WHO Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Pandemi” ilan edilen Corona Virüs (COVID-19) ün gündemimizi yoğun bir şekilde meşgul ettiği şu günlerde, öncelikle hepimize sağlıklı ve güzel bir yaşam diliyorum. Sonra da; yazının tam başlığını “SEKODAY / Uluslararası ve Ulusal Sağlık Sektörlerinde Sürdürülebilir Ekonomik Dayanışma Projeleri Platformu” şeklinde düşünmeniz dileğiyle, yazıma başlamak istiyorum.
Bu başlıkta nerden çıktı derseniz? Ekotürk Tv “Sağlık Ekonomisi” program yapımcısı ve “2019 Yılının – En İyi Sağlık İletişimcisi” ödülu sahibi Sn. Serap Öcal’ın; tam da Corona’nın ülkemizde görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinde, 1936 yılından bu yana “İlaç hammaddeleri tedarik zinciri” içinde yer alan YILBAK Ticaret A.Ş. ve “Kurumsal sosyal sorumlulukdaki katkılarıyla” öne çıkan KRC Yönetim Dan. Ltd. Genel Koordinatörü olarak, yaptığı “program davetinden” diyebilirim!
Hemen anlayacağınız üzere, konumuz; Corona Virüs ve onun insan sağlığına olumsuz yöndeki yansımaları değil. Bu konuyu; tıp alanındaki uzmanlara ve doktorlara bırakmanın, daha doğru olacağı düşüncesindeyim! Ben de zaten tıp konusunda uzman değilim!.. J
Kısaca, konumuz; özellikle sağlık sektöründe tasarrufa yönelik ekonomik dayanışma projeleri!
Sağlık sektörü’nün; bireylerin veya toplumun, sağlıklı olarak yaşamlarını idame ettirebilmeleri için, hertürlü koruma ve tedavi edici faaliyetlerle gerçekleştirilen “Ülke veya Dünya Çapındaki bir Sistemler Bütünü” olduğu konusunda, hepimizin aynı fikirde olduğumuzu düşünüyorum!
Neticede çeşitli kaynaklara göre, 90-100 Trilyon $ lık dünya ekonomisi içindeki, 9-10 Trilyon $ lık ve ülkemizde de 45-50 Milyar $ lık bir pazardan, yani can/insan sağlığından bahsediyoruz!
Yani bir anlamda; sürdürülebilir sağlık ekonomisinden ve bu konularda “Stratejik Hedefler + Uluslararası ve Ulusal Politikalar + Ekonomik Şartlar + Sosyal ve Kültürel Farklar + Teknolojik Değişimler + Yasal Uygulamalar + Çevresel Faktörler + Maddi Kaynaklar + Destekler” dikkate alınarak geliştirilebilecek projelerden ve de bu projelerin uygulanabilir alternatiflerinden!..
Konuyla ilgili, Sayın Serap Öcal’ın belirttiği gibi “Sağlık Ekonomisi; ekonomi bilimi kapsamında kullanılan analiz ve tekniklerin, sağlık sektörüne uyarlanmasıdır. Sağlık ve ekonomi arasındaki ilişkinin üzerinde durulması gereken en önemli nokta; sağlık düzeyinde meydana gelen tüm gelişmelerin, toplumsal refah ve kalkınmışlık düzeyini önemli ölçüde etkilemesidir.
Sağlık ekonomisi; sağlık sektöründe kullanılan kaynakların verimliliğini sağlayan ve en uygun (optimal) düzeyde kaynak kullanımını amaçlayan bir disiplindir. Sağlık kurumlarının varlığını sürdürebilmeleri , büyük oranda sağlık hizmetlerinin minumum maliyetle ve de maksimum verimle sunumlarına, kaynaklarını etkin kullanmalarına bağlıdır.
Ülkelerin ve sağlık kurumlarının sağlık politikalarına yönelik temel amaçları; toplumun sağlık düzeyinin geliştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin sunumunda adaletin sağlanabilmesidir.
