Türkiye’nin Çin kaynaklı salgın açısından henüz risk altında olmadığını ancak genel olarak sağlık koşullarına dikkat edilmesiyle nezle ve gripten korunulabileceğini kaydeden Ünal, devletin de havalimanlarında termal kamera gibi tedbirleri zaten gündemine aldığını vurguladı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, uzun yıllardır Türkiye’de enfeksiyon riski denildiğinde tanınmış uzmanlardan birisi. Ünal, Çin kaynaklı corona virüsü hastalığı ve riskleriyle ilgili Yıldız Yazıcıoğlu/VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
VOA: Corona virüsü nedir, nasıl bir hastalıktan söz ediyoruz?
“Corona virüs, solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan bir grup virüsten biri. Soluk borusunun ortalarına kadar gelenden yukarıda olan enfeksiyonlara üst solunum yolu, oradan aşağıda olanlara alt solunum yolu diyoruz. Üst solunum yolunda en sık gözlemlediğimiz bildiğimiz nezle. Alt solunum yolunda ise zatürre, akciğer dokusunu tutanlar. Üst solunum yolu enfeksiyonları sıklıkla olur. Nezle bunların başında gelir. Klasik nezle tablosu: hapşırık, öksürük, hafif ateş, halsizlik, bitkinlik. Corona virüs de bu tabloya yol açan başka bir grup virüsten birisi. Birden fazla virüsü temsil ediyor, genel grup adı corona virüs. Yıllardır bilinmekteydi. Ama virüsler canlı, dinamik yapılar, zaman içerisinde değişiklik olabiliyor. 2000’li yıllarda bir grup corona virüste mutasyon dediğimiz bazı genetik değişikliklerle üst solunum yolu değil alt solunum yani zatürre yapmak kapasitesi gelişti. Örnekleri hemen söyleyeyim SARS diyebildiğimiz gene Hong Kong’dan başlamıştı. Daha sonra Suudi Arabistan’dan bir tanı kondu, Mers-CoV adıyla. Suudi Arabistan’da önce yarasalardan develere ve develerden insanlara yakın ilişkiyle geçti. Üst solunum yolu enfeksiyonu olunca bir haftalık dinlenme ile geçiyor, iyileşilmesi mümkün oluyor. Ama zatürre olmuşsa, alt solunum yolu enfekte olmuşsa akciğer dokusunda enfeksiyon yaptığı için gayet ciddi bir tablo. Maalesef bu virüse karşı çoğalmasına engel olacak bir antiviral ajan yok. Virüsü etkileyecek bir ajan yok. O yüzden belirli bir oranda ölüme yol açıyor. O zaman nezlenin salgın gibi görülmesi iş gücü kaybına yol açarken, nezle yapan bir virüsün zatürre yapar hale gelmesi, nezle gibi hızlı yayılarak zatürre yapmış olması. O yüzden birdenbire önem kazandı. Bu sadece üst solunum yolu enfeksiyonu yapan corona virüslerin zatürre yapma kapasitesiyle ortaya çıktığı üçüncü atak olarak görüyoruz. SARS ve Mers-COV’dan sonra. Bunun da adını 2019-NcoV olarak koydular.”
VOA: Çin kaynaklı Corona virüsü salgını neden dünya açısından korkutucu kabul edildi?
“Corona virüste niye korktuk? Bu zaten insanda hastalık yapma kapasitesine sahip virüstü. Bu havyan temasıyla mutasyon, gen nakliyle zaten insandan insana kolay bulaşabilen bir virüse bu yetenek geldi. Çin kaynaklarınca açıklandığı üzere sağlık personeline geçişi gösterildi. Dolayısıyla insandan insana geçişi tespit edildi.Zaman çizelgesi itibariyle de hızlıca bulaştığı görüyoruz. Anımsayalım, 31 Aralık 2019’da Çin ilk defa fark ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nü uyarıyor, ‘Bir şey ile karşı karşıyayım, ne olduğu bilmiyorum’ diyor. 1 Ocak’ta bunun deniz ürünleri pazarı kaynaklı olduğunu söylüyor. 11 Ocak’ta ilk ölüm yaşanıyor. 20 Ocak’ta 200 vaka görünüyor. 22 Ocak’ta 400 vaka olduğu açıklanıyor. Bugün 23 Ocak’ta 517 vaka. İnsandan insana bulaş hızlı şekilde başladı korkutucu olan bu. Corona virüsün üst solunum yolu şekli zaten insandan insana bulaşıyordu. Nezle diyorduk adına ama şimdi zatürre yapan türü ve 517’den 17’si ölümle sonuçlandı. Üst solunum yolu olsa belki bir milyarda bir ölüm belki hiç ölüm olmayacaktı. 517’de 17 ölüm ki binde 34 önemli bir rakam. Bunun ilaçla tedavisi yok. Hasta olanlara destek tedavisi var. Serviste ya da yoğun bakımda solunum yetmezliği yapacak çünkü. Solunum desteği vermek, tıbbi destek sağlayarak bu dönemi atlatmalarına yardımcı olmak. Ama esas yapılacak iş bunun Wuhan’dan dışarıya çıkmasına mani olmak. Ama anlayana kadar Kore’de var, Japonya’da var, Amerika’da çıktı.”
