Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler, özel hastaneler ve üniversite hastanelerinde sülük, hacamat, sinek larvası, arı, bitkisel ilaç, hipnoz ve çıkıkçı gibi alternatif alanlarda da hizmet verilecek. Tartışmalara neden olan yönetmelik tıp camiasını ikiye böldü.
Bitmek tükenmek bitmeyen siyasi tartışmalar, birbiri ardına yaşanan iş kazaları, yargı ve kolluk kuvvetlerine yapılan operasyonlar… Gazetelerin sayfaları bu haberlerle dolu. Oysa satır aralarında öyle haberler var ki, günlük hayatımızı çok daha fazla etkiliyor. Ajansta yer bulup da, gazetelerde yayınlanmayan bir haber dikkatimizi çekti.
HİPNOZDAN, HACAMATA
Sağlık Bakanlığı, 27 Ekim 2014 günlü Resmi Gazete’de “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği”ni yayımladı. Bu yönetmeliğe göre, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler, özel hastaneler ve üniversite hastaneleri “sülük, hacamat, sinek larvası, arı, bitkisel ilaç, hipnoz ve çıkıkçı” gibi alternatif alanlarda da hizmet verebilecek. Bunun ilk uygulaması da Bezmialem Valide Sultan Hastanesi’nde başlamak üzere: Hacamat tedavisi, “Vakum terapi” adı altında literatüre girdi.
KATKI PAYI VERİLMEYECEK
Ancak bu tedavilerin harcamaları cep yakacak. Çünkü Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu tip tedavileri tıbben sağlık hizmeti kabul etmediğinden bedelini ödemeyecek. SGK bu tedaviler için katkı payı da vermeyecek. Bütün giderler, tedaviyi yaptıran hastanın cebinden çıkacak.
Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı bu yönetmelik beraberinde pek çok tartışmayı da yeniden canlandırdı. Ortodoks tedavi yöntemlerini benimseyen ve bugün ‘tıp’ dediğimizde aklımıza gelen uygulamaları yapan uzmanlar ve doktorlar, alternatif tıbbın Sağlık Bakanlığı bünyesine alınmasına şiddetle karşı.
Ancak bu konulara sıcak bakan isimler de yok değil. Tıp camiası bu konuda tamamen ikiye ayrılmış durumda. Bazı doktorlar alternatif tıp adına yapılanları şarlatanlık olarak nitelendirse de, bir kısmı bakanlığın bu tedavi yöntemlerini bir yönetmelikle kontrol altına alınmasını olumlu buluyor.
Aralarında kamuoyunun tanıdığı ünlü isimlerin de bulunduğu bazı doktorlar ise, modern tıp adına yapılan tedavilerin hiçbir işi yaramadığı görüşünde. BugünPazar, konunun bütün taraflarına sayfalarını açtı ve sizler için görüşlerini aldı.
OTELLERDE DE AÇILACAK
Bundan böyle Sağlık Bakanlığı’nın vereceği izin belgesi ile kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı hastaneler, tıp ve diş hekimliği fakültesi, sağlık uygulama ve araştırma merkezleri, özel hastaneler ve ayakta teşhis tedavi yapan özel sağlık kuruluşları alternatif tıp adı altında hizmet verilecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli konaklama tesislerinde açılacak ünite ve uygulama merkezlerinde rızası alınan hastalara da hizmet sunulacak.
Yönetmelikte yeni uygulamalar için bilimsel araştırmalar sonucu ortaya konacak etkinlik düzeyine bilimsel kanıtlar ışığında bakılarak değerlendirileceği ve sonucuna göre izin verileceği belirtildi.
15 YÖNTEME ONAY
Sağlık Bakanlığı tarafından, 15 adet uygulamanın tümüne uygulama yetkisi verilecek. Sertifika ile yapılacak bu yöntemler şöyle sıralandı: Akupunktur, Apiterapi, Fitoterapi, Hipnoz, Sülük uygulaması, Homeopati, Kayropraktik, Kupa uygulaması, Larva uygulaması, Mezotepari, Proloterapi, Osteopati, Ozon uygulaması, Refleksoloji ve Müzikterapi.
