Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk 22 Temmuz Dünya Beyin Günü dolayısı ile yaptığı açıklamada; Dünya Nöroloji Federasyonu, kuruluş tarihi olan 22 Temmuz tarihini “Dünya Beyin Günü” olarak ilan etmiştir ve uzun süredir her yıl farklı bir nörolojik hastalık veya beyin sağlığını etkileyen bir durum hakkında dünya çapında farkındalık oluşturmak, önlemler, belirtiler ve tedavi ile ilgili olarak bilgi sağlamak, sağlık planlamalarında etkin olmak için üye ülkelerle birlikte aktiviteler planlamaktadır. dedi.
Türk Nöroloji Derneği de Dünya Nöroloji Federasyonu ile aynı şekilde “Beyin sağlığı olmadan sağlık olmaz” yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Beynimiz en önemli organımızdır ve beynimizin sağlıklı çalışması bütün sağlığımızı doğrudan etkiler” şeklinde açıklama yapan Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, belli başlı nörolojik hastalıklar ve görülme sıklıkları hakkında da şu bilgileri verdi: Nörolojik hastaıklar maalesef dünya çapında en fazla fonksiyon kaybına neden olan ve ikinci sırada ölüme neden olan hastalık grubudur. “Türkiye’de de en sık görülen nörolojik hastalık olan inme, ülkemizde de ölüm nedenleri arasında ikinci sırada bulunmaktadır. Dünyada her yıl 17 milyon kişi inme geçiriyor, bu kişilerden 6 milyonu hayatını kaybediyor. Ülkemizde yaklaşık 400 bin Alzheimer hastası, 750 bin epilepsi hastası, 100 bin Parkinson hastası, 80 bin civarında da MS hastası bulunmaktadır.
Prof. Öztürk, bu yıl Dünya Beyin Günü’nde ana temanın “Multipl Skleroz” (MS) olarak belirlendiğini belirterek, MS hastalığının genç erişkin yaşlarda başlayan, özürlülük oluşturabilen, tanı ve tedavisinde son yıllarda çok yoğun gelişmelerin yaşandığı önemli bir nörolojik hastalık olduğunu belirtti.
Türk Nöroloji Derneği Multipl Skleroz Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Hüsnü Efendi aşağıdaki açıklamaları yaparak, çalışma grubunun aktivitelerinin uluslararası düzeyde sürdürüldüğünü belirtti.
Multipl skleroz (MS) hastalığı nedir?
MS hastalığı, dünyada yaklaşık 4-5 milyon, Türkiye’de ise tahminen 70-80 bin kişiyi etkilemektedir. Hastalık genellikle genç erişkin yaşlarda 20- 40 yaşları arasında ortaya çıkar. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre 2-2.5 kat daha fazladır. Hastalık dünyada Kuzey Avrupa, Amerika ve Kanada’nın kuzeyinde yüksek sıklıkta, ekvator bölgesinde düşük oranda görülmektedir. Türkiyede ise görülme sıklığı Kuzey Avrudan düşük olmakla birlikte orta sıklıkta kabul edilebilecek düzeydedir. MS için en yüksek risk faktörü genetik yatkınlık ve henüz tümü tam olarak bilinmeyen çevresel faktörlerdir.
Multipl Skleroz genellikle genç erişkinlerde görülen, hastaların çoğunda atak olarak tanımlanan hastalık belirtilerinin ortaya çıkması ve kısmen veya tamamen düzelmelerle seyreden, santral sinir sistemi (beyin ve omurilik) bir hastalığıdır. Hastalığın temelinde genetik, çevresel etmenler ve bazı viral enfeksiyonlar suçlansa da tam olarak nasıl başladığı bilinmemektedir.
Hastalık genellikle 20- 40 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu yaşlar dışında çocuklarda ve daha ileri yaşlarda da görülebilir. Ortalama başlangıç yaşı 31-33 yaşlardır. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre 2-2.5 kat daha fazladır.
MS tedavisinde hastanın yaşı, cinsiyeti, gebelik isteği, eğitim düzeyi, sosyal durumu gibi özelliklerini ve hastalığa ait klinik ve MRG bulgularını dikkate alarak tedavi seçimine karar vermekteyiz.
Çevresel faktörlerin MS hastalığının ortaya çıkması ve seyri ile ilgili yayınlar giderek artıyor. Sigara ile ilgili artık daha kesin bilgiler elimizde var. Sigara hastalığın ortaya çıkışını, seyrini, tedavi yanıtını etkilediğini biliyoruz
MS tanı ve tedavisinde tedavisinde güncel gelişmeler?
MS’da hem tanı, tedavi ve hastalık belirteçleri ile ilgili sürekli yeni gelişmeler yaşanmaktadır.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) alanında geliştrilen güçlü çekim alanına sahip cihazlar ve yeni yazılımlar tanı, ayırıcı tanı, tedavinin etkinliğinin izleminde giderek daha çok katkı sağlamaktadır. Hastalık bio-belirteci olarak kullanılabilecek birçok yeni kanıtlar umut vaat etmektedir.
