W- AIFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli’nin gündem özelinde görüşlerini aldık. İlaç sektörünün global büyüklüğü ve Türkiye’deki büyüklüğü nedir?
Ü.D.- Dünyada toplam ilaç pazarı 1,3 trilyon Amerikan Doları büyüklüğünde. Ülkemizde ilaç pazarının büyüklüğü Ekim 2020-Eylül 2021 arasındaki 12 aylık dönem verilerine göre 7,7 milyar Amerikan Doları civarında. Türkiye ilaç pazarı büyüklüğünde dünyada 18’inci sırada yer alıyor. Ülkemizin küresel ilaç pazar hacmi içerisindeki payı yaklaşık binde 6’dır. Türkiye bu orana rağmen dünyanın en büyük ilk 20 ilaç pazarı içinde yer almayı sürdürüyor.
W- Sektörde kaç şirket faaliyet gösteriyor ve kaç kişilik bir istihdam söz konusu?
Ü.D.- Tüm dünyada 6 milyon kişinin istihdam edildiği sektör çalışanlarının yüzde 15’ini yenilikçi tedavilere ulaşmak için araştırma ve geliştirme yapan Ar-Ge ekipleri oluşturuyor. İlaç sektörü sadece Avrupa’da 765 bin insanı istihdam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise Türkiye’de temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatında 42 bin kişi çalışıyor.
AIFD üyesi şirketler ilaç sektöründeki toplam iş gücünün dörtte birini istihdam ediyor. AIFD üyeleri tarafından istihdam edilen 10.011 kişinin yüzde 84’ünü beyaz yakalılar oluşturuyor ve katma değerli istihdam oluşumuna katkı sağlanıyor.
W- İlaç sektörü 2021 yılını nasıl geçirdi, kısa bir değerlendirme yapar mısınız?
Ü.D.- 37 AIFD üyesi şirketimizle Türkiye ekonomisine ve topluma geniş yelpazede katkı sağlamaya devam ettiğimiz bir yıl oldu. AIFD üyeleri tarafından son iki yılda yapılan doğrudan yeni tesis, dönüştürme ve birleşme/satın alma faaliyetleri toplamda 245 milyon dolarlık yatırımla desteklendi. Yerli üretim kapasitemiz sayesinde ihracatta da önemli bir rol üstleniyoruz. AIFD üyeleri son iki yıl içerisinde 20 ülkeye 452 milyon dolar değerinde ilacın ihracatını gerçekleştirdi. 2021 yılında da topluma en büyük katkımızı Türkiye ilaç pazarının değer olarak yarısını oluşturan, hastalara sunduğumuz ilaçları ülkemize getirerek sağladık.
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği olarak her zaman yenilikçi ilaçların ve sağlıkta inovasyonun, bireylerin hayatında yarattığı değer üzerinde durduk. Özellikle pandemi döneminde bir kez daha gördük ki, beklenmedik sorunlarla baş etmeye hazır bir inovasyon ekosisteminin oluşması ve sürdürülebilirliği kritik önem taşıyor. Çoğu sektörde olduğu gibi ilaç sektöründe de bu ekosistemin en önemli unsurlardan biri olan startuplar, yeniliklerin geliştirilmesini giderek artan oranda destekleyici roller üstleniyorlar. Pandemi gerçeği de inovasyonun ve girişimcilik ekosisteminin önemini ortaya kurdu, yapılan işbirlikleri ile çok daha kısa sürede aşı çalışmalarının insanlara umut olması mümkün oldu.
ABD’nin ilaç otoritesi FDA’de onaylanan her 10 yeni molekülün artık yedi tanesi startuplar tarafından yapılan keşiflere dayanıyor. Biz de bu bilinçle Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji odaklı hızlandırıcı programı BIO Startup Program’ı 2021’de de destekledik ve desteklemeye de devam edeceğiz.
W- 2021 yılında Türkiye ilaç sektörü ne kadar büyüdü/küçüldü?
Ü.D.- 2021’in ilk dokuz aylık verilerine bakıldığında, ilaç sektörünün 2020 yılının aynı dönemine kıyasla Türk Lirası bazında yüzde 25, Amerikan Doları bazındaysa yüzde 3,3 oranında büyüdüğü görülüyor. Kutu bazında büyüme ise yüzde 2,1 oranında gerçekleşti.
Ekim 2020-Eylül 2021 arasındaki 12 aylık verilerin bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslanması durumunda sektörün büyümesinin Türk Lirası bazında yüzde 24, kutu bazında ise yüzde 0,4 olarak gerçekleştiğini ifade edebiliriz. İlgili dönemde sektörün Amerikan Doları bazında yüzde 0,5 oranında küçüldüğüne de tanık oluyoruz.
Yılın kalan bölümüne ilişkin veriler elimize geldiğinde muhtemelen bu tablo değişecektir.
W- 2022 yılında Türkiye ilaç sektörünün ne kadarlık bir hacme ulaşması öngörülüyor?