Sağlık Ekonomisi’nin; Ar-Ge ve Klinik Araştırmalardan – İlaç ve Aşı Üretimine, Genel Sağlık Yatırımlarından – Hayat Sağlık Sigortalarına, Kaliteli Konfor ve Hizmet Sunumundan – Sağlık Turizmine, Medikal Ürünlerden – Tıp Sarf Malzemelerine, birçok alt sektörü de kapsayan çok disiplinli bir yapıya sahip olması, konunun önemini bir kez daha ortaya koyuyor!..” şeklindeki açıklamalarına, tamamen katılarak “SEKODAY PLATFORMU”nu sizlerle paylaşmak istiyorum.
[Bu noktada yola çıkış amacımız, zamanlama olarak denk gelen Sayın Prof. Dr. Acar Baltaş’ın, Dünyada ve Ülkemizde “Corona Salgını” başladıktan sonra yazdığı makalesinde değindiği gibi,
“Hayat bize beklemediğimiz sürprizler yapıyor ve hepimizi yeni durumlara uyum sağlamaya zorluyor. Hızla gelişen olaylar, koşulları veya birkaç gün önce alınan kararları geçersiz kılıyor.”
Bu nedenle de; taşın altına biraz olsun elimizi sokmak adına, daha önce de belirttiğimiz gibi dünyada 9-10 trilyon $ ülkemizde de 45-50 milyar $ civarında olan sağlık ekonomisinde, daha mutlu bir gelecek için önce insan sonrada tüm canlıların sağlığına yönelik alternatifler içinde, projelerin kapasitesine ve büyüklüğüne göre… Dünya Sağlık Örgütleri + Sağlık Bakanlıkları + İlaç Firmaları + Üniversiteler + Devlet – Şehir / Hastaneleri ve Özel Hastaneler + İlaç – Medikal – Sarf / Sektör Dernekleri ve Sendikaları + Sağlık Yönetimi ve Hasta Dernekleri + Hayat Sigorta Şirketleri + Tabipler ve Eczacılar Birlikleri + Sosyal Güvenlik Kurumları ile işbirliği içinde katkıda bulunmak ve de iz bırakmaktır!]
Neden derseniz?
Her türlü inanca ve Maslow Teorisine saygı duyarak, Dünya’ya kurulduğu günden bugüne kadar, toplumsal gereksinimler çerçevesinde; yeme + içme + giyinme + barınma + üreme ihtiyaçlarından başlayarak, aidiyet duygusuna ve güvenceye, bilgi edinme ve öğrenmeye, tarımsal gelişime, ulaşıma, savunma/savaş güçlerine bağlı endüstriyel gelişmelere, kısaca sağlıklı, mutlu, güvenli ve umutlu bir yaşama “ekonomiler”in yön verdiği konusunda, aynı görüşlerde olduğumuzun bilinciyle… Ve de bu ekonomilerde, en önde olan sektörlerin başında; silah + ilaç + enerji + teknolojı + tarım + çevre + Vs. sektörlerinin geldiğini hepimiz biliyoruz. Neticede şimdiye kadar hep söylendiği şekliyle; Dünya Ekonomisi’ne, 2 ana sektörün yön verdiği konusunda herkes mutabıktı!.. 1) Silah Sektörü! 2) İlaç Sektörü!
Ta ki… Gelmişiyle – geçmişiyle insanoğlunun ne kadar acz içine olabileceğini ortaya koyan “Codiv-19” Virüsü’nün; 2019 yılı sonlarına doğru Çin / Wuhan’dan yola çıkıp, 2020 yılı ilk çeyrağinde yani 3-4 ay içinde tüm dünyada tek gündem maddesi olana kadar!..
Dolayısıyla her zaman söylendiği gibi “Her şeyin Başı Sağlık” (Yani; silah, savunma, enerji, politikalarda dünya ülkesi olmak + G-8, G-20 filan hikaye… J) Ve tabii ki, proje platformu konumuz da, insanlığın ve dünyanın geleceği, yani “Sağlık Sektörü ve Sağlık Ekonomisi”!
Bu projenin oluşumunda; Sn. Serap Öcal’a, Sn. Sunay Yükselir’e, Sn. Prof. Dr. Ali ve Mehmet Emre’ye, Sn. Doç. Dr. Emre Atılgan’a, Sn. Ziya İmer ve Sn. İsmet Soykan’a özel teşekkürler!..
