AHEF, Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Ahmet DEMİRCAN’ ın daveti üzerine kendisini makamında ziyaret etti. Ziyarete AHEF’ i temsilen AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akif Emre EKER katıldı. Toplantıda birinci basamaktan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Sn. Uzm. Dr. Elif Güler KAZANCI ve Sn. Dr. Bahattin İLTER de katıldı. Toplantıyla ilgili derlenen bilgi notu şu şekildedir.
Öncelikle toplantının başında Sayın Bakan, geçtiğimiz günlerde basında yer alan haberlerle ilgili olarak, içerikte hatalı bazı bilgilerin olduğunu belirterek bu haberlerin kendi ifadesi olmadığını ve adının geçmediği hiç habere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Basın üzerinden değil, yüz yüze yapılacak görüşmelerin sağlıklı olduğuna inandığını da ifade etti.
Sağlık Bakanlığı olarak önümüzdeki dönemde aile hekimliğinin güçlendirilmesi, fiziki ve klinik kalitenin artırılmasına yönelik çalışmaları olduğunu, düşündükleri bazı plan, proje ve pilot uygulama konusunda AHEF olarak görüşlerimizin ne olduğunu öğrenmek istediklerini belirttiler. Bu çerçevede;
1- Sayın Bakan, Güçlendirilmiş Aile Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinden bahsederek, bu merkezlerde mümkünse 4 ana branştan konsültan veya danışman uzman hekim bulunmasını, diyetisyen, fizyoterapist ve danışman ( aile danışmanı veya sosyal hizmet uzmanı v.b) olmasını arzuladıklarını, bunun yanında bu merkezlerin görüntüleme sistemleri, USG ve laboratuar imkanları ile destekleyeceklerini ifade etti.
Bu merkezlerle yakında bulunan ASM’ nin koordinasyon içinde çalışmasını arzu ettiklerini, bunun içinde ring ya da taşımalı bir servis sisteminin de uygulanabilirliğini araştırdıklarını ifade etti. Bu merkezlerde mesainin gece 23.00′ e kadar olmasını planladıklarını ve bu merkezlerde gönüllü olacak ve ücreti karşılığı gece çalışmasına katılacak aile hekimlerini de düşündüklerini ifade etti.
AHEF olarak, daha önceden de sık sık ifade ettiğimiz gibi birinci basamak sağlık hizmet sunumun da fiziki kalite, hizmet sunum kalitesi ve klinik kalitenin geliştirilmesi ve artırılmasının yanında olduğumuzu belirttik. Daha öncede bu merkezlerin çeşitli isimlerle gündeme geldiğini ancak farklı olarak gece çalışması olmadığını söyledik. Ancak bu merkezlerin yapılanması ve koordinasyon konusunda netleşmeyen sorularımız olduğunu ifade ederek, taşımalı veya ring sisteminin olası riskleri uygulamasındaki olabilecek sorunları aktardık.
Gece mesai için, Aile Hekimleri olarak, geçtiğimiz yıllarda ”zorunlu nöbet”uygulaması nedeniyle ciddi bir direnç gösterdiğimizi, bu zorunlu uygulamanın hem bizim hem de bakanlığın zamanını boşa harcayarak, aile hekimliğinin üç yılına mal olduğunu, Aile Hekimleri ve Bakanlık olarak bu yıllarda sık sık karşı karşıya kalma durumunda olduğumuzu, bununda aile hekimliğine çok şey kaybettirdiğini ifade ettik. Zorunlu olan ve içinde nöbet kelimesi geçen bir uygulamayı destek olmanın, sahanın ve bizlerin kabul edeceği bir uygulama olmayacağını net bir şekilde belirterek, ancak gönüllülük esasına göre, ek bir ücretlendirmenin olduğu, ASM’lerinin kullanılmadığı ve güvenliğin sağlandığı fiziki mekânlarda ve sağlık sistemindeki tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının içinde olduğu bir havuzdan olmak koşulu ile düşünülen bir uygulamayı görüşebileceğimizi ifade ettik. Bunun dışında zorunlu tutulacağımız bir nöbet uygulamasını asla kabul etmeyeceğimizi, gerekirse daha önceki seneler yaptığımız gibi direnç göstereceğimizi ifade ettik.
2- Teşvikli sevk zinciri pilot uygulaması konusun da ise; sevk zincirinin aile hekimliğinin temel evrensel uygulamalarından birisi olduğunu, Dünya örneklerinin hemen hemen hepsinde zorunlu sevk zinciri uygulamasının katı bir biçimde uygulandığını belirttik.
Ancak ülkemiz koşullarında geçmişte zorunlu uygulanan pilot sevk zinciri ile büyük sorunlar ve yığılmalar yaşandığını ve sürdürülemediğini ifade ederek, nüfusların ücret kaybı olmadan düşürülmesini desteklediğimizi ancak bu alanla ilgili cevaplarını bilmediğimiz sorular olduğunu belirttik. Bu sorular; Yeni birimler nasıl ve kimler tarafından açılacaktır, donanımı ne şekilde karşılanacaktır? Yeni açılan birimlere kim/kimler ne şekilde yerleşecektir? Nüfuslar düşerken yeni hak kayıpları olacak mıdır? Nüfus transferleri hangi kıstaslara göre ve nasıl yapılacaktır? Bu sorulara cevapların mutlaka verilmesi gerektiğini, aksi takdirde hem kendi içimizde etik olmayan ve çalışma barışımızı bozacak bazı uygulamalar olabileceğini, aksi takdirde geçmişte olduğu gibi uygulamanın yürümeyeceğini ifade ettik.