Bu uygulamalarla ilgili Kamu Sağlık Hizmetleri Satış Tarifesi’nde yayınlanan fiyat listesi ise şaşırttı. Sağlık Bakanlığı’nın ilan ettiği tarifede bu uygulamalar için istenen muayene ücretinin, hekim muayenesinden daha pahalı olması dikkat çekti.
İşte geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp fiyat listesi TL. (KDV hariç)
Sağlık Bakanlığı Üniversite Has.
Hekim muayenesi……………30…………………..45
Hipnoz (telkin)………………100…………………150
Homeopati (ilaç)…………….90…………………135
Maggot (sinek larvası)……….75…………………113
Kayropraksi (Çıktıkçı)………..75…………………113
Apiterapi (arı)………………..75…………………113
Fitoterapi (bitkisel ilaç)………75…………………113
Mezoterapi (cilt içi)…………..60………………….90
Akapunktur…………………….50………………….75
Ozon terapisi………………….50………………….75
Hirudoterapi (sülük)………….50………………….75
Kupa terapisi (hacamat)……..50………………….75
HOMEOPATİ
Bir hastalığın, hastalık belirtilerini sağlam bir insanda ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanan bir alternatif tıp yöntemidir.
İlk olarak 220 yıl kadar önce, Alman hekim Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından geliştirildi. Bu tedavideki amaç, hastaya zarar vermeden, ılımlı ve güvenilir bir yolla hastalığı tümüyle ve kökten iyileştirmek.
Hastaya verilen Homeopatik ilacın hastalık belirtilerine benzer ve düşük dozda olması, tek ilaç kullanılması, tedavinin temel kurallarıdır.
MAGGOT
Lucilia sericata sineğinin steril hale getirilmiş larvalarının kronik yaraların tedavisinde kullanılmasıdır. Günümüzde ‘Maggot Tedavisi’nin kullanımı ve popülaritesi tüm dünyada gün geçtikçe artmaktadır.
1900’lü yılların başından beri tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlanan tedavi ülkemizde 2002 yılından beri GATA’da uygulanıyor.
Gerek klinik gerekse laboratuvarlar bazında ispatlanmış bir tedavi olan Maggot tedavi yöntemi kolay ve pratik uygulanabilirliği, biyolojik ve ekonomik olması nedeniyle yara iyileşmesinde tamamlayıcı/alternatif tedavi biçimidir.
KAYROPRAKSİ
Omurga ve sinir sisteminin (ilâçsız ve ameliyatsız) sağlığının korunması için tasarlanan ve tümüyle ellerle yapılan bir tedavi şeklidir.
Vücudun fonksiyonlarını yeniden dengelemek üzere elle eklemlerin düzeltildiği bir uygulamadır. En sık olarak düzeltilenler omurga eklemleridir. Osteopatlar gibi kiropraktistler de modern hayatın, hepimizin karşı karşıya kaldığı travmalar, kazalar, duruş dengesizlikleri, zihni ve fiziki streslerin kas ve eklemlerde yaptığı anormalliklerle uğraşır.
Kiropraktik uzmanı hastayı sağlığına kavuşturmak için diyet , öğütler ve egzersiz uygular. Eklemleri de el ile düzeltir.
APİTERAPİ
insanların bir veya daha fazla hastalık durumunu; kontrol altına almak, sağlığını korumak, hastalıklarını önlemek, iyileştirmek ve iyileşmeyi devamlı hale getirmek amacıyla arı ürünlerinin (bal, polen, arı sütü, propolis, arı zehiri, balmumu) bir araya getirilmesiyle uygulanan destek ya da tedavi yöntemidir.
Dünyada eski çağlara kadar uzanan bir geçmişe sahip apiterapi Dünya’da birçok hastalık için yaklaşık 3000 yıldır uygulanan tedavi yöntemidir.Özellikle Japonya gibi Uzak Doğu ülkeleri başta olma üzere bugün birçok ülkede apiterapi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
FİTOTERAPİ
Bitkilerle tedavi anlamına gelmektedir. Günümüzde fitoterapi eczacılığın Farmakognozi ana bilim dalınca ele alınır.
Geçmişteki fitoterapi uygulamaları ile günümüz arasında en büyük fark artık bitkilerin bütünüyle değil, faydalı parçalarının tedavi amacıyla kullanılmasıdır.
