Dr.Gürsel ÖZER
AHEF & İSTAHED Başkanı
‘1nci’ Basamak
W- Dr.Gürsel Bey sizi ve AHEF’i kısaca tanıyabilir miyiz?
G.Ö.-Bilindiği üzere Aile hekimliği uygulamasına aşamalı bir geçiş gerçekleşti. 2005 yılında Düzce de pilot olarak başlayan uygulamaya tüm illerin geçişi 2010 yılında tamamlandı. Aile hekimliği uygulamasına geçiş sürecini tamamlayan illerde, uygulamayı anlamak ve birlikte yol haritası oluşturabilmek, yaşanan aksaklıklar ve uygulamanın geliştirilmesi ihtiyacı ile Aile hekimleri il derneklerini kurdu. Ancak uygulamaya tüm Türkiye de geçişin tamamlanmasıyla yerel örgütlülük işlevini korumakla beraber ulusal örgütlülüğü elzem kıldı. Aile hekimliği uygulamasının başlamasından sonra birbirinden bağımsız olarak illerde kurulan dernekler birlikte hareket etmek, birlikteliğin gücünü tesis etmek için Federasyonu kurdular. AHEF günümüz itibarıyla 66 il derneğinin üye olduğu 2 il derneğimizin üye olmak üzere olduğu federatif yapıdır.
24-25 Ekim tarihinde AHEF olağan seçimli olağan genel Kurulu sonrası Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmaktayım. İstanbul Aile hekimliği Derneği (İSTAHED ) Yönetim Kurulu Başkanlığım devam etmekte.
W- AHEF’in misyonu nedir ve aile hekimi üye sayınızdan. AHEF vizyon hedeflerinizden bilgi paylaşır mısınız?
G.Ö- AHEF Türkiye’deki aile hekimlerini, dernekleri aracılığıyla tek çatı altında toplayarak, ulusal ve uluslararası platformlarda temsil etmeyi, Aile Hekimlerinin haklarını korumayı ve geliştirmeyi görev edinerek, sosyal, bilimsel, ekonomik ve hukuki olarak en iyi koşullarda, çalışmalarını sağlamayı, Aile hekimliği uygulamasını yönlendirmeyi ve oluşan sorunların çözümüne hizmet verdiği toplumun sağlığını da dikkate alarak katkıda bulunmayı, Faaliyetlerini uluslararası normlar, etik ilkeler ışığında, şahıslardan ve siyasi kurumlardan bağımsız bir şekilde, yasal sınırlar çerçevesinde yerine getirmeyi görev edinen bir federasyondur.
Misyonumuz gereği federasyonumuza 66 il derneğimiz üyedir. Düzce ve Iğdır illerimiz derneklerini kurmuşlar ve üyelik işlemleri başlatılmıştır. il derneği bulunmayan Kırklareli, Düzce, Erzincan, Tunceli, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Bilecik, Kırşehir, Niğde, Bayburt, Bingöl, Ağrı, Siirt, Çankırı illerimizde öncelikle il derneklerinin kurulumunun sağlanması ve federasyona üyeliklerinin gerçekleştirilmesi ile 22.000 Aile hekimini AHEF çatısı altında birleştirilmesi 2016 yılı içerisindeki hedeflerimizdendir.
W- Etkinlikleriniz ve çalışmalarınız nelerdir, aile hekimlerinin ve paydaşlarınızın diğer STK’ların yapılanmanıza ilgisi ne düzeydedir?
G.Ö.- Aile hekimliği uygulamasının tüm bileşenlerini içeren aktivist yapı federasyonumuzun en önemli özelliklerindendir. Aile hekimliğinin bugünü ve yarınlarının kurgulayan mevzuat çalışmaları , Hukuk komisyonumuzca yapılmaktadır. Hukuk Büromuz aracılığı ile Aile hekimlerine idari davalarda hukuksal destek, uluslararası normlara ve Anayasaya aykırı mevzuatlarda genelge ve yönetmeliklere karşı hukuki mücadele , Tüm Türkiye de mesleki yenilenme temini için eğitim toplantıları , zaman zaman bağlı dernekler ve federasyonumuzun organizasyonu ile sosyal etkinler , birinci başmağın en etkin kongresi olan AHEKON, Aile hekimlerinin birlikteliğini sağlamak üzere örgütsel çalışmalar olarak etkinliklerimizi özetleyebiliriz. AHEF in salt mesleki mücadele veren yapısı sahanın hemen tamamının teveccüh göstermesine neden olmuştur. Bu bağlamda tabanı gereği AHEF tüm Sendikalarla , Tabip Odası ile hatta bürokratik makamlarla sürekli iletişim içerisinde olmuştur.