VOA: Corona virüsü salgını riskinden, bu hastalık sürecinden nasıl korunmalı?
“Dünya Sağlık Örgütü hemen tedbirleri açıkladı. Çin de açıkladı. Bu bölgeden gelen uçaklar ya da başka yolla sınırlardan gelecek kişilere termal kameralarla bakmak. Çünkü hasta olanlarda, nezle tablosu gibi düşünülmeli ki ateş, öksürük, halsizlik, kas ağrısı ve ilave olarak zatürre yapmışsa öksürük, balgam daha şiddetli bir tablo tespit ettiklerini karantinaya almak. Bu semptomlara sahip olanlarda 2019-NcoV olduğuna bakmak. Bunlar devletin yapacağı işler
Bizim kişisel olarak yapacak işlerimiz var. Mutlaka genel vücut hijyenimize de temizliğimize ama özellikle el hijyenimize dikkat edeceğiz. Sık sık ellerimizi yıkayacağız. Ellerimizi burnumuza götürmeyeceğiz.Karşıladığımız zaman tokalaşıyoruz, öpüşüyoruz. Bunu mümkünse bu aylarda yapmayalım, uzak duralım. Bunun bulaşmasına baktığımızda hapşırdığı zaman havada asılı partiküller onun burnuna gidiyor ama sadece havayla gitmiyor ki hapşırdığınızda elinizi burnunuza götürdüğünüzde elinize gidiyor. Tokalaşma olduğunda elden diğer ele geçiyor. Hele bir de öpüşüyorsanız, yanaktan yanağa direkt bulaşıyor. Geleneğimizde olduğu için öpüşmekten geri durduğunuzda ‘kasıntı’ denilebilir yani negatif bir şeydir ama bunu anlatmalıyız ‘kış mevsimi öpüşmesek, tokalaşmasak’ demeliyiz yani zinciri kırmak gerekiyor. Bir de maskeyi önemsiyorum. Hasta olanlar mümkünse evde yatsınlar ama dışarıya çıkmaları gerekiyorsa maske takmaları çok önemli. Sağlıklı beslenme kurallarına ve uykumuza dikkat edeceğiz, spor yapacağız. Yani sağlıklı olmaya çalışmak, hapşıran birini gördüysek araya 1,5 metre mesafe koymaya çalışmak.Hasta olanların evde dinlenmesi, hapşıranların, bu tür hasta olanların maske takması, çok sokağa dolaşmaması, toplu yaşam yerlerine az gitmek, bu dönem seyahatten kaçınmak gibi bütün bu tedbirlere de uymak lazım. Burada kalsın daha başka ülkelere yayılmasın.”
VOA: Kimler açısından hastalık riski yüksek diyebiliriz?
“Solunum yolu enfeksiyonlarının örneğin gribin ağır seyredeceği riskli grupları biliyoruz. 65 yaş üstü kişiler, kronik böbrek, karaciğer hastalıkları olanlar, kanser tedavisi görenler, gebeler, erken çocukluk dönemindekiler. Sigara içenler için yine risk yüksek kabul ediliyor. Bu gruplarda daha ağır seyredeceğini tahmin edebiliyoruz. Bunlar yanı sıra bütün yaş gruplarındakilerin demin söylediğim tedbirlere dikkat etmesi ve özellikle yüksek ateşle seyreden, kas ağrısı olan, öksürüğü çok belirgin olan, balgamı olan hastaların mutlaka ve mutlaka hekime başvurmaları gerekiyor.”
VOA: Bu yeni corona virüsü türü için Türkiye açısından risk durumu nedir?
“Kuzey yarımküre ülkelerinin hepsinde olduğu gibi bu mevsimde Türkiye’de mevsimsel grip görülüyor. Nezle bol miktarda var. Bunun bir kısmı zaten corona virüs ama bu türü değil. Bu türü gelmesin diye uğraşmak, tedbir almak lazım. Enflüenza (grip) için aşısı var. Çocuklarımızı iyi aşılıyoruz. Ama erişkin aşılamada rakamlarımız düşük. Bunun dışında Türkiye’nin eksikliği olduğunu zannetmiyorum. Bunun farkındalığını arttırmak. Bunun ötesinde devlet tarafından, THY tarafından alınacak tedbirler var. Dünya Sağlık Örgütü’yle işbirliğinde Sayın Bakan’ın açıkladığı gibi şu anda vaka sayısı düşüklüğü nedeniyle gerek yok ama artış olursa termal kamerayla takipler olacak. Şüpheli görülenler kontrolden geçirilerek gerekenleri karantina altına almak gibi tedbirler alınacaktır.”