Eskiden bir bitkinin uçucu yağından faydalanmak için onun çayı yapılıp içilirken şimdi o bitkideki uçucu yağ ilave edilerek tek başına kullanılmaktadır.
Bu da bitkinin diğer faydasız ancak yan etkileri de olabilen bölümlerinden hastayı uzak tutmayı sağlamaktadır. Günümüzde fitoterapinin en çok geliştiği ülke Almanya’dır.
MEZOTERAPİ
Vücudunuzda var olan ve şikayet etmenize yol açan hastalıkların, ağrıların, belli yaraların ve izlerinin yok olması için, küçük iğneler aracılığı ile lokal anestezi yöntemi vasıtasıyla uygulanan son derece etkili ve güvenli bir uygulamadır.
Gerek sağlık açısından gerek estetik görünüm açısından birçok soruna çözüm olabiliyor.
Örneğin; eklem ağrılarında, boyun ve bel fıtığında, migren, adet ağrıları, selülit, varis ve obezite hastalığının tedavi edilmesinde kullanılabilir.
Mezoterapi tedavisinde kullanılan iğnelerin çapı neredeyse bir saç teli kadar incelikte olduğu için hiç acı hissedilmez.
AKUPUNKTUR
Çin tıbbında vücudun kimi noktalarına çok ince uçlu özel iğneler batırılarak yapılan tedavi şeklidir. İnsan beyninde limbik sistem adlı bölgenin çalışmasını düzenleyerek etki yaratır.
Akupunktur kişinin strese karşı dayanıklılığını artırır, hastalıklara karşı direnç mekanizmalarını güçlendirir. İç organlarımızın fonksiyonlarını ve hormonal sistemin çalışmasını denetler ve düzenler. Sedatif etki oluşturur, hastanın kendini daha sakin ve huzurlu hissetmesini sağlar.
1991 yılında Sağlık Bakanlığı’nca Akupunktur, uygulama alanı ve uygulama kuralları belirlenen bilimsel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmiştir.
OZONTERAPİ
Alternatif tıpta ‘Ozon’un sağaltım amacıyla kullanıldığı tedavi biçimidir. Diğer ismi oksijen terapisi olan ozon terapi, kullanımı alternatif tıp yöntemlerinden birisi olarak savunulmuş ancak ozon gazının tıbbi değeri veya değersizliği halen tartışma konusu olmuştur.
Ozon tedavisi birçok patolojik durumu iyileştirmede yardımcıdır. Doku ve hücrelere ihtiyacı olan oksijeni en etkili şekilde sağlaması hedeflenen tedavidir.
Deri ülseri, açık yaralar, Bürger gibi dolaşım bozuklukları, şeker hastalarının ayak ve bacaklarında açılan tüm yaralar ve ülserler, bacaktaki varis ülserlerinde kullanılır.
HİRUDOTERAPİ
Sülük uygulaması ile yapılan tedavi anlamına gelen Hirudoterapi, insanlığın başlangıcından bu yana hekimler tarafından tedavi aracı olarak kullanılmıştır.
Tıbbi amaçla kullanılan sülüklerin çenelerinde 60-100 arasında diş bulunur. Yarım saatlik sülük tedavisinde bir sülük ağırlığının 5-10 katı kan emer.
Sülükler kan emerken vücuda kendi ürettikleri salgıyı verirler. Bu salgı 100’e yakın bioaktif madde içerir.
Bu maddenin bir kısmı kanın pıhtılaşmasını engelleyen, bir kısmı oluşmuş pıhtıyı eritmek, birkaçı ağrı kesici özellikler sergilemekte, bir kısmı ise kan basıncını dengelemektedir.
KUPATERAPİ
Deri altındaki birikmiş, damarda dolaşamayan, atıl kalmış, vücuda zararlı ve biriktiği noktada ilgili organa zarar veren kirli kanın vücuttan dışarıya atılma işlemidir.
Alternatif tıpta geniş bir yere sahip olan binlerce yıllık tedavi yöntemi ‘hacamat’, bugün de şifa kaynağı. Kılcal damarlardaki tıkanıklığı açtığı, kan ve dokulardaki toksinlerin atılmasını sağlar.