Nisan ayı başlarında, Covid-19 ile mücadele kapsamında; Ankara Sanayi Odası + Ticaret Odası + Ticaret Borsası + Sivil Toplum Kuruluşları + Özel Şirketler’in desteğiyle ödüllendirilen ve 150 proje arasından derece alarak, Sayın Afşin Yurdakul’un “HT 360” Programına konuk oldukları zaman izlediğim “Coronathon Türkiye” girişincilerinden, programda detayları sunulan 4 proje
sahibi (Cem Leon Menase + Bülent Bingöl + Efe Kart + Alperen Keleş) ile diğer “İlk 12” arasına girerek, ödül almaya hak kazanan tüm gençlerimizi içtenlikle kutlamak istiyorum.
Bu tür çalışmalar ve projeler; son yıllarda özellikle TeleTıp veya DijiTıp olarak gündemde yer almasına rağmen, coronavirüs sayesinde öncelikle spesifik konularda hız kazanmaya başladı.
Popüleritesini koruyan ve korumaya devam eden Endüstri 4.0 ile ilgili, yaklaşık 2-3 yıl önce yazdığım e-makalede değindiğim “E-Doktor + Tanı + Teşhis + Tedavi” uygulamaları hastaneler ve doktorlar tarafından hemen devreye sokuldu. (Tüm proje girişimcilerimizin dikkatine! J) Bu konularda teknolojik ongörüleri ve destekleri nedeniyle, saygıdeğer Sn. Faruk Eczacıbaşı, Sn. Engin Ataman, Sn. Ali Rıza Ersoy ve Sn. Tayf Grundig Grünberg’e, içten teşekkürlerimle!..
Son olarak da, yine sevgili dostum Dr. Mutlu Topal’ın, Lokman Hekim Üniversitesi Temsilcisi olarak, toplam 50 adet ayni ve nakdi destekçi arasında yer aldığı “Türkiye Covid-19 Ortak Akıl Platformu”; girimşimci projelerin, mentorlukları ve online eğitimleri dahil olmak üzere, çeşitli evrelerine göre değerlendirildiği ve desteklendiği, proje duyurusu mükemmeldi. (Linkedin)
Bu projelerde girişimciler, ödül olarak açıklanan rakkamları, paydaş ‘resmi/özel’ kurumlardan alabiliyorlar. Ancak projelerin sürdürülebilir olması içinde düzenli akar kaynaklara ihtiyaç var!
Ben, bu noktada; tüm sağlık sektörüne yönelik, basit bir “kaynak”tan bahsetmek istiyorum!..
Ülkemizde yıllık 3-5* Milyar adet civarı satılan ilaç kutularını dikkate alarak, sektörel anlamda yaptığımız ortak bir çalışma platformunda, çevre bilincine katkı amacıyla, tüm ilaç kutularının içinde bulunan prospektüslerin; üreticilerinin veya ülkemizdeki temsilcilerinin web sitesinde yayınlanarak ve de teknolojik imkânı olmayan tüketiciler için de “Eczaneler” tarafından, satış esnasında “Çıktı” alınarak hastaya verilmesi şeklinde, tamamen tasarrufa gidilmesi projesi ile 1 yılda en az 40.000.000.- TL** lık, sürdürülebilir bir kaynak yaratmak mümkün! Ne dersiniz?
Www.Sekoday.Org a katkılarından dolayı; Sn. Gülsen Semiramis Tola’ya, Sn. Bozkurt ve Nevin Tezel’e, Sn. A. Kerem Yılmazer ve Sn. Rüya Küçükyalı’ya, Sn. Güven ve Fatoş Sevin’e, Sn. Ergin Öncül ve Sn. Ergil Olgun’a, Sn. Oktay Cumhur Akkent ve Sn. Nihat Mındıkoğlu’na, Sn. A. Yalçın Atay’a, Sn. Gürel Korur’a, Sn. Kaya Mutlugil’e, Sn. A. Hasan ve Ali Şükrü Aydın’a, Sayın Gülöz Gökçen’e, Sn. Ali Atilla Sezer’e, Sn. Salime Hn + Sn. Kudret Hn ve Sn. Salih Sürün’e, Sn. Erol ve Şahika Baruter’e, Sn. Hulusi Parek ve Osman Nuri Pirinçioğlu’na, en içten teşekkürlerimle!..
Sevgi ve saygılarımla… (* Normal + Eşdeğer + Jenerik İlaç Toplamı x ** 1 Kutu İçin 0.01 TL)
Ali Rıza DEĞER
iletişim
[email protected]