-ÜLKEMİZDEKİ İLAÇ GERÇEĞİ
-İLAÇ TEDARİKİNDE YAŞANAN SORUNUN NEDENİ AVRO FİYATI
– BİRÇOK İLAÇTA SIKINTI YAŞANIYOR
Ülkemizde ilaç tedarikinde yaşanan sorun maalesef hızla ve artarak devam ediyor. Bu sorunlara rağmen bizler, eczane eczacıları olarak büyük bir sabırla firmaların depo kanalı ile eczanelerimize gönderdiği sınırlı sayıdaki tevzi ilaçları vatandaşlarımıza vererek ilaç hizmetimizi sürdürmeye çalışıyoruz.
Sayın Sağlık Bakanımızın “tasarruf gerekçesiyle sağlık hizmetinde aksamaya müsamaha göstermeyecekleri” şeklindeki açıklamasında da belirttiği üzere Sendika olarak biz de sağlık ve tedavide tasarruf olamayacağını ve bu uygulamanın devletimize daha maliyetli olacağı kanaatindeyiz.
İlaç stratejik önemi haiz, tedavinin olmazsa olmazı bir üründür. İlacın kime ne zaman lazım olacağı belli değildir. En basit ağrı kesici bile “günlük yaşam konforunu arttırma” özelliğine sahiptir. İlacın bulunamaması insan sağlığını ve psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir.
İlaç tedarikinde yaşanan sorunların temel nedeni ilaç fiyatı hesaplamasında kullanılan Avro kurunun Yeni yıla kadar güncellenmeyecek olmasıdır.
İlaç fiyat kararnamesine göre avro kurunun belirlenmesi şu şekilde yapılmaktadır;
(2) Beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk Lirası cinsinden 1 (bir) Avro değeri; bir önceki yılın Resmi Gazetede ilan edilen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının günlük Avro döviz satış kuru gerçekleşmeleri esas alınarak hesaplanacak olan yıllık ortalama Avro değerinin %70 olarak belirlenen uyarlama katsayısı ile çarpılması suretiyle belirlenir. Fiyat Değerlendirme Komisyonu her yılın ilk 45 günü içerisinde toplanarak yukarıda belirtilen usuller dahilinde beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak 1 (bir) Avro değerini ilan eder.
Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar’ın 2 nci maddesinin ikinci fıkrası ve Geçici Maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2018 yılı için beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan 1 (bir) Avro değeri 2,3421 TL’den 2,6934 TL’ye artırılmış ve 19 Şubat 2018 tarihi itibariyle geçerli olması kararı alınmıştır.
Ülkemizdeki güncel avro kurunun 6,5 lira civarında olduğu göz önünde bulundurulduğunda özellikle ithal ilaçların ülkemize girişinde firmaların neden isteksiz davrandığı ve zorlandığı çok net şekilde anlaşılacaktır.
Yerli ilaç sanayimizde ilaç etken maddeleri yurt dışı kaynaklı tedarik edilmekte ve avrodan etkilenmektedir. Tedarik sorununa rağmen eczacılarımız ürünü temin etmeye çalışılmaktadır. Bugün eczanelerimiz enjektörleri , şeker ölçüm striplerini , insülin enjektör uçlarını zararına da olsa vatandaşına vermektedir. Bu yüzden yeni yıl beklenilmeden avro kurundaki gerekli güncelleme bir an önce yapılmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.
Tüm bu gelişmeler sonucu bazı ilaçların tedarikinde sorunlar ortaya çıkmış durumdadır;
BULUNAMAYAN İLAÇ EN PAHALI İLAÇTIR. EN YAYGIN OLARAK KULLANILAN VE BİLİNEN AĞRI KESİCİNİN TEDARİKİNDE BİLE SIKINTI YAŞANIYOR…
Halkımız tarafından en çok tercih edilen bir ağrı kesici; depolardan eczanelerimize ikişer, üçer kutu geliyor. Ülke tarihinde meslek olarak ilk defa bu ağrı kesicinin temininde sıkıntı yaşanıyor. Korkumuz bu ilacı eczanelerde bulamayan vatandaşlarımızın bakkallarda, benzinlikler vb. yerlerde satılan güvenilir olmayan sahte ürünleri alarak sağlıklarını bozmasıdır. Ayrıca buradan da bu ilacın üreticisi firmaya sormak istiyoruz; kozmetik amaçlı kullanılan pişik kremlerinin üretim ve satışının arttırılması için gösterilen performans niçin bu ağrı kesici ilaç için gösterilemiyor?
OLASI BİR SALGINI ÖNLEMEK İÇİN YETERİNCE GRİP AŞISI BULUNAMIYOR
Grip salgınlarını önlemek için özellikle bu aylarda yapılması gereken grip aşıları depolardan üçer beşer, yani oldukça az sayıda geliyor ve ihtiyacı olan hastalarımıza maalesef yetmiyor. Böyle bir dönemde eczanelerde ve ecza depolarında yeterli miktarda grip aşısı bulunamıyor. Son yıllarda ülkemizin aldığı göçler nedeniyle Türkiye’nin bağışıklık sistemi olumsuz etkilendi. Dolayısıyla artık aşılanma her zamankinden daha da önemli. Grip aşısı Türkiye’de üretilmediğinden ithal ediliyor.
Türkiye’de olası bir salgın vakasına karşı talebi karşılayacak yeterli miktarda aşı bulunmasında güçlük çekiliyor. Ayrıca risk grubundaki kronik hastalığı bulunan vatandaşlarımız için de tehlikeli bir süreç bizi bekliyor.
Vatandaşlarımız grip salgını gelmeden kendilerini korumaya almak için, aşılarını reçetelendirip eczanelerimize geliyorlar ama aşıların tedarikinde sorun yaşıyoruz. Bu durum biz eczacılardan kaynaklanmıyor. Yetkililerin bir an önce bu soruna çözüm getirmeleri gerekiyor.
TÜRKİYE’DE AŞI KARŞITLIĞI TEHLİKELİ SEVİYEYE YÜKSELİYOR
Aşı konusunda önemli bir hususun da altını çizmek istiyoruz. Türkiye; yüzde 28,3 ile dünyada en yüksek çocuk nüfus oranına sahip 97’nci ülkedir. Nüfusumuzun yaklaşık 23 milyonu çocuk ve bunun 287 binini de Suriyeli çocuklar oluşturuyor.
Ülkemizde çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısı 2014’te bin 370, 2015’te 5 bin 091, 2016’da 11 bin 470 iken, 2017’de bu sayı 23 bini geçmiştir. Çocukların aşılanmasında hukuki ve vicdani mesuliyetin ailenin inisiyatifine bırakılmaması gerekmektedir. Türkiye’de aşı karşıtlığının her yıl daha da artması da toplum sağlığını tehdit etmeye başlayan bir gerçektir.
ECZA DEPOLARI ECZANELERE VERDİKLERİ VADELERİ NEDEN GERİ ÇEKİYOR?
İlaç fiyatlarında herhangi bir artış yaşanmaz ve eczanelerin de ekonomik yapıları sıkıntıdayken tüm bunlar yetmezmiş gibi eczane ekonomilerini olumsuz etkileyecek başka bir olumsuzluk daha gündemimize gelmiş bulunmaktadır. Ülkemizdeki son ekonomik sorunlar bahane edilerek depolar tarafından eczanelerimize verilen ödeme vadelerinin geri çekiliyor olması camiamızda huzursuzluk yaratmaktadır. Ecza depolarının ilaç firmalarından aldıkları vadelerin yıllardır eczanelerimize aynı şekilde yansıttığı gerçeği biliniyorken depoların kararlarını algılamakta zorlanıyoruz. Zaten kendi sermayeleri ile hizmet vermeye çalışan, devamlı işletme giderleri yükselen eczanelerimiz oldukça müşkül durumdadır.
Ülkemizin topyekûn bir ekonomik mücadele ortamına girdiği bu dönemde ecza depolarının hükümetimizin aldığı kararları göz ardı ederek ilaç alım koşulları değişmediği halde bizlere uygulanan vadeleri neden kısalttıklarına anlam verememekteyiz.
Konuyla ilgili olarak Bakanlığımızın devreye girmesini, meslektaşlarımızı iflasa kadar sürükleyecek olan bu yanlış uygulamadan ecza depolarını vazgeçirmesini talep ediyoruz. Olası iflasların hem ekonomik parametrelere, hem de istihdama vereceği zarar göz ardı edilmemelidir. Zira kısa bir sürede alınmış olan bu kararlara göre ödeme yapması beklenen eczanelerin, özellikle bu zor dönemde bu yükün altından kalkamayacakları aşikârdır.
EŞDEĞER İLAÇ DOĞRU İLAÇTIR
Türkiye ilaç pazarı İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının istatistiki verilerine göre 2017’deki değerler itibariyle (üretici fiyatıyla) 24,5 milyar TL’ye; kutu ölçeğinde ise 2,2 milyar hacme ulaşmıştır.
Referans-Eşdeğer İlaçlar: Referans ilaç pazarı, 2017’de 16,69 milyar TL’ye ulaşmıştır. Kutu ölçeğinde ise 0,92 milyar kutu satış gerçekleşmiştir. Eşdeğer ilaç pazarı ise 2017’de değerde 7,85 milyar TL’ye; kutu ölçeğinde ise 1,31 milyar hacme ulaşmıştır.
Eşdeğer ilaç uygulamasında özellikle nöbet hizmeti verirken her geçen gün daha da zorlanmaktayız. Referans (orijinal) ilaçlara çıkan fiyat farkları nedeniyle hastayı eşdeğer ilaç kullanmayı önerdiğimizde hem vatandaştan hem de reçeteyi yazan hekimden defans görebiliyoruz.
Eşdeğer ilacın yanlış ilaç olmadığı ve hastayı tedavi edenin ilacın ismi değil ETKİN MADDESİ olduğunun anlatılabilmesi için Bakanlığımızın daha aktif rol almasını ve kamuoyunu bilgilendirecek çalışmalar yapmasını istiyoruz. Eşdeğer ilaç yani yerli ilacın yaygınlaşmaması halinde önümüzdeki süreçte ilaç tedarikinde yaşanan sorunların katlanarak artmasından endişe ediyoruz.
Ayrıca TEİS olarak ,defalarca beyan ettiğimiz gibi; ilgili kurumlara kamu ilaç giderlerinin azaltılması için reçeteleri etkin madde ile yazılmasını bir kez daha teklif ediyoruz.
“Gerçek ilaç harcaması”nın görülmesi ve ödeme planının ona göre yapılabilmesi için reçetelerin etkin madde ile yazılması şartının getirilmesi gerekmektedir. Çünkü; ilacın etkisi ticari isminden değil, “etkin maddesinden” gelmektedir. Böyle bir uygulama, ülkemiz için “Milli ve Yerli ilaç politikamızın “oluşturulmasında etkili olacak ve ilaç için bütçemizden dış ülkelere aktarılan para azalacaktır.
DEVLETİN HİZMETİ VERMEYE KALKIŞMASI, HİZMETİ SATIN ALMASINDAN DAHA PAHALIYA MAL OLUR
Basında gündeme gelen ve vatandaşlarımızla birlikte yaşadığımız diğer bir sorun da “günübirlik tedavi” adı altında hastanelerin ilaç karşılamasıdır. Sendikamızın karşı çıkmasına rağmen ülkemizde günübirlik adı altında, dünyada örneği olmayan yeni bir tedavi oluştu. Oysa; kamuoyunun da çok iyi bildiği üzere hastanelerde ya ayaktan ya da yatarak tedavi bulunur.
Bu sisteme göre kamuya ait hastanelerde vatandaşlarımıza ilaçlar doğrudan uygulanmaya başlandı. Hatta durum kilosu az hastadan artan ilaç miktarının, kilolu hastaya verileceği söylemine kadar uzandı.
Hastanelerde elbette ilaç olur ama kamu hastaneleri ilaç ticareti yapmaz. Daha önceden de tecrübe edildiği üzere devlete ve vatandaşa bu yöntemin bedeli ağır olur. Hastaneler ilaç temin edemez duruma gelir. Kamuya tasarruf sağlamayan, hastanelerin ekonomik yapısını bozan, hastaların ilaca erişiminde sorun yaşatan Günübirlik tedavi uygulamasından bir an önce vazgeçilmelidir.
BULUNMAYAN İLAÇ SORUNUNU AZALTMAK İÇİN ECZANELER ARASI İLAÇ TAKASINDA KISITLAMA KALDIRILMALI
Ülkemizdeki ilaç tüketimi bölgelere hatta şehirler göre değişiklik göstermektedir. Bazı illerde yoka giren ilaçlar, başka illerde hala bulunabilmektedir. Bunun için 6197 sayılı kanunumuzda “eczaneler arası takas” yapılabilmesi mümkün olmasına rağmen, TİTCK tarafından sadece il içi takas uygulamasına izin verilmektedir. Bu durum komşu illerdeki eczacı meslektaşlarımızdan bile vatandaşlarımızın ilaçlarını takas edip almamıza engel olmaktadır. Öyle ki mesafeleri çok yakın ama farklı il sınırlarında olan karı-koca meslektaşlarımız bile kanunumuzun verdiği bu kolaylığı kullanamıyor. Bu engelin kaldırılması özellikle sıkıntı yaşadığımız bu süreçte ilaç ve eczacılık hizmetimize kolaylık sağlayacaktır.
Yıl sonunun yaklaşıyor olması nedeniyle depolardan tevzi olarak gönderilmeye başlanan ilaçlar önümüzdeki aylarda ilaç sıkıntıların kötü habercisi olarak görünmektedir. Yıl sonunda ilaç sıkıntısı yaşanmaması, piyasada bulunan ilaçların efektif kullanımının sağlanması için iller arası takas yasağının kaldırılması gerekmektedir.
ENFLASYONLA MÜCADELE EDİYORUZ
Bu ülkede hiçbir meslek grubu, enflasyonla eczacılar kadar mücadele etmemiştir, edemez de! Zira biz ekonomik tedbirlerin uygulandığı son noktayız. Reel değerlerle uyuşmayan Avro kuru nedeni ile kârlılığın düşürüldüğü son nokta eczanelerdir, artan faizler nedeniyle vadeleri kısıtlananlar eczacılardır, Kamu Kurum İskontosunu uygulamayan firmalara yaptırım uygulanmadığı için onlarca kalem ürünü zarar ederek satan eczacılardır, ilaç dışı ürünler ve mamalar döviz kuru değişiminden çok daha fazla oranda zam alırken stoklarındaki ürünleri Aralık ayında %60’a varan fiyat düşüşleri ile zarar ederek satmak zorunda olan yine eczacılardır…
İlaç elbise değildir, çikolata değildir, temizlik malzemesi değildir, motor yağı değildir! Hele hele kozmetik ürün hiç değildir! İlaç sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazıdır.
İlaç; Vazgeçilemez, ertelenemez ve yerine başka bir şey kullanılamayan hayati bir üründür. İlacın ikamesi olmaz, ihtiyaç duyulduğunda bulunabilir ve ulaşılabilir olması hayati önem taşımaktadır. İlaç üretici, tedarikçi ve dağıtıcı firmaların, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı günlerde ilacın piyasaya arzında problem yaşanmaması için gereken gayreti göstermeleri gerekmektedir.
Biz eczacılar yalnızca bu Yüce Milletin değil, bütün insanlığın sağlığı için, hiçbir ayrım yapmaksızın elinden geleni yapmaya yemin etmiş bir meslek grubuyuz. Hayatta hiçbir kazanç çocuğunun mamasını alamadan evine dönen bir annenin mutsuzluğunu ya da insülinini zamanında kullanamadığı için ciddi sorunlarla karşılaşan bir şeker hastasının yaşadıklarını telafi etmeye yetmez.
Eczane eczacılarının sendikası TEİS olarak, meslektaşlarımızın vatandaşlarımıza 7 gün 24 saat her tüm olumsuz koşula rağmen ilaç hizmeti verebilmek için çalıştığını, bu konuda yaptıkları fedakarlıkları bilmelerini arzu ediyoruz.
İlacın her zaman ulaşılabilir ve bulunabilir olması için yetkililerin taleplerimize ve önerilerimize kulak vermesi gerektiğinin altını bir kez daha önemle çiziyoruz.