W- 1. basamak sağlık hizmetlerinde durum nedir? Sağlık Ocağından ASM’ye varan yolculuk nasıl sonuçlandı veya süreç size göre nasıl gitmektedir?
G.Ö.- Dönüşümler zor ve sancılıdır. Siyasi ve bürokratik kararlılığın yanı sıra saha kabulü gerektirir. ASM ye giden yolda saha kabulü gerçekleştirilmiştir. özellikle son dönemlerde siyasi ve bürokratik yapının popülist söylemleri ASM ye giden yoldaki kararlılıklarının sorgulanmaya başlanmasına neden olmuştur.Popülist yaklaşım Aile hekimlerine ihtiyacın olmadığı halde, örneğin Adli Tıp kurumunun doğrudan hizmet verdiği il ve ilçelerde Adli nöbetler , Belediye ve toplum sağlığı merkezlerinde hekim olmasına rağmen Defin nöbetleri, Aile hekimlerine cumhuriyet tarihinin en uzun ve en etkin eylemini yapmaktan başka yol bırakmayan cumartesi ek mesaisi , AHBS yazılımı varken ve her türlü veriler bakanlığa gönderirken, gereksiz bürokratik baskı ile doküman istenmesi gibi uygulamalar Aile hekimliği uygulamasında geri dönüşüm işaretleri vermiştir. Günü birlik ve anlık söylemlerle bölge tabanlı sistem arayışı ile Aile hekimliği sisteminden uzaklaşma sinyalleri verilmiş ve sahanın motivasyonu bozmuştur. İdari ve siyasal erk açısından yaşadığımız süreç tamamen belirsizlik sürecidir. Ancak AHEF olarak sağlıklı toplum ve koruyucu hekimliğe inancımız gereği , Aile hekimliği uygulamasının yerleştirilmesi ve geliştirilmesi mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.
W- Aile hekimlerinin sıkıntıları içinde; idare-yönetim, performans, ödeme yönetmeliği, defin nöbetleri, cumartesi nöbetleri, elden istenen formlar, sınıflama, maliyetler, sanalların problemleri, maliye-defter, demirbaş satış vb… bugün için öncelikli olanları ve AHEF olarak üzerinde durduklarınız hangileridir?
G.Ö.- AHEF olarak çözüme kavuşturulmayan her türlü sorunun üzerinde durmaya devam ediyoruz. Sorunuzda belirttiğiniz sorunlar maalesef devam etmektedir. Ancak biz asıl sorunun Aile hekimliğini düzenleyecek bir kanunun olmaması kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Aile hekimliği pilot kanununun başındaki pilot kelimesinin çıkarılması ile 5 maddelik kanunla Aile hekimliği kanunun olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Tüm birinci basamak işleyişini 5 maddelik kanunla sınırlı bırakmak hazırlanan yönetmelik ve genelgelerle yönetim anlayışı, keyfe keder bir yönetim anlayışıdır. Çalışanların özlük haklarını yasal koruma altına alan ve çağdaş normlarla birinci basamak hizmetlerinin sürdürebilirliğini sağlayan kanun öncelikli hedeflerimizdendir.
W- Aile hekimlerinin eğitim amaçlı (!) acil nöbetinden cumartesi nöbetine ve pazarı da kapsayacak olan süreci nasıl yorumluyorsunuz ?