Sayın Bakan, düşündükleri model de zorunlu bir sevkin olmayacağını, isteyen vatandaşların sevk alarak 2. Basamağa gideceğini söyledi. Özel hastaneye sevk, acil sevk gibi bir uygulamanın olmadığını da ifade ederek, bu şekilde giden vatandaştan katkı payı alınmaması için mevzuat değişikliği üzerinde çalıştıklarını, bu uygulama ile bir amaçlarının da nüfusları düşürerek iş yükünü azaltacaklarını ve birinci basamağın kullanılabilirliğini iş yükünü artırmadan sağlamayı çalıştıklarını söyledi.
3- Ödeme ve sözleşme yönetmeliğini ile kısımda, saha da en çok merak edilen konulardan birinin bu konu olduğunu, son 2 yılda düşen kayıtlı nüfusa paralel ortalama her aile hekiminin nüfusunun 800 civarında azaldığını ve geçen seneye göre aldığımız ücretlerde 1000- 1500 TL kayıp olduğunu ifade ettik. Bu bağlamda aile hekimlerinin hem iş yükü hem de düşen ücretleri nedeniyle moral ve motivasyonların azaldığını, uygulamadan ayrılmayı planlayanların sayısının hiç de azımsanmayacak sayılara ulaştığını ve yeni birimlere başvuru olmadığını ifade ettik. Bu nokta da Sayın Bakandan talebimiz ve beklentimizin bir an önce ödeme sözleşme yönetmeliğin de ki hak kayıplarımızın telafi edilerek çıkarılması olduğunu da belirttik. Sayın Bakan, bu kayıpların farkında olduklarını, yeni yönetmelik üzerinde kayıplar olmasın diye çalıştıklarını ve aile hekimlerinin yeni kayıplarının olmayacağını, bu konuda Maliye Bakanlığı ile görüşeceklerini ifade etti. Yeni dönemde nüfusları ilk planda 3000 veya biraz altına çekmeyi istediklerini, kronik hastalıklar ve kanser taramaları gibi alanlarda pozitif performans getirmeyi düşündüklerini, belirli oranlarda performans yapan hekimlerin biraz daha fazla ücret alabileceğini belirti.
4- Planları arasında, düşen nüfuslar ile birlikte raporlar konusunda ve gereksiz iş yükü konusunda yeni düzenlemeler ile iş yükünü oldukça azaltacaklarını, klinik kalite ve koruyucu hekimlik uygulamalarını ön plana çıkaracaklarını ifade etti.
5-Aile Hekimleri olarak ASM’ nin işletim giderleri konusunda son zamanlarda çeşitli senaryolar duyduğumuzu ve bu durumunda bizi endişelendirdiğini belirttik. Cari ödeneklere dokunulmaması gerektiğini ifade ettik. Geçmişte bölge tabanlı sistemde yaşananları, örnekleri ile anlatarak bu şekilde merkezi bir yönetimin getireceği olumsuzlukları, fatura istenmesi şeklinde yaklaşımların getireceği sorunları, birçok sektör paydaşının bu anlamda olumsuz düşünce içinde olduklarını ancak bu bakış açılarını doğru bulmadığımızı ifade ederek, büyük şehirlerde cari ödeneklerin yetmediğini söyledik. Bu arada son 6 yıldaki reel kaybımızın %32 yi geçtiğini sadece geçtiğimiz sene asgari ücret, elektrik, su, doğal gaz, sarf malzemesi, vergisel yükümlülüklere ve kiralarımıza gelen zam oranın ortalamasının %16 civarında olmasına rağmen ödeneklere ise sadece %10 civarında zam geldiğini tablolar halinde ifade ettik.
Sayın Bakan, cari ödeneklerle ilgili şu ana kadar değişiklik olmasına dair bir çalışmalarının net olarak olmadığını, bazı senaryolar üzerinde durduklarını ama net olarak bir kararları olmadığını ifade ederek. Bu konu ile ilgili bir çalışma dosyasını bizlerden talep etti.
6-Torba kanun da izinlerimizle ilgili düzenlemenin taleplerimiz doğrultusunda eklendiğini, yıpranma payının da içinde olduğu bir takım değişikliler içeren kanun taslağının yakında TBMM’ ne iletileceğini ifade ederek, içinde emekliliğimizi yansımayan ücretlerle ilgili bir madde olup olmayacağını önümüzdeki günlerde karar vereceklerini söyledi.
7-Son olarak üzerinde konuştuğumuz tüm bu konularla ilgili olarak genel müdürlüğümüz ile hemen önümüzdeki hafta ya da GETAT kongresinden hemen sonra görüşmemizi, bu konu başlıklarında ve sorun olarak gördüğümüz diğer konu başlıklarında birlikte çalışarak kapsamlı bir dosya hazırlanmasını ve dosyayı da en kısa sürede kendilerine sunmamızı istediklerini belirttiler.
AHEF aracılığı ile saha da özveri içinde insan odaklı çalışan tüm meslektaşlarımıza selamlarını ilettiğini ve bundan sonra da iletişim içinde aile hekimliğini güçlendirmek için çalışacağımızı beyan ettiler.