Kanser hücresel seviyede genetik bir hastalıktır. Hücre çoğalmasını kontrol eden genlerde meydana gelen mutasyonların birikmesi kanserleşmeye neden olmaktadır. Kanserde en başarılı tedaviler genetik araştırmalar sonucu geliştirilen hedefe yönelik, kanser hücresinin ve kansere karşı körleşen bağışıklık hücrelerinin genetiğini değiştirecek ilaçlarla mümkün olacaktır. Yaklaşık 100 sene önce, kanserin genetik temeli, Alman Zoolog Theodor Boveri tarafından açıklanmıştır.
Not: “Genetik” hastalık, DNA’da meydana gelen hasar(lar)la ilişkili bir sağlık sorununa işaret eder. Bununla birlikte genetik ile kalıtsal aynı şey değildir. Kalıtsallık, anne babadan hasarlı genlerin aktarılmasıdır ve kanserlerin sadece % 5-10’u kalıtsaldır. Kanserler sıklıkla doğumdan sonraki yaşam boyu gelişen sporadik DNA mutasyonlarının birikmesi ile tetiklenir.
Theodor Boveri Almanya’nın Bamberg şehrinde doğdu. İlk olarak insan bilimleri üzerinde eğitim almaya başladı. Daha sonra Münih Üniversitesi’nde anatomi ve biyoloji okudu. Doktorasını sınır iplikcikleri üzerine yaptı. Burs programıyla zooloji departmanında bağımsız araştırmacı olarak çalışmaya devam etti.
1890’ların başında en önemli çalışmalarından birini yayınladı: Yumurta hücrelerinin olgunlaştığında kromozomlarının yarıya düştüğünü gördü. Aslında hücre biyolojisinin en önemli olaylarından birini keşfediyordu: mayoz bölünme.
Daha sonra bir diğer hücre bölünme çeşidi olan mitoz bölünme üzerine yoğunlaştı. Mitoz bölünmedeki bozuklukların kromozomların eşit dağılamamasına neden olacağını öngörerek malign (kötü huylu) tümörlerin oluşumuna sebep olabileceğini düşündü. Hücre bölünmesi kontrol noktaları, tümör baskılayıcı genler ve onkogenleri tanımladı.
Zehirlerin, radyasyonun, patojenlerin, kronik inflamasyonun ve doku tamirinin kanserle ilişkili olabileceğinden bahsetti. Tüm bunların mitoz bölünmede bozukluklar ve kromozom bozuklukları yaparak kanserleşmeyi tetikleyebileceğini düşündü.
Theodor Boveri, hücresel olayların kanserleşmeye neden olabileceğini öngören ilk bilim insanlarından biridir. Almanlar tarafından “hücresel biyolojinin mum ışığı” olarak adlandıralan bir bilim insanıdır. Theodor Boverinin tüm bu çıkarımlarını aslında kanserin 10 temel özelliğinde görüyoruz.
Önemle vurgulamak gerekir ki, kanserde etkili tedaviler genetik ve bağışıklık sistemi tabanlı immünoterapilerden ve bunların klasik kanser tedavileri (ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi) ile kombine edilmesinden gelmektedir. Bu sebeple modern tıbba inancınızı kaybetmeyin. Her geçen gün kanserin gerçek sebeplerini anlamaya ve etkili ilaçlar geliştirmeye devam ediyoruz.