Ü.D.- 2022 için bir öngörüde bulunmak maalesef çok zor. 2022 yılı belirsizlikle dolu bir sene. Örneğin covid-19 pandemisinin 2022’de nasıl bir seyir göstereceğini hala bilmiyoruz. Omicron varyantı ile birlikte pandeminin nasıl evrileceğini bilemiyoruz. Bazı öngörüler pandeminin 2022 yılının ilk yarısından itibaren yok olmaya başlayacağını söylese de bazı öngörüler 2024 yılına kadar uzayacağını söylüyor. Sonuç olarak pandeminin seyri kutu bazındaki tüketim de dahil olmak üzere, birçok açıdan belirleyici bir faktör olacaktır. Bunlara ek olarak yukarıda da bahsettiğimiz üzere 2022 yılı içerisinde genel ekonomik durumun ve döviz kurlarının nasıl seyredeceği, ilaçla ilgili kur düzenlemelerinin bu değişkenliğe nasıl yanıt vereceği gibi birçok faktör belirleyici olacaktır. Dolayısıyla bugün bütün bu belirsizliklerle 2022 için bir öngörüde bulunmak mümkün olmayacaktır.
W- 2022 yılında sektörü neler bekleniyor?
Ü.D.- Türkiye, ilaç şirketleri için rahatlıkla üretim, ihracat ve bölgesel yönetim merkezi olabilecek konumda. Bu alanda önemli önceliklerden biri ilacın ruhsatlandırılması ve pazara erişimi sürecinde, sürdürülebilir, şeffaf ve uluslararası standartlarla uyumlu uygulamalar ile yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekliliğidir. Önümüzdeki dönemde bu alanlarda alınacak önlemler ve düzenlemeler sayesinde, global ölçekte klinik araştırmalar yapan araştırmacı ilaç firmalarının bilgi birikimi ve yatırım istekliliği ülkemize yönelebilir.
İlaç şirketlerinin reçeteli ilaç satış gelirlerinin yaklaşık yüzde 22’sini araştırma ve geliştirmeye ayırması sebebiyle ilaç sektörü, dünyada tüm sektörler içerisinde Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan sektör olarak öne çıkıyor. Küresel harcama tutarı 200 milyar Amerikan Dolarına ulaşan ilaç Ar-Ge’sinin yüzde 61’lik bir kısmını klinik çalışmalar oluşturuyor. Türkiye ilaç pazarı büyüklüğünde dünyada 18’inci sırada yer alırken, toplam klinik araştırma sayısında 26’ncı sırada yer alıyor. 2022 yılında Türkiye’yi uluslararası rekabette üst sıralara hızlıca taşımak için klinik çalışmalara odaklanmak gerektiğini düşünüyoruz. Halihazırda ülkemizde bu çalışmaları yürütebilmek için yetişmiş insan gücü, teknik altyapı ve bilgi birikimi mevcut olmakla birlikte güçlü yönlerimizi geliştirerek önemli başarılara ulaşmak mümkün.
AIFD desteğiyle, araştırma şirketi IQVIA tarafından hazırlanan “Türkiye İçin Klinik Araştırma Stratejisinin Faydaları-Yenilik Temelli Büyüme İçin Yol Haritası” başlıklı raporun bulguları doğrultusunda belirlenen adımlar atılarak, kamu ve endüstri, akademi işbirliği ile Türkiye’nin klinik araştırmalar konusunda bölge liderliği hedefine yaklaşmasının mümkün olacağına inanıyoruz.
Son olarak, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği, tüm sektörlerde olduğu gibi ilaç sektörünün de 2022’de gündeminde önemli bir yer tutacaktır. İlaç endüstrisi, değer zincirinin tüm aşamalarında iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı hedeflerken, çevre kirliliği sebebi ile oluşan/artan sağlık sorunlarına karşı yeni ve inovatif çözümlerle hastaların sağlığı ve refahı üzerinde olumlu bir etki yaratmayı da amaç edinmektedir.
AIFD olarak biz de başta 31 Ekim-13 Kasım 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen uluslararası iklim müzakerelerinin çıktıları, Paris İklim Anlaşmasının ülkemizde 10 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe konması, ülkemizce yürütülen Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum çalışmaları ve hazırlıklarına önümüzdeki aylarda başlanması öngörülen 12. Kalkınma Planı’nın yeşil ekonomi temasına odaklanacağını da gözeterek, konuya ilişkin münferit çalışmalarımıza yapısal bir nitelik katmak amacıyla bünyemizde “Sürdürülebilirlik ve İklim” konularında bir çalışma grubu oluşturduk. AIFD olarak, önümüzdeki dönemde firmalarımızın iklim ve sürdürülebilirlik konularında gerçekleştirdiği başarılı çalışmaları da değerlendirerek, ilaç sektörümüzün bu konulardaki çözüm ortaklığı rolüne katkı sağlamayı hedefliyoruz.
İnsanlar sahip oldukları değerlerin farkına onları yitirdiklerinde varıyorlar. Son iki sene bize en çok da bunu öğretti. Sevdiklerimizle büyük sofralarda bir arada kutlamaları, birlikte gülmeyi, doyasıya sarılmayı…
Ben 2022’nin sahip olduklarımızın en çok farkında olacağımız bir yeni sene olmasını diliyorum, herkes için…
W- Sayın Dr. Ümit Bey değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz
“COVID-19 ile mücadelede kimseyi arkada bırakmamalıyız, #ÇareBulanaDek”