Ana Sayfa Manşet Kanserde dahi “gelişmişlik” önemli

Kanserde dahi “gelişmişlik” önemli

WinAlly olarak Kanser haftası dahilindeki tüm farkındalık etkinliklerini takip ederken Sarıyer Belediyesi tarafından düzenlenen Kanser Haftası Etkinlikleri’ni de izledik.

Türk Onkoloji Vakfı (TOV) ve Rıhtım-Karaköy Lions Kulübü işbirliği ile 5 Nisan 2018 tarihinde Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Çocuklarla Elele, Sağlıklı Günlere” başlıklı konferansın konuşmacısı Çocuk Hematoloji ve Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Leyla Ağaoğlu idi.

Moderatör TOV Başkanı Prof. Dr. Sıdıka Kurul’un konuşması ile başlayan konferans çocuk kanserleri odağında dünya ve Türkiye’deki kanser profilini tekrar gündeme getirdi. Dünya geneli değerlendirildiğinde kanserlerin etiyolojisinde gelişmişlik düzeylerinin etkin olduğunu belirten Prof. Dr. Ağaoğlu özellikle çocuklarda kanser tiplerinin dahi bu sosyal olgu ile şekillendiğini aktardı.

YILDA 3000 KANSERLİ ÇOCUK

Aslında çocukluk çağı kanserlerinin tüm yaş gruplarındaki kanserler içerisinde % 2 ila 4 oranında görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ağaoğlu “Milyonda 120 insidans ile Türkiye’de her yıl 2500-3000 yeni çocukluk çağı kanser vakası görülmektedir” dedi. Çocuklardaki kanser vakalarının özellikle ilk 5 yaş ve 10-15 yaşlar arası karşılaşıldığını da ekleyen konuşmacı erken tanı ve uygun tedavi ile %70 şifa oranına ulaşılabildiğinin altını çizdi.

KANSERDE DAHİ GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ ÖNEMLİ

Kanser tiplerinin dağılımını aktaran Prof. Dr. Ağaoğlu gelişmişlik düzeyi düşük ülkelerde ve ülkemizin genelinde özellikle lenfomaların daha sık görüldüğünü belirtirken sadece İzmir’de durumun gelişmiş ülkelerde olduğu gibi lösemi ağırlıklı olduğunu bildirdi. İyi beslenme, mutlu ve huzurlu bir çocukluk, obesiteden uzak sporla uyumlu bir yaşamın gelişmiş ülkelerin genel özellikleri olduğunu belirtirken gerçek yaşam hedeflerimizin bu yönde oluşturulması gerektiğini hatırlattı.

ÇOCUKTA BU BULGULARA DİKKAT

Çocukluk çağı kanserleri her ne kadar geniş bir grup olsa da bazı ön bulgulardan şüphelenilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ağaoğlu bulguları şöyle sıraladı: Solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, iştahsızlık ve tartı kaybı, gelişme geriliği, kanamalar (peteşi ve ekimozlar), burun ve dişeti kanamaları.

Sık olmamak kaydı ile başağrısı, kusma, ateşsiz havaleler, dengesizlik, yürüme bozukluğu, gözde kayma, görme bozukluğu, göz bebeğinde parlaklık gibi bazı bulguların da farklı kanserleri işaret edebileceğine dikkat çekildi.

 

ÖNCE TETKİK DEĞİL İYİ HEKİMLİK

Özellikle ailelerin beklentilerini karşılamak noktasında hekimlerin tetkike dayalı çabalarının mutlaka muayene neticesinde karara ulaşacağını belirten Prof. Dr. Ağaoğlu “Kanıta dayalı tıp temeldir, bilimseldir. Dedikodu ya da popüler kültür tanı koydurmaz” diye ekledi.

KANSERSEVER / KANSERSAVAR BESİNLER

Tüm faktörler göz önüne alındığında faydası olan maddeleri “kansersavar”, zararlı ve hatta kanser riski getiren maddeleri ise “kansersever” olarak nitelendiren konuşmacı katılımcıların güncel sorularına da cevap verdi. Gündemdeki yerini koruyan nişasta bazlı şekerin de “2b” grubunda yer aldığını yani kanser yapma ihtimali yüksek olarak değerlendirildiğini aktardı. Çözümler ve tedbirler konusunda da “doğal ve yeterli beslenme, obesiteden uzak yaşam ve spor” kurallarının üzerinde duran Prof. Dr. Ağaoğlu “ilk 6 ay anne sütü mutlaka, daha sonrasında da hayatımızda her zaman meyveye yer vermeliyiz” dedi. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin tüketiminde pasif içiciliğin de çok tehlikeli olduğunu belirtirken yanında sigara içilen çocukların erken yaşlarda lösemi, lenfoma ve beyim tümörü ile karşılaştığını; yine uzun süre sigara dumanına maruz kalan çocukların erişkin yaşlarında hiç sigara içmedikleri halde akciğer kanseri olabildikleri ifade edildi. Babanın hamilelikten önce sigara içmesi ile çocuğundaki lösemi, nöroblastom tipi kanserler ve lenfoma gelişimi arasında anlamlı ilişki bulunduğu aktarıldı. Annenin gebelik öncesi sigara içmesi ile de çocuk beyim tümörleri ilişkisinin ispat edildiği belirtildi. Son olarak yine güncel konulardan “cep telefonu kanser yapar mı?” sorusunu cevaplayan Prof. Dr. Ağaoğlu “Cep telefonları elektromanyetik ve iyonize etmeyen bir radyasyon yayar, radyofrekans dalgalarına sahiptir. Kullanım şekli, maruziyet süresi, mesafe gibi birçok faktör olmasına rağmen teorik olarak kanser yapma ihtimali yüksek olan cihazlardır” diyen biliminsanı “Sinir sistemi gelişim halinde olan çocukların beyin ve merkezi sinir sistemi su içeriği ve iyon konsantrasyonu açısından yüksek iletkenliğe sahiptir. Bu nedenle daha çok EMA (elektro manyetik alan) enerjisi absorbe eder.” Bir dönem moda olan solaryumların da gereksiz bir ultraviyole ışın maruziyeti getirdiğini belirten Ağaoğlu, güneşlenmenin vücudun D vitamini üretimi ve kanserden korunma mekanizmalarında önemli olduğunun altını çizdi.

Prof. Dr. Leyla Ağaoğlu konferansın sonunda kansersever besinleri “şeker ve früktoz, un ve nişastalı yiyecekler, transyağ içerenler (kızartma, margarin, mayonez), hormonlu ve/veya tarımsal ilaç kalıntılı yiyecekler, ateşte yanmış ya da tütsülenmiş etler” olarak belirtirken; kansersavar besinler için de “omega 3 kaynakları (balık, ceviz, zeytinyağı, koyu yeşil yapraklı sebzeler), yeşil çay, soya, taze sebze ve meyve” örneklerini verdi.

Fotoğraflar: Damla Coşaran