G.Ö.- Cumartesi ve Pazar ek mesaileri günlük Politik kazanım amacıyla üretilen popülist yaklaşımdır. Bu yaklaşım gerek Aile hekimleri ve gerekse halk nezdinde karşılık bulmamıştır. Aile hekimleri bu nöbete karşı çok yüksek oranda direnç göstermiştir. Halkımız hekim başına 0,3 başvuru oranı ile ek mesaiye rağbet göstermemiştir. Sadece kendisine kayıtlı kişilere sağlık sunan Aile hekimliği uygulaması, sağlık sunan ve sağlık hizmeti alanlar tarafından kanıksanmıştır. Halk kendisine sağlık hizmeti sunan Aile hekiminden sağlık hizmeti ve danışmanlığı alma iradesini ortaya koymuştur. Halka ve Aile hekimlerine rağmen , Aile hekimliği uygulamasına son vermenin provası olan bu tür yaklaşımlar başarılı olamamıştır ve olamayacaktır.
W- Sistemden ayrılan aile hekimlerinin sebepleri nelerdir?
G.Ö.- Ana neden günübirlik uygulamalarla hekimlerde oluşturulan gelecek kaygısıdır. Salvo halinde gelen angaryalar ve bu angaryaların uygulamak adına yapılan mobbingler, hekimlerde oluşan tükenmişlik sendromu sistemden ayrılışın ana nedenidir. Aile hekimlerinin statüsü hala belirsizdir. Belirsiz statü gelecek kaygısının en temel nedenidir. “Eğitim ihtiyacı” ile başlayıp “Acillerde ihtiyaç var” ile devam edip “ 7 gün 24 saat hizmet” ile son şeklini alan “Nöbet” en büyük sorundur. Hekimlerde oluşan Tükenmişlik sendromunu oluşturan ana nedendir.
Maraş derneğimizin yaptığı çalışmanın özet tablosuna baktığımızda sitemden ayrılmanın nedenleri konusunda en doğru fikre ulaşacağımızı düşünüyorum…
NÖBET %85.3
AİLE HEKİMLERİNİN STATÜLERİNİN BELİRSİZLİĞİ %80.9
TSM LERİN İŞLEVSİZLİĞİ %47.1
YERELDEKİ UYGULAMA FARKLILIKLARI %57.4
BAKANLIĞIN AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNİ İSTEMEMESİ %45.6
ÜCRELERİN SÜREKLİ DÜŞÜRÜLMESİ/ DÜŞÜRÜLMEYE ÇALIŞILMAS %67.6
AİLE HEKİMLERİNİN YÖNETİM SÜREÇLERİNE DAHİL EDİLMEMESİ %55.9
MEVZUAT BOŞLUKLARI %70.6
SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNUN UYGULAMALARI (REÇETE SINIRLAMASI VB) %17.6
YEREL SAĞLIK İDARECİLEİNİN TUTUMLARI %36.8
AİLE SAĞLĞI ELEMANI TEMİNİNDE YAŞANAN SIKINTILAR %45.6
İŞ YÜKÜ FAZLALIĞI %67.6
AİLE HEKİMİ-AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARI ARASINDA YAŞANAN SORUNLAR %17.6
SAĞLIK SİSTEMİNDE VATANDAŞLARA YÜKÜMLÜLÜK VERİLMEMESİ %69.1
AİLE HEKİMLİĞİ BİRİMLERİNDE TEK ASE OLMASI %41.2
İŞ YÜKÜ İLE ÜCRET ARASINDAKİ DENGESİZLİK %36.8
MİSAFİR HASTA SORUNU %51.5
NEGATİF PERFORMANS UYGULAMASI 50%
W- Aile Hekimliği sistemi ile pratisyen hekimlere itibar ve maddiyat getirisi oldu mu? Sistemin yol alması ve acil çözüm bulunması gereken noktaları nelerdir?
G.Ö.-Aile hekimliği uygulamasının başlatıldığı ilk yıllarda sisteme geçişi motive etmek üzere maddi getiri sağlandı. Ancak ilerleyen dönemlerde katsayılarda yapılan düzenlemelerle! ilk yıllardaki maddi kazanım cazibesini yitirmeye başladı. Maddi süreç ebetteki pratisyen hekimlere sağlandığı söylenen itibara da yansıdı. Pratisyen hekimlere, ek eğitimlerle verilen Aile hekimliği yapma yetkisi başlangıçta belli ölçüde itibar sağladı . Ancak Aile hekimliğinin dolgu malzemesi olarak görülmesi , sistemin tüm açıklarının Aile hekimlerince kapatılması kolaycılığı uzman pratisyen tüm aile hekimlerinde itibar sorununu daha da derinleştirdi. Aile hekimini gündüz sağlık danışılanı ve hastalık sağaltanı gören halk , gece definde , adli nöbette , Hastanede , Hafta sonu ASM de görmesiyle aidiyet hissini yitirmeye başladı.