Kan akımını canlandırdığı, kaslardaki sertlik ve ödemi çözdüğü, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği, vücuda direnç kazandırdığı, korku, kaygı bozukluğu, depresyonu tedavi ettiği ve tansiyonu dengelediği ileri sürülüyor.
Yönetmelik tartışmaları da beraberinde getirdi
TIBBIN DIŞINDA KALIYOR
Prof. Dr. Hüseyin Özden Şener: Tıp, hastalıkları anlamaya çalışan ve o hastalıklara belli yöntemlerle tanı koyarak tedavi etmeye çalışan bir bilimdir. Eğer herhangi bir hastalığı anlamamıza yardım edecek herhangi bir yöntem varsa bu tıbbi yöntem oluyor.
Dolayısıyla bunun dışında kalan her yöntem tıp dışıdır. Tamamlayıcı tıp tıbbın dışında kalıyor. Bir hastalığı tanımaya veya iyileştirmeye yardımcı olmayan yöntemlerdir.
Sağlık alanında ‘hastalığınızı iyileştireceğim’ diye ortaya çıkan yöntemler geçerli değil. Eğer bir yöntemin sağlığa iyi gelmeyeceğini biliyorsak buna rağmen yine de kullanılıyorsa buna şarlatanlık denir.
‘ORGANİK’ CAZİBESİ
Tıp tarihi bunun örnekleriyle doludur. İyileştirdiği bilimsel olarak kanıtlanmamış yöntemleri vatandaşlarımızın kullanmamasını öneriyoruz.
Çünkü hastalar bir umutla bunlara sarılırlar. Hastalar kerameti kendinden menkul bu ‘tamamen organik, hiçbir yan etkisi olmayan’ yöntemlerin cazibesine kapılarak tedavilerini geciktirecek, aksatacak ve zarar görecekler.
Tabipler Birliği olarak tıp kelimesinin önüne alternatif, tamamlayıcı ya da başka sıfatlar ekleyerek tıbbın yozlaştırılmasına, halkın sağlığının tehlikeye düşürülmesine seyirci kalmamız mümkün değil.
ALTERNATİF TIP BİR REÇETE
Ankara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği Başkanı Cemal Çevik: Bazı eksiklikleri olsa da Bakanlık Türkiye için gerekli olan bir Yönetmelik yayımladı. Alternatif tıp uygulamaları oldukça etkin tedaviler.
Bütün dünyada uygulanan tedavi modelinde Türkiye’nin bundan geri kalması söz konusu olmamalı. Özellikle ilaç israfının bu denli çok olduğu bir ülkede alternatif tıp başlı başına bir reçetedir. Mevcut tıp kronik hastalıklarla ilgili yeteri kadar etkin değil. Bazı kronik hastalıklar yıllardır devam eden ilaç tedavisi ile iyileştirilmeye çalışılıyor.
Bunların yerine daha etkili olacak tedavi metoları var. İnsanların bunlardan istifade etmesi lazım. Bu anlamda çıkarılan Yönetmeliğin gerekli olduğu aşikar.
TEK LİMAN MODERN TIP
Göğüs Hastalıkları Uz. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta: İnsan sağlığının sürdürülmesinde, hastalandığı zaman bunun teşhis ve tedavi edilmesinde sığınılacak ve güvenilecek tek liman modern tıptır. Ancak bir tarafta hastaları sıradan bir ‘müşteri’ gibi gören ticari tıp, diğer tarafta insan ruhunu saymayan, bazı durumlarda hastaya fayda yerine zarar verebilen, birtakım hastalıklara karşı eli kolu bağlı kalan, her şikâyet veya hastalığı ilaç veya ameliyatla tedavi etmeye kalkan bilimsel modern tıp insanları haklı olarak başka seçenekler aramaya itiyor.
