USA’ da yapılan çalışmada ilaç şirketlerinden para alan bazı onkologların o şirketin ilaçlarını yazdıkları ortaya çıktı.
Araştırmada, 2013 senesinde ilaç endüstrisinden hediye, konuşma veya danışma ücreti, yemek, seyahat için veya araştırma desteği isimleri altında para alan doktorlara ait veriler ve bu doktorların çeşitli tedavi seçenekleri bulunan böbrek kanseri ile KML olarak bilinen kronik miyeloid lösemi için ilaç tercihleri değerlendirildi.
İlaç şirketlerinden menfaat temin edenlerin o şirketin böbrek kanseri ilacını yazma ihtimallerinin şirketten herhangi bir para almayanlara göre yüzde 84, KML ilacını yazma ihtimallerinin de yüze 31 daha fazla olduğu belirlendi.
Daha önce tansiyon ve kolesterol ilaçları ile yapılan çalışmalar vardı ama bu, onkoloji ilaçlarıyla yapılan ilk araştırma olma vasfını taşıyor.
USA’ da doktorlar ve eğitim hastaneleri ilaç endüstrisinden her sene 7 milyar dolar para alıyor ve bu ödemeler daha pahalı olan orijinal ilaçlar için yapılıyor.
Araştırmada değerlendirilen ilaçlar
Böbrek kanseri için: sorafenib (Nexavar), sunitinib malate (Sutent), pazopanib hydrochloride (Votrient)
KML için: dasatinib (Sprycel), imatinib mesylate (Gleevec), nilotinib hydrochloride monohydrate (Tasigna)
Gelelim neticeye
Hadi, abidik gubidik hastalıklar için yazılan antin-kontin ilaçları anladık ama…
İnsanların ölümle pençeleştikleri kanser hastalığının tedavisinin ilaç şirketlerinden elde edilen avantalarla belirlenmesi modern tıbbın nasıl ticarileşmiş olduğunu, nasıl dibe battığını apaçık ortaya koyuyor.
Tam da bir koyun can derdinde kasap mal derdinde durumu!
Neyse ki biz de ne bu ilaçlar ne de gözü paradan başka bir şey görmeyen onkologlar var.
Kaynaklar:
https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/article-abstract/2677058