DSÖ: Koronavirüsün mutasyon uğramış türü, İngiltere’den sonra en az 60 ülkede daha görüldü.
BBC; WHO, haftalık raporunda, son bir haftada 10 ülkede daha, mutasyona uğramış koronavirüs görüldüğünü duyurdu.
Örgüte göre, koronavirüsün Güney Afrika’da ortaya çıkan ve İngiltere’deki kadar bulaşıcı olduğu düşünülen mutasyona uğramış türü ise şimdiye kadar 23 ülkede görüldü.
İngiltere’deki uzmanlar, varyantın koronavirüsün mutasyon geçirmemiş türüne göre yüzde 70 daha hızlı yayıldığını söylemişlerdi.
Kovid-19 geçirenler ve aşı olanlar da yeni varyantlara yakalanabilir mi?
independent; Araştırmalardan biri Güney Afrika’daki Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nden Doç. Dr. Penny Moore liderliğinde, diğeri ise Imperial College London ve Oxford Üniversitesi’nde çalışan virolog Nuno Faria liderliğinde yürütüldü.
Güney Afrika’da yürütülen çalışma laboratuvar ortamında gerçekleştirildi ve Güney Afrika varyantının, enfeksiyonu daha önce geçirmiş kişilerin vücudundaki antikorlardan kaçabileceğini gösterdi.
Brezilya varyantıyla ilgili araştırmanınsa henüz ön bulguları yayımlandı. Bulgular, Brezilya’da koronavirüs vaka sayısının son dönemde yeniden artmasının ardında yeni varyantın olabileceğini düşündürdü.
Güney Afrika varyantı: “Alarma geçme vakti”
501Y.V2 isimli ilk varyant, ekim ayında Güney Afrika’da bulunmuştu. Bu nedenle “Güney Afrika varyantı” diye bilinen tür, şimdi 10’dan fazla ülkede bulunuyor.
Güney Afrika’daki Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nden Doç. Dr. Penny Moore, “Sanırım alarma geçme vakti geldi” diye konuştu.
Duke Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Virolog David Montefiori ise “Penny’nin verilerine dayanarak, aşının etkisinin bir şekilde azalabileceğini söyleyebiliriz ama ne kadar azalacağını bilmiyoruz” dedi.
Montefiori, yeni araştırmanın, önceden enfeksiyon geçirmenin veya aşın olmanın, yeni bir varyanta karşı koruyup korumayacağına dair ciddi şüphe uyandıran ilk çalışma olduğunu ekledi.
Bağışıklık tepkisinden kısmen kaçabilen, aşıdan kısmen kaçabilen bir varyanta dair ilk kez endişe duyuyorum.
Öte yandan iki uzman da insanların her şeye rağmen aşı olması gerektiğini vurguladı. Uzmanlara göre aşılar, virüsün diğer varyantlarına karşı son derece etkili ve muhtemelen yeni varyanta karşı da bir miktar koruma sağlayacak.
Bunun yanında araştırma, henüz hakem değerlendirmesinden geçmedi ve bir tıp dergisinde yayımlanmadı; hakem onayı bekleyen makalelerin yayımlandığı Birorxiv isimli internet sitesinde erişime açıldı.
Diğer yandan, dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlar yeni varyantları incelemeye devam ediyor ve bulguları önümüzdeki birkaç hafta içinde açıklamaya hazırlanıyor.
“Güney Afrika varyantı iki koldan kaçıyor”
Yeni çalışmada Moore ve meslektaşları, Kovid-19 geçiren 44 kişiden kan örnekleri aldı. Bu kişilerin neredeyse hepsi eylül ayından önce, yani varyantın Güney Afrika’da görülmesinden önce virüsü kapmıştı.
Bu nedenle araştırmacılar, katılımcılarda bulunan antikorların yeni varyantla savaşıp savaşamayacağını görmek istedi. Ve 44 kişinin yaklaşık yarısındaki antikorların yeni varyanta karşı güçsüz kaldığı görüldü.
Diğer yarısında ise antikor tepkisi zayıftı ama tamamen ortadan kalkmamıştı. Analizler, en güçlü antikor yanıtının Kovid’i daha şiddetli geçirenlerde görüldüğünü ortaya koydu.
Araştırmacılara göre anikorların zayıflamasının sorumlusu, koronavirüsün insan hücrelerine girmek için kullandığı sivri uçların iki farklı kısmında meydana gelen mutasyonlardı.
“Bu, bağışıklık sisteminden iki kollu bir kaçış” diyen Moore, bunların laboratuvarda elde edilen bulgular olduğunu ve Kovid’i atlatan kişilerin yeni varyantla yeniden enfekte olup olmayacağını tam olarak belirlemek için daha fazla araştırma gerektiğini vurguladı.
Zira söz konusu antikor tahlilleri, Kovid’i atlatan veya aşı yaptıran kişilerde görülen diğer bağışıklık tepkilerini içermiyor. Bağışıklık sisteminin koronavirüsle savaşma yöntemi de antikorlardan ibaret değil. Çünkü T-hücreleri ismi verilen başka bağışıklık tepkileri de var. tamamı için başlığı tıklayınız