MS tedavisinde son yıllarda giderek yeni gelişmeler yaşanmaktadır. MS uzun yılardır biliniyor olmasına karşın 1990 ‘lı yılların ortasına kadar MS için spesifik bir tedavi seçeneği yoktu. Son yıllarda farklı etki mekanizmasına sahip çok sayıda ilaç tedavide yerini almıştır. Farklı moleküller ile yapılan faz II ve faz III çalışmalar da devam etmektedir. Gelecekten beklentimiz etkili ve güvenli ilaçlar ile kişiye özgün bir tedavi planının ortaya konmasıdır. Hastaya ve hastalığa ait özellikler, genetik özellikler, çevresel faktörler dikkate alınarak hangi hastanın hangi ilaçtan daha çok yarar göreceğini öngörerek güvenli bir tedavi uygulama şansımızın olacağını düşünüyorum
Ülkemizde MS tanı ve tedavisi?
Ülkemizde birçok üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde MS poliklinikleri ve yeteri kadar deneyimli hekim kadrosu bulunmaktadır. Hastaların kendileri için en uygun merkezi veya hekimi seçerek düzenli kontrollerle izlenmeleri oldukça önemlidir.
Son yıllarda yeni geliştirilen tedavi seçenekleri ve henüz deneme aşamasında olan yeni ilaçları da düşündüğümüzde giderek artan tedavi seçenekleri ile artık daha etkili ve güvenli MS tedavisi mümkündür. MS hastaları hastalıkları bir yana olağan yaşamlarına devam etmelidirler.
Pandemi dönemi ve MS ?
Yapılmış çalışmalar MS’li bireylerin covid-19 enfeksiyonuna yakalanma riski açısından bir farklılık göstermemektedir. MS’li bireylerin covid-19 enfeksiyonu geçirdiğinde hastalık şiddeti açısından diğer bireylerden bir farklılık göstermemektedir. MS tedavisinde kullanılan ilaçların çoğunluğu covid enfeksiyonuna yakalanma riski açısından veya hastalık şiddeti ile ilişkili bir risk oluşturmadığı gösterilmiştir. Bu nedenle özel bir durum olmadıkça hastalara hekimlerine danışarak bu pandemi sürecinde tedavilerine devam etmelerini önermekteyiz.
MS hastaları ve covid 19 aşıları?
Herhangi bir tedavi almayan MS’li kişilerin aşı yaptırmaları herkes gibi uygundur. Tedavi altındaki bazı MS’li kişilerde aşının etkinliğinin kısmen de olsa daha düşük olma olasılığı olabilir. Ancak bu tedaviler aşının yapılmasında bir engel oluşturmamaktadır. Şu anda ülkemizde uygulanan her iki aşı da MS’li bireyler için önerilebilir. Bu aşıların MS atağını tetiklemesi beklenmemektedir. MS’li kişilerin MS dışında başka ve tedavi altında oldukları başka bir hastalıkları varsa aşı açısından o hastalıklarıyla ilgili hekimlerine danışmaları uygun olacaktır.
MS’li bireylere öneriler?
MS tanısı konduğunda hastaların bir kısmında ümitsizlik, çaresizlik ve karamsarlık ön plana çıktığını gözlemliyoruz. Hastaların ve hasta yakınlarının sosyal medya ortamında yer alan çoğunlukla doğruluğu kanıtlanmamış bilgilerle ön yargılar oluşturmaları yerine doğru kaynaklardan, güvenilir, kanıta dayalı, güncel bilgiler edinmelerinin oldukça önemli olduğunu belirtmeliyim. Diğer önemli bir konu da hastaların sağlıklı bir yaşam sürdürmeleridir. Burada beslenme, spor ve yürüyüş, sigara içilmemesi ve D vitamini MS açısından değiştirilebilir önemli çevresel faktörlerdir. Hastalığın özellikleri, tedavi seçenekleri, ilaçların olası yan etkileri, hastalığın seyri konusunda doğru kaynaklardan sağlıklı bilgiler edinmiş bir hastanın hem tedavi süreçleri hem tedavi uyumu hem de fiziksel ve ruhsal durumu daha iyi olacaktır. MS hastaları için söylenecek en önemli şey çaresiz bir hastalık, tedavisi olmayan bir hastalık olmadığıdır. Son yıllarda yeni geliştirilen tedavi seçenekleri ve henüz deneme aşamasında olan yeni ilaçları da düşündüğümüzde giderek artan tedavi seçenekleri ile artık daha etkili ve güvenli MS tedavisi mümkündür.
Sağlıklı günler dileklerimizle
Prof. Dr. Şerefnur Öztürk
Türk Nöroloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Selçuk Üniversitesi Tıp Fak. Nöroloji AD
Prof. Dr. Hüsnü Efendi
Türk Nöroloji Derneği Multipl Skleroz Çalışma Grubu Moderatörü
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fak. Nöroloji AD