Jason Stump ABD’de yaşayan kanser hastası bir genç adam. Hastalığı oldukça ilerleyen ve çok az ömrü kaldığı belirtilen Stump, eşine ve 2 yaşındaki kızına bir güvence yaratabilmek için naaşını satılığa çıkardı. Stump, son günlerini iyi bir müşteri bulmak için çabalayarak geçirirken, ABD’de giderek büyüyen ölü insan bedeni ticareti bir kez daha gündeme geldi.
Jason Stump, bedeninin özellikle tıbbi araştırmalar için çok değerli olduğunu ve ölümünün ardından boşa gitmemesi gerektiğini söylüyor. Bu sözler ABD’de yaşayan genç adamın ‘satış stratejisi’.
Sputnik’in aktardığı habere göre bugüne kadar üç kez kansere yakalanan genç adam, kemik iliği nakli olmuş ve radyasyon tedavisi görmüş. Vücudunun sıra dışı bir örnek olduğunu düşünen Strump’ın kol ve bacaklarının hiçbiri aynı uzunlukta değil, hipofiz bezi çalışmıyor ve sadece yarım bir sol akciğeri var. Bunların yanı sıra tiroid sorunu da mevcut.
Newsweek‘e konuşan Stump’a göre, böylesine az bulunur bir vücut, bilim dünyası ve ilaç sektörü için benzersiz tıbbi bilgiler barındırıyor olabilir.
İnsan kafatasları, 2016 yılında satış listelerinden kaldırılana kadar eBay’de oldukça popülerdi. Amazon, Facebook, Instagram ve bu ticareti yapan bazı web sitelerinde hala insan bedeni parçaları satılıyor.
Başkalarının ölü bedenlerini satarak kar elde eden bir endüstri ABD’de gün geçtikçe güçleniyor.
Bir tahmine göre ayrıştırılarak yapılan satışlarla, tek bir insan bedeni üzerinden 550 bin dolar kazanmak mümkün. Nitekim başkalarının ölü bedenlerini satarak kar elde eden bir endüstri de ABD‘de gün geçtikçe güçleniyor.
Reuters haber ajansı, ücretsiz olarak yani bağış yoluyla insan bedenleri alan, parçalara ayıran ve hiçbir düzenleyici mekanizma olmaksızın bunları satan ‘beden simsarları’ üzerine bir süredir yazı dizisi yayımlıyor.
Muhabirler, insan kafası ve bazı kemik parçalarını Tennessee’de bir simsardan 900 dolara almayı başarmış.
Wake Forest Hukuk Üniversitesinde insan bedeni kalıntıları, cenaze ve mezarlıklara ilişkin yasalar konusunda dersler veren Tanya Marsh’a göre konuya ilişkin doğrudan bir yasak yok ve ilgili düzenlemeler son derece belirsiz. Ancak Marsh yine de Stump’ın ölü bedenini satmasının yasal olmayacağını savunuyor. Marsh, “ABD‘de ortak hukuk kuralları, insan kalıntıları üzerinde herhangi bir mülkiyet hakkı olmadığını belirmekte” diyerek ekliyor: “Mülk olmayan bir şeyi satamazsınız.”
Ancak bu düzenleme ölü insan bedeni ticaretini engellemiyor. Sadece satılan bir bedenin parasının ödenmemesi halinde devletin mağdur tarafa yardım etmeyeceği anlamına geliyor.
Beden simsarları etkisiz düzenlemelerden faydalanıp engelleri aşıyor.
Stump’ın yaşadığı Kentucky’de ve tedavi gördüğü Tennessee’de, bilimsel çalışmalar için bağışlanan insan bedeninin kullanımını düzenleyen bir yasa kabul edilmiş durumda.
Kentucky’deki düzenleme bu amaçla satış ya da ödemeyi yasaklıyor. Ancak Marsh’ın aktardıklarına göre ölü beden simsarları, insan vücudu parçaları satmadıklarını yalnızca işlem ve nakliye ücreti aldıklarını iddia ederek bu etkisiz düzenlemeyi kolaylıkla aşıyorlar. Savcılar ise bu satışlarla ilgili herhangi bir soruşturma açmıyor.
Peki bir insan, kendisinin ya da bir yakınının ölü bedenini neden simsarlara bağışlar?
Reuters‘in çarpıcı yazı dizisine göre ölü beden ticareti yapan şirketler, bağışlanan bedenlerin tamamının ya da bir kısmının kar amacı güdülmeden üniversitelere, tıbbi eğitim kurumlarına, araştırmacılara ulaştırıldığını iddia ediyorlar.
Cenaze masraflarını karşılayamayacak durumda olan yoksul ABD‘liler, iyi bir amaç uğruna kullanılacak olmasının da verdiği rahatlıkla yakınlarının cenazelerini aslında ticaret yapan bu şirketlere bağışlıyor. Simsarlar da genellikle çaresiz durumdaki bu insanları bularak ikna ediyor.
