W- Acıbadem MAA Üniversitesi Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof Dr Özlem Er’den görüş alacağız;
Değerli Hocam yakın zamanda paylaştığımız bir haberimizde (*) organ transplantasyonu ile donörden kanser geçişi olmuş!
Bu risk her zaman var mıdır? Önlemler in sutu düzeyinde olursa yetersiz olabilir mi?
Ö.E.- Organ transplantasyonlarında donörden kanser geçişi çok çok nadirdir, 1/10000 civarında. Buna rağmen bu riski minimuma indirmek için donör, yoğun tarama programından geçirilir. Aile oykusu dahil olmak üzere sorgulanır. Donöre Laboratuvar testleri, abdomen usg, akciğer grafisi uygulanır. Alıcıya nakledilen organın vücut tarafından atılmaması icin immunsupresif tedavi uygulandığı için kanser gelişimi daha kolaydır.
Eğer donörden nakil sonrası kanser gelişimi olursa ayni kisinden nakil yapılan diğer alıcıların da yakın takibi, bilgilendirilmesi ve transplante organın çıkarılması gerekir.
W- Benzeri risk durumu kan nakilleri için de geçerli midir?
Ö.E.- Kan transfuzyonlarında da bu risk çok çok düşüktür. Dolaşımda kanser hücrelerinin olma ihtimali nedeniyle kanser tanısı olan kişiler verici olarak uygun değildir.
W- Son olarak bu konu dışında bazı kanser türlerinin tedavisinde immünoterapinin kemoterapiden daha başarılı olduğu yayınları görülmekte bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Ö.E.- İmmünoterapi son yıllarda çok önemli gelişmeler olan bir konu. Melanom tedavisindeki olumlu sonuçlarla başladı. Günümüzde akciğer kanseri basta olmak üzere böbrek, mesane, bas boyun kanserleri gibi hemen hemen her kanserde immunoterapi kemoterapi sonrası veya kemoterapi ile birlikte uygulanmakta. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde erken evrelerde de kemoradyoterapiyi takiben idame tedavide immunoterapi yasam suresini uzatmaktadır
W-Sevgili Hocam değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz