Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de hizmet veren hastanelerin yüzde 40’ını özel hastaneler oluşturuyor. Sağlık yatırımlarının yüzde 75’ini özel sektör gerçekleştirirken SGK’nın yaptığı sağlık harcamalarından özel hastaneler yüzde 30 pay alıyor.
Türkiye’de birçok sektörde özelleştirme faaliyetleri devam ediyor. Sağlık alanında atılan özelleştirme adımları ise bütçe açığı yaratan kamusal faaliyetlerin mali yükünden kurtulmayı sağlıyor. Devlete hiçbir yük getirmeden bina ve teçhizatın yenilendiği, bu sayede de daha iyi sağlık hizmeti verildiğini belirten Ankara Özel Natomed Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ayşegül Akbay, “Devlet özelleştirmeyle sağlık hizmetlerini, belirli kurallara göre kontrol ederek hizmet kalitesinin yükseltilmesini sağlayabilir” dedi.
“Kamuya ait kaynaklar kamuya kazandırılmalı”
Özelleştirmede dikkat edilecek hususun bir kamu finansmanı oluşturmak değil, kamuya ait kaynakların en rasyonel biçimde kamuya kazandırılması ilkesinin korunması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayşegül Akbay, “Günümüzde, sağlık yatırımlarının yüzde 75’ini özel sektör gerçekleştiriyor. SGK’nın yaptığı sağlık harcamalarından özel hastanelerin aldığı pay ise yüzde 30 dolaylarında. Sağlıkta liberalizasyon, hizmet tedariğinde özel sektörün alanının daha da genişletilmesini ve bu bağlamda özel hastaneciliğin teşvikini zaruri kılıyor” ifadelerini kullandı.
“Sağlıkta liberalizasyon, ekonomik istikrarı beraberinde getirecek”
Özel hastanecilik alanının geliştirilmesi için kamuoyunun daha da duyarlı olması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Ayşegül Akbay şu açıklamalarda bulundu; “Sağlıkta liberalizasyonun gerçekleştirilmesinin ülkemize sağlayacağı en büyük kazanım, ekonomik istikrarın sağlanması olacak. Böylece, kaynaklarını daha etkin kullanabilen işletmeler daha güçlü bir rekabetin gerçekleştirilmesini sağlayacak. Liberalizasyonla oluşturulan katma değer kamunun finansman yükünü hafifletecek ve öte yandan ülke ekonomisinin daha sağlıklı işlemesine katkıda bulunacaktır.”