W- Aile Hekimliği sistemini başarı ile uygulayan hatta “temel sağlık hizmetlerinde” başarılı olan ülke örnekleri var mı? Bu örneklerde başarılı olan fakat bizde olmayan-geliştirilmesi gereken yönler nelerdir?
G.Ö.-Dünyada Aile hekimliği uygulamasının tüm parametleri ile ideal ölçüde uygulanan örnek bir model göstermek mümkün değildir. Sistem yerel koşullara göre entegre edilmiş ve her ülkede farklı uygulama negatif ve pozitifliklerin harmanladığı modellere dönüşmüştür. İdeal uygulamanın realize edilmesi sürekli reform ihtiyacına gereksinim duyulmasına neden olmuştur. Uygulamanın tarihçesine Ankara dernek Başkanımız Akif Emre Eker;in araştırması ışığında göz atmak geliştirmemiz gereken uygulamalara ışık tutacaktır.
1900 lü yılların başlarında Tıp eğitiminin hastanelerde verilmeye başlaması ve buna paralel bu yıllardan sonra tıp da branşlaş manın ve uzmanlaşmanın hızla artması neticesi hastalar alt branşlar arasına sıkışmış ve hastayı bir bütün olarak ele alan hekim profiline ihtiyaç doğmuştur.
2. Dünya savaşından sonra ortaya çıkan refah devleti kavramı,1970’lerde gerçekleşen petrol ambargosundan sonra Batı Avrupa ülkelerinin rekabette dezavantajlı duruma düşmeleri, 1980’lere gelindiğinde ABD ve İngiltere gibi kapitalist sistemin güçlü liderlerinin rekabette üstünlük sağlamak için sağlık sektöründe maliyetleri düşürme çabaları. Bu çabalar sonucunda dünyada farklı sağlık sistemleri modeli ortaya çıkmıştır.
Bu modelerden belli başlı olanları;
1- Beverage Modeli: Sağlık hizmetlerinin finansmanın ve hizmet sunumunun devlet tarafından gerçekleştirildiği sistemdir. Sistem vergilerle finanse edilir ve tüm nüfusu kapsar. İngiltere, Danimarka, İsveç, Norveç, İzlanda gibi Kuzey Avrupa Ülkelerinde uygulanır.
Verimliliği artımak için İngiltere finansman kaynağını hekimlere aktarmış ve sorumluğu da onlara vermiştir. Bu yöntemle kaynak israfı önlenmiştir.
İngiltere’de Uygulanan NHS (National Health System)’in Esasları;
-Ödeyebilme gücüne bakılmaksızın tüm vatandaşları kapsayan ve herkese eşit sağlık hizmeti vermeyi hedefleyen bir sistemdir.
-Sistemin temel felsefesi, her insan için ‘sağlık bir haktır’ düşüncesidir.
-İngiltere’de herkes herhangi bir belge göstermeden Ulusal Sağlık Sistemi kapsamındaki bütün tıbbi hizmetlerden ücretsiz yararlanma hakkına sahiptir.
-Sağlık harcamalarının hemen tümü bütçeden karşılanır. Vatandaşlar aldıkları veya alacakları sağlık hizmetleri için aylık prim veya ücret ödemezler.
-Ulusal Sağlık sisteminden yararlanabilmek için İngiltere’de İkamet ediyor olmak yeterlidir.
-Sağlık Kurumlarının büyük bir kısmı kamunundur.
-Sağlık Hizmetleri nüfusa orantılı olacak şekilde düzenlenmiştir. En uç noktada genel pratisyen hekim bulunmaktadır. Kapı tutucudur.
-İngiltere nüfusunun %97’si Aile hekimine kaydolmuş durumdadır.
-Bir Aile hekimi maksimum 2000 hasta kaydedebilir.
-Hasta sevk zinciri kesin olarak işletilmektedir.
