Avrupa Birliği (AB) ve Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Akbay, ‘aşılama tereddütü’ konusunun yeniden gündeme gelmesi üzerine yaptığı açıklamada, “Aşılar sayesinde, aşıyla korunulabilen hastalıklar, en az yüzde 98 oranında azalmışken ve bazıları ortadan kalkmışken, aşı reddinde de ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Ülkemizde, aşıyı reddeden aile sayısı 2011’de 183, 2013’te 913, 2015’te 5 bin 91 iken, 2016’dan sonra 10 binin üzerine çıkmıştır” dedi.
Prof. Dr. Akbay, daha çok entelektüel ve sağlık okur-yazarı kesimden kaynaklanan ‘aşı tereddütü’ olgularının başlıca sebeplerinin ise şu şekilde belirlendiğini açıkladı:
“Aşıların güvenliği konusundaki tereddütler; otizm riski, içerikteki aşıda bazı kimyasal katkı maddeleri olan thiomersal ve aluminyuma dair kaygılar, bağışıklık sisteminin zorlanması, yan etkiler, lisanslama öncesi yetersiz araştırma, ağrılı uygulamalar.
Seçim özgürlüğüne dair tavırlar; ebeveynlerin çocuklarının sağlığına dair seçim hakları, aşının yan tesirlerinin faydasından çok olabileceğine dair inançlar, tıp ve halk sağlığı sistemine karşı güvensizlik, hükümetin sağlık otoritelerine ve ilaç şirketlerine karşı güvensizlik, etik, ahlaki ve dini inançlar ve tercihler.”
‘Aşı tereddüt’leriyle baş etmek için münferit yaklaşımların en önemli tavır olduğu konusunda nerdeyse tüm hekimlerin fikir birliği içinde olduğunu belirten Prof. Dr. Akbay, “Aşıya karşı tereddütleri olan hasta ve hasta yakınları da homojen bir gurup olmadığı için tereddütlerin farklı sebepleri konusundaki görüşmelerde, her olguya bireysel yaklaşımın, bilinçlendirme ve aşılamanın daha çok kabulü konusunda en etkili önlem olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.