoterapinin yaktığına dair bir inanç var. Radyoterapi yakmaz. Radyoterapinin, her tedavi yönteminde olduğu gibi birtakım yan etkileri var. Ancak yeni teknolojilerle birlikte bu yan etkiler en aza indirgendi.
Hastalar radyoterapi aldıklarında, etrafa radyasyon saçtıklarını düşünürler. Ancak bu bilgi doğru değildir. Tedaviyi aldıktan sonra radyasyon yayma gibi bir durum söz konusu değildir.
Hastalar radyoterapi alırken normal hayatlarına devam ediyorlar. Radyoterapi sırasında birçok hastamız çalışmaya devam ediyor. Çok erken saatlerde veya akşam saatlerinde tedavilerini alıp çalışmaya giden hastalarımız var. Çünkü radyoterapinin etkisini yalnızca uyguladığımız alanda görüyoruz.
Tüm vücuda etki etmediği için, hastada çok az yan etki görüyoruz. Bu yan etkiler de kişiyi normal yaşamdan alıkoymuyor. Kişi tedavi sırasında ağrı veya acı çekmiyor.
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ UYGULANABİLİYOR
Tomoterapi , radyoterapi yöntemlerinden biri haline gelmiştir. Doz dağılımları diğer tedavi yöntemlerine göre dokuya daha hassas verilebiliyor. Elbette bazı avantajları var. Hasta çok hızlı bir şekilde tedavi edilebiliyor. Hastanın cihazda az kalması, hasta açısından çok önemli. Hasta hareket ettikçe yanlış yere ışın gelme riski artıyor. Çünkü hasta tedavi sırasında masada kaldıkça hareket etme olasılığı artıyor. Hızlıca tedavi ettiğinizde hareket etme olasılığını düşürüyorsunuz ve tedavinin kalitesini artırmış oluyorsunuz. Bu durum diğer tedavi yöntemlerinde çok mümkün olamayabiliyor. Tedavi, çocuk hastalarda da oldukça etkin sonuçlar veriyor.