2- Bismark Modeli: Kamu sağlık sigortaları modeli, Almanya, Kanada, Fransa bu modeli benimseyen ülkelerdir. Bir çok kamu sigortası vardır. Sigortalar kendi üye sayıları kadar parayı kendi havuzlarına aktararak yapılacak tüm işlemleri poanlarlar. Kamu harcamalarının önemli kısmı zorunlu sigorta fonlarından gelir. Almanya GSMH’nın %12’sini sağlığa ayırmaktadır. Almanya’da sigorta fonları sayıları birkaç yüzü bulan hastalık fonlarının denetiminde olup, işçi ve patron ödentilerinden oluşur. Avusturalya ve Japonya Bismark modelini benimseyen diğer ülkelerdir.
Almanya Bismak Modelinin Genel Esasları;
-Almanya’da ekonomik ve sosyal statüsü ne olursa olsun bütün vatandaşlar eşit sağlık haklarına sahiptirler.
-Sağlık Hizmetleri; Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı, Araştırma ve Teknoloji Bakanlıkları tarafından birlikte yürütülmektedir.
-Nüfusun %90’ı Resmi Hastalık Sigortası (Krankenkassen)’e dahildir. Bunun yanısıra; İşçi ve Sosyal Yardım Kurumları, Alman Eşitlikçi Sosyal Yardım Birliği, Alman Kızılhaç Teşkilatı, Almanya Yahudi Sosyal Yardım Kurumları da sağlık hizmetlerine katılım sağlar.
-Hastalar genel pratisyen hekimi ve özel çalışan uzmanı seçme hakkına sahiptir.
-Hastalar doğrudan hastanelere başvuramazlar.
3- Semashko sistemi: Sağlık hizmetlerinin sunumu ve finansmanı devlet tarafından sağlanır. SSCB (eski), Küba’da uygulanmıştır. 1990’ların başında bu sistem dağılmıştır.
4- Özel Sigorta Ağırlıklı Sistem: İleri düzeyde endüstrileşmiş ülkeler için bu sistemin tipik örneği ABD’dir. Hastane yataklarının ve sağlık harcamalarının önemli bir kısmı özel sektördedir. Temel sağlık hizmetleri özel hekimlerce sunulur.Bu sistemde yoksullar için geliştirilmiş Medicare ve yaşlılar için geliştirilmiş medicaid gibi kamu sigortaları da vardır.
Temel Sağlık Hizmetlerinin iyi organize edildiği ve uygulandığı ülkeler de Aile hekimliği uygulamalarının sağlık sisteminin merkezine yerleştiğini görürüz. Yani sağlığa açılan ilk kapı aile hekimliğidir. Ayrıca sevk zinciri istisnasız olarak uygulanmaktadır.
Günümüz sağlık sistemleri içinde adı ne olursa olsun mükemmel diyebileceğimiz bir sağlık sistemi yoktur. Yada öyle çok iyi bir işleyen model yoktur ki alıp bizim ülkemize uygulayalım.
Ancak aile hekimliği uygulaması anlamında; Sosyokültürel ve sosyoekonomik farklılıklarımızı bir yana bırakarak bakacak olursak Hollanda modelinin iyi işlediği düşünülür.
2000 li yılların başlarında Hollanda sağlık sisteminde yaşanan sorunlar neticesi tüm hekimler grev yapmış ve bunun üzerine sağlık otoritesi olan Hollanda Sağlık Bakanlığı ile ilgili STK ve saha çalışanları anlaşarak uygun bir model arayışına girmişlerdi.
Hep birlikte 26 Avrupa ülke modelini masaya yatırararak kendileri için uygun olabilecek noktaları uzlaşarak belirlemişler ve birlikte karar vererek sistemi kurgulamışlardı. Bu nedenle Hollanda sağık sisteminin iyi işlediği düşünülmektedir.
Bir sağlık sisteminin iyi işlemesi için
1- Finansmanı kim yapacak
2- Fon / Bütçe nasıl paylaşılacak
3-Parayı kim nasıl toplayacak ana sorularına sağlıklı cevap verebilmesi gerekmektedir. Bunun yanında sağlıklı bir sağlık sisteminden bahsedebilmek için ise hizmete ulaşanların mezuniyetinin yüksekliği kadar hizmeti verenlerinde memnuniyetinin gözetilmiş olması gerekmektedir. Sürdürülebilir bir sistem için bu iki konu elzemdir.