‘BİLİMSEL KANITI YOK’
Modern tıp dışında çare arayanlar da yağmurdan kaçarken doluya tutulanlar gibi bu sefer gidip alternatif tıpçıların, özellikle de bitkisel ilaç tüccarların kucağına oturuyor. Modern tıbbın şarlatanlarının yerini bitkisel ilaç sahtekârları alıveriyor. Etkinlikleri rivayetlere dayanan ama hiçbir şekilde bilimsel kanıtı olmayan ot, çöp, sap, saman, yaprak, püskül, tohum…
Saç dökülmesinden adet sancısına, egzamadan siroza, kanserden felçlere, kabızlıktan uykusuzluğa her derde deva mucize yaratan karışımlar olarak önünüze konuveriyor.
Modern tıp yüz vermediği alternatif tıbbı görmek ve birbirinden çok farklı yöntemlerini bilimsel olarak inceleyip neyin doğru neyin yanlış olduğunu, hangi yöntemin hangi durumlarda ne işe yaradığını veya yaramadığını kanıtlarıyla ortaya koymak zorundadır. Aksi takdirde modern tıp hapı yutacaktır.
DERS OLARAK OKUTULUYOR
Homeopati Derneği Başkanı Dr. Günnur Başar: Türkiye için önemli bir adım. Homeopati, bütün dünyada uygulanan bir yöntem. Resmileşmiş bir alan. Türkiye’de yeteri kadar bilinmese de dünyada en yaygın olarak kullanılan alternatif tıp uygulaması.
Avrupalılar’ın yüzde 50’si Homeopati tedavisi alıyor. Yöntemleri nasıl uygulanacağı çok iyi bilinen, klinik çalışmaları ve bilimsel verileri olan geliştirilmiş bir alan.
Tıpkı homeopati gibi diğer yöntemler de bildiğimiz konvansiyonel tıptan daha eski. Konvansiyonel tıptaki ilaçları 50 yıldır kullanıyoruz. Dolayısıyla daha yeni.
BURADA KORKU TIBBI HAVASI VAR
Buradan bakınca var olan modern tıp aslında alternatif tıptır. Şu anki tıp aslında insanları tedavi etmiyor. Semptomlar ortadan kalkıyor gibi görünse de aslında hastalıklar devam ediyor.
Ömür boyu ilaç kullanıyorsunuz. İyileşen hiçbir kronik hasta yok.Modern tıp insanları iyileştireceğine dair vaadini yerine getirmiyor. İnsanlara ‘ilaç kullanmazsan ölürsün’ demek çözüm değil. Burada bir korku tıbbı havası var.
Bu anlamda bir problem söz konusu. İnsanları gerçekten iyileştiren başka yöntemlere ihtiyaç var. Homeopati için bilimsel değil söylemini doğru bulmuyorum. Batı kaynaklı alan olduğu için çok daha iyi araştırılmış ve iyi biliniyor.
Etkinliğini kanıtlayan binlerce çalışma var. Bugün dünyanın birçok tıp fakültesinde ders olarak okutuluyor. İlaçları doğal maddelerden üretilip her hastada uygulanabilir.
YÜZDE 95 BAŞARI
Kupa Terapisi Araştırma ve Geliştirme Derneği Başkanı Yasin Keskin: Kupa terapisinin çok yönlü faydaları var. Bu yöntemle kılcal damarlar harekete geçiyor. Bunu yaparken de içerideki toksin maddeyi dışarı atıyor. İlaçsız bir tedavi yöntemi olduğu için çok basit ve hemen sonuca ulaştıran bir sistem. Genelde ağrılı birçok hastalığı tedavi etme özelliği var. 8 yıldır bu işi yapıyoruz. Gayet iyi geri dönüşler alıyoruz. Tedavide yüzde 95 başarı oranı var. Hastalarımızın tamamı ilaçları deneyip fayda alamayanlardan oluşuyor. Bizi bir nevi sihirli değnek olarak görüyorlar. Örneğin migren modern tıpta tedavisi yok. Modern tıbbın yetersiz kaldığı durumlarda alternatif tıp devreye giriyor. Birçok hastayı tek seansta kupa terapisi ile tedavi etme olanağına sahibiz. Eğer bilimsel bir veri elde edilmek isteniyorsa kupa terapisi gören ve ilaç kullanan bin hasta karşılaştırılsın. Elde edilen sonuca bakıldığında hangisinin bilimsel olduğu anlaşılacak.
NESRULLAH SONAY – BUGÜN GAZETESİ