Geçtiğimiz hafta Boston’da, BIO Convention’daydım. BIO Convention, biyoteknolojinin Davos’u, dünyadaki en büyük biyoteknoloji etkinliği.
Selin Arslanhan Memiş
YENİDEN KEŞİF
[email protected]
Amerika’da her yıl yaklaşık 70 ülkeden 20 bin kişinin katılımı ile gerçekleşiyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da BIO’da, farklı ülkelerin biyoteknoloji ekosistemlerini karşılaştırmalı değerlendiren bir endeks açıklandı. Bu endeks, Scientific American tarafından yayımlanıyor ve puanlama 27 farklı gösterge kullanılarak yapılıyor. 2009-2016 yılları arasında her yıl yayımlanan endeks geçtiğimiz yıl yayımlanmamıştı. Bu yıl ise yeniden yapıldı ve bu yılki puanlamaya göre, Türkiye’nin biyoteknoloji ekosistemi 54 ülke arasında 47.sırada yer alıyor. Türkiye, 2016’da 54 ülke arasında 46. sıradayken, bir sıra gerileyerek 47. sıraya yerleşmiş.
Bu sıralama, ekosistemin 7 ana bileşeni değerlendirilerek yapılıyor: Verimlilik, fi kri mülkiyet, Ar-Ge yoğunluğu, şirket destekleri, eğitim/ beşeri sermaye, kurumlar ve politika/istikrar. Bu 7 bileşenin puanları, her birinin altında yer alan farklı alt göstergeler ile oluşturuluyor. Bu yılki puanlamada ilk üç sırada değişiklik yok: ABD, Singapur ve Danimarka. Sıralamada en fazla iyileşme gösteren iki ülke ise, Almanya ve Portekiz. 2016’dan bu yana iyileşme söz konusu olduğunda bu iki ülkeyi, Hindistan, Arjantin ve Çin izliyor. Hindistan 6 sıra ilerleyerek 43.sıraya, Arjantin 6 sıra ilerleyerek 48.sıraya ve Çin ise 4 sıra ilerleyerek 37. sıraya yerleşiyor.
Endekste neredeyse sıralama kadar önemli bir nokta ise, birçok ülkenin farklı alt bileşenlerde en yüksek puana sahip olarak alt bileşen birincisi olmaları. Bazı ülkeler, en iyi patent koruması, bazıları girişim sermayesi, bazıları ise regülasyonlar gibi farklı bileşenlerde en iyi olma özelliği taşıyor. Bunlar arasında Singapur ve ABD’nin ötesinde, Katar, İsrail, Yeni Zelanda, Kore gibi ülkeler de yer alıyor. Farklı ülkeler farklı odaklarla bir şekilde ekosistemin bir yerinde en iyi olma özelliği taşıyor. Türkiye, herhangi bir göstergede en yüksek puana sahip değil. Önümüzdeki yıllarda mevcut göstergelerin ekosistemdeki yeni eğilimlerle birlikte yeniden şekillendirilmesi söz konusu. Bu yıl Boston’da konuşulanlardan birisi de puanlamaya yeni göstergelerin eklenmesiydi. Yani işimiz önümüzdeki yıllarda daha da zorlaşabilir. Ya da gerçekten odaklanırsak, yeni eklenecek göstergeler bize fırsat yaratır ve değişene en iyi adapte olan ülkeler arasında yer alabiliriz. Peki nedir değişen? Göstergeler neye göre yeniden şekillenecek?
tamamı için kaynağa bakınız