Özetle ; Bizim ülke modelimizde bir çok başarı hikayesi yazılmış olsa da bir o kadar da sorunlu alan mevcuttur. Ve iyi işleyen bir sisteme giden yolda geliştirilmesi gereken alanlar vardır. Bunlar,
1-Aile hekimliği yani koruyucu hekimlik sağlık sisteminin merkezine getirilmelidir.
2- Kayıtlı nüfuslar özlük hakkı kaybı olmadan azaltılmalıdır.
3-Kademeli sevk uygulamasından başlayarak sevk zinciri uygulamasına geçilmelidir.
4-Uygulama işlevselliği için Sağlık otoriteleri ile STK’ı birlikte politika geliştirmeli
5-Aile Hekimleri üzerindeki işyükü azaltılarak daha çok koruyucu hekimlik, danışmanlık, kronik hastalık yönetimi ve periyodik sağlık taramaları gibi alanalarda çalışmasının sağlanması gerekmektedir
6-TSM hantallıktan ve idari bir yapı olmaktan kurtarılmalı ve toplum tabanlı bir hizmet birimine dönüştürülmelidir.
7-Aile hekimliği uygulaması kapsamayan Adli tabiplik Hizmetleri, Defin Hizmetleri ve Aile hekimliği uygulaması ile bağdaşmayan cumartesi ek mesaisi gibi ek yüklerin ivedilikle ilgili kurumlarca yürütülmesi sağlanmalıdır.
W- Reçetedeki her bir ilaçtan 1 tl alınması ile hasta ve ilaç sayısı azaldı mı? ASM’de nöbet uygulaması ile ilaç tüketimi körüklenir mi?
G.Ö.- Aile hekimliği uygulamasının başladığı andan itibaren Hekimler koruyucu sağlık hizmetleri ile bizzat ilgilenmeye başladılar. Aktif olarak koruyucu sağlık hizmetlerini vermeye ve yönetmeye başladılar. Aile hekimlerinin 4000 leri aşan kayıtlı kişi sayısı hekimlere sürekli poliklinik yapın baskısı , salt poliklinik hizmetleri için hafta sonu ek mesai uygulaması, hekimlerin koruyucu hekimlik uygulamalarından uzaklaşmasına neden olmuştur. Hafta sonu ek mesailerinin salt poliklinik hizmetlerini kapsadığından ilaç tüketiminde körüklenmesine neden olacaktır.
W- Aile Hekimliği sistemi “temel sağlık hizmetlerinde” iyileşme sağladı mı?
G.Ö.- Aile hekimliği uygulaması ile birlikte halkın tamamına ulaşılan bir yapının kurulması ve hekimlerin koruyucu hekimliğe kanalize edilmesi ile birlikte temel sağlık göstergelerinde iyileşme sağlandığı gibi, koruyucu hekimlik uygulamalarının kalitesinde de iyileşme sağlandı. Sağlık Bakanlığının veri istatistikleri yıllıklarını incelediğimizde iyileşmenin rakamsal yansımalarını görebiliriz. Uygulamanın Türkiyede yaygınlık kazandığı 2010 tarihinde Bebek ölüm hızı 1000 canlı doğumda 10,1 iken 2014 yılında 7,6 ya gerilemiştir. 2010 yılında neonetal ölüm hızı 1000 canlı doğumda 8,5 iken 2014 yılında 4.2 ye gerilemiştir. 2010 yılında 100.000 doğumda 16,4 olan anne ölüm oranı 15,2 ye gerilemiştir. 2010 yılında % 98 olan DABT 1 aşı oranı % 98 iken 2014 yılında % 97 oranında gerçekleşmiştir. Bağışıklamadaki oran azalışı 2010 yılında özellikle metropollerde net bebek sayısının bilinmemesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerin sayısının ve nüfusa oranlama yöntemleri ile belirlenen hedef nüfus sayısının sübjektif hesaplamasından kaynaklanan oransal veri ile açıklanabilmektedir. Çocuk , bebek , gebe ve lohusa izlemlerinin Aile hekimliği ile birlikte izlem protokollerine göre gerçekleştirilmesi ile tüm göstergelerde olduğu gibi 5 yaş altı çocuklarda 1000 doğumda gerçekleşen ölüm hızı 2010 yılında 16,4 iken 2014 yılında 9,7 ye gerilemiştir.
W- 2 kasım 2011 de yayınlanan resmi gazete ile tebliğ edilen 663 nolu KHK ile bakanlık sahra teşkilatı yeniden yapılandırılırken tek yeni olan THSK idi, Halk sağlığı bu kanunla birlikte bakanlık nezdinde size yansımasına göre durumu nedir ?
G.Ö.-Birinci basamak sağlık sunumunun ayrı bir idari yapılandırmaya alınması, birinci basamak sağlık hizmetlerini özerkleştirerek koruyu sağlık hizmetlerini güvence altına alma amaçlıydı. Özerk yapı TEDAVİ EDİCİ SAĞLIK HİZMETLERİNDEN AYRILACAK ve KENDİ DİNAMİKLERİ İÇERİSİNDE HİZMET SUNACAKTI. Kurumların ayrılması ile ilk dönemde hedeflenen gerçekleşti ve Aile hekimleri sadece kendi alanlarında sağlık sundular. Ancak geri dönüşümün başladığı yıllarda torba yasalarla Aile hekimlerini ve Aile sağlığı çalışanlarını ikinci basamak hizmetlerine eksik kapayıcı olarak kullanılmasının önünü açtı. Aile hekimlerine hastane acillerinde nöbet yazılmaya başlandı. Aile hekimleri büyük bir direnç göstererek Hastane acil nöbetlerine iştirak etmediler. Ancak ayrıştırılan kurumsal yapı torba yasalara serpiştirilen kanun maddeleri ile etkisizleştirdi. Siyasi erk ve bürokratik yapı, koruyucu hekimliğin adeta garantörü olan Halk Sağlığı kurumunun kadük leşmesine neden oldu…
W- Aile hekimliği sisteminde genel olarak hekim, sağlık çalışanları ve hastalar mutlu mu? Bu konuda AHEF’in bir çalışması oldu mu?
G.Ö.- Salt halk memnuniyeti üzerinden değerlendirmelerde bulunan Sağlık Bakanlığı ard arda hasta memnuniyet anketleri düzenlerken sistemin tüm bileşenlerinin memnuniyetinin oluşamaması durumunda hizmetin kalitesinin sürdürülebilinir olmayacağı gerçeğine kulak tıkamıştır. Aile hekimleri memnuniyet çalışmaları AHEF ve bağlı dernekler ile yine AHEF in etkinliklerindeki bireysel çalışmalarla gerçekleştirilmiştir. 2006 yılında Düzce’de pilot uygulamayla başladığından beri uygulanan negatif mevzuat değişiklikleri, ücretlendirmedeki düşüş, performans kesintileri ve ceza puanı uygulaması, sınıflandırma denetimlerinin sınıflandırmama amacı güdülerek yapılması, aile sağlığı merkezi çalışanlarının motivasyonlarının göz ardı edilmesi ve denetimlerin karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde yapılmaması, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Müdürlüklerinin birimlerinden gelen birbirleriyle tutarlı olmayan istekleri gibi nedenler Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanlarının mutsuz olmasına sebebiyet vermektedir. Bu kadar zor şartlarda hizmet verirken, bir yandan da Mobbing’e uğrayan ASM çalışanları psikolojik problemler yaşamakta ve hatta işten ayrılmaktadırlar. Mobbing’e uğrayan doktorların işten ayrılmasıyla ASM’ler yetişmiş çalışanını kaybeder ve yeni doktor atanması süreci beraberinde iş yükünün artması gibi sıkıntılar da getirmektedir. Sağlık çalışanlarında oldukça yaygın olarak görülen tükenmişlik aslında birden bire gelişen bir durum değil, tüm bu olumsuzlukların etkisiyle yavaş yavaş gelişen, bazı faktörlerle beslenen, ortaya çıktıktan sonra da kişinin ruhsal dengesini bozan, iş, aile ve özel hayatında önemli sorunlar oluşmasına neden olan bir problemdir. Tüm bu nedenler sonucunda istedikleri kalitede hizmet veremeyen ASM çalışanları kendilerini iyi hissetmemekte ve tükenmişlik sorunu yaşamaktadır. ASM’lerde hergün yaşanan hasta yoğunluğu ve aylarca bu yoğun tempoda çalışmak kişileri psikolojik ve fiziksel olarak yorup tükenmelerine sebep olsa da her ASM çalışanında işkoliklik (İşkolikler zamanlarının çoğunu işyerinde geçiren, çalışmadıkları zaman kendilerini kötü hisseden, özel hayatlarına zaman ayırmayan ve sürekli iş düşünüp, iş odaklı yaşayan kişilerdir) belli bir seviyede bulunmaktadır. Yani mutsuz olmalarına, uğradıkları mobbinge ve tükenmelerine rağmen iş odaklı yaşayan, 7/24 hastalarını düşünen Aile Hekimlerimiz var
W- Pratisyen hekim nasıl Aile hekimi uzmanı olacaktır?
Ahuzem eğitimlerinin aile hekimi özlük haklarına katkısı olacak mı?
Ve tabiki cumartesi nöbetleri ?
G.Ö.- Bu soruya en iyi yanıt AHEF olarak yaptığımız çalışmanın irdelenmesi ile verileceğini düşünüyorum. Anket çalışmasına göre 321 Aile hekiminin 26 katılımcı hiçbir şekilde uzmanlık eğitimi almak istemediğini (%8), %92 ye tekabül eden 295 katılımcı ise uzmanlık eğitimi almak istediğini belirtmiştir. %12 ye tekabül eden 40 katılımcı eğitimlerin tam zamanlı, %69 a tekabül eden 222 katılımcı yarı zamanlı olması gerektiğini , % 18 e tekabül eden 59 kişi ise fark etmeyeceğini belirtmişlerdir. Katılımcıların % 75 i eğitimin tamamlanması sonrası Aile hekimliği uzmanlık belgesine eşdeğer bir belgenin verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Katılımcıların % 55 i eğitim sürelerinin kullanımında belirli seçenekler arasından seçim yapabilecek şekilde inisiyatif kullanılması gerektiğini , Katılımcıların % 65 i Eğitim süresince güncel ücret değişmemesini , % 54 ü Eğitim süresince nesnel ölçütlerde çok sayıda sınav yapılması ve bu sınavların hepsinden yeterlilik alanlar mezun olması gerektiğini , % 55 i müfredatta belirlenen tüm yeterlilik sağlayacak teorik konuları öğretilmesini , % 31 i eğitimlerin bakanlık merkezli yapılmasını , % 54 ü Sınav Adaya Uzmanlık Veren Eğitim Kurumu Tarafından Yapılmasını , % 58 i Rotasyonda müfredatta belirlenen tüm yeterlilikler öğretilmesini , % 57 si Rotasyonlar bir üniversite veya devlet hastanesinde olmasını , % 40 ı eğitim verilecek kurumun uzmanlık eğitiminin tüm kaynaklarını (donanım, hasta çeşitliliği, mekan) barındıran bir eğitim araştırma hastanesi olmasını, % 40 ı eğitimin süresinde gerekliliğin esas alınmasını , %33 ü Teorik ve uygulama sınavı olmasını , %62 si müfredata göre içeriği ne ise o olmasını, % 35 i Eğitimin sonunda kendi ASM’me geri dönmek kaydı ile Eğitim Kurumuna ait bir EASM’de olmasını , % 31 i Uzmanlık eğitimine başladıktan sonra kendi ASM’mde çalıştığım süre saha eğitimine sayılmasını (Eğitici gelebilir, gelmeyebilir), % 31 i ölçme ve değerlendirmenin saha eğitimi boyunca belirli aralıklarla olmasını , % 43 ü Uzaktan eğitimlerin teorik eğitimlerin hepsi uzaktan eğitim ile yapılmasını belirtmişlerdir.
Sahada en yaygın temsil eden ve temsili yeti saha tarafından kabul gören AHEF in Aile hekimliği uzmanlık eğitimindeki önermeleri sahanın önermesidir. Yukarıdaki çalışmanın sonuçları AHEF in Aile hekimliği eğitiminde izlenecek yöntemlere önerileridir.