Ana Sayfa Görüşler Amgen, Bilimin Geleceğini Şekillendirmeye Devam Ediyor

Amgen, Bilimin Geleceğini Şekillendirmeye Devam Ediyor

Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman

W- Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman’ın özel görüşlerini aldık.
Dolu bir görüş paylaşımı öncesinde ilaç sektörü tercihinizi ve başarılı kariyerinizi alabilir miyiz?
 

G.B.- Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümün mezunuyum. Çalışma hayatıma Radiometer Kopenhagen’da satış ve pazarlama bölümünde başladım. 1993 yılında Eczacıbaşı Procter and Gamble’a geçerek, önce ürünlerin geliştirilmesi, ruhsatlandırılması gibi teknik konularda sonrasında pazarlama bölümünde rol aldım. 1998 yılında Danone Türkiye ye geçtim; su ve süt ürünleri kategorilerinin pazarlamasında rol aldım. On yıl boyunca hızlı tüketimde çalıştıktan sonra 2001’de ilaç sektörüne Novartis Pazarlama bölümü ile başladım ve 16 yıl boyunca sırasıyla Novartis Macaristan ülke başkanı, Novartis Türkiye ülke başkanı, Global Değişim Lideri görevlerini sürdürdüm. 5,5 yıldır da Amgen Türkiye’nin genel müdürlüğünü yapıyorum. Profesyonel iş yaşamıma devam ederken, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanlığı, YASED Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkan Yardımcılığı, İsviçre Ticaret Odası Başkan Yardımcılığı, birçok sivil toplum kuruluşu ve şirkette Danışma Kurulu üyeliği yaptım ve yapmaya devam ediyorum.

 

İlaç sektörüne geçişim bilinçli olmadı. Halam kimya mühendisiydi. Ondan ilham alarak kimya mühendisliği okumaya karar verdim. Ancak kimya mühendisi olduktan sonra da o kadar teknik bir kişi olmak istemediğimi fark ettim. Pazarlama, satış gibi insan ilişkileri yoğun olan bölümler daha çok ilgimi çekecek gibiydi. Sektör olarak ilk olarak diş macunlarıyla başladım, sonra yoğurt süt ürünleri üzerine çalıştım. Daha sonra ilaç sektöründen teklif alınca, ilaç serüvenim başladı. Günün sonunda çalıştığım tüm sektörlerin insanların hayatına değer katacak sektörler olmasının benim için oldukça mutluluk verici olduğunu söyleyebilirim.

W-2 yıl önce sayfamıza vermiş olduğunuz görüş paylaşımınızda “fırsat eşitliğinin hayatın her alanına hakim olduğu aydınlık bir geleceğe katkıda bulunmaya devam edeceğinizi” belirtmiştiniz. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda gerçekleştirdikleriniz ve yapacaklarınızı paylaşır mısınız? 

G.B.- Toplumda her türlü ayrımcılığın önüne geçilmesinin, sürdürülebilir kalkınmanın gereği ve temel bir insan hakkı olarak görüyorum. Medeni, kalkınmış ve adil bir dünya için, kadının üreteceği tüm değerlere ihtiyacımız var. Amgen’de de özellikle kadın gücünün katma değerinin bilinci ile bu alanda ilham yaratmaya odaklanıyoruz. Kadın istihdamına katkıda bulunacak politikalarla kadınların işgücüne katılımını teşvik ediyoruz. İnsan kaynakları politikamızın temelinde “Amgen’deki her iş ve her Amgen çalışanı önemlidir” bakış açısı yer alıyor. Bu doğrultuda başlattığımız sıra dışı kadın liderlerin yetiştirilmesini hedefleyen “Amgen Women Empowered to be Exceptional” (WE2) girişimi ile gurur duyuyoruz. Çalışanların birbirlerini desteklediği, geliştirdiği bir iş ortamı oluşturmayı hedeflediğimiz WE2 ile hem sektörümüze hem de iş dünyasına ilham olmayı amaçlıyoruz. Geleceğimizi şekillendiren güçlü kadın lider sayısını artırmak üzere yürüttüğümüz WE2 ile rol model olmayı amaçlıyoruz, kadın çalışanlarımızın kariyer yolculuklarını şekillendirmeye ve güçlü kadın lider sayısını artırmaya önem veriyoruz. Program kapsamında liderlik özelliklerini geliştirmek üzere tasarlanan içerikler sunuyor, çalışanlarımızın global projelerde rol almasını sağlayarak, farklı alanlarda deneyim kazanımını ve çeşitli uzmanlıklara doğru atılan cesur adımları teşvik ediyoruz. Amgen olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırmak ve bilimde kadın lider sayısını artırmak için çalışmaya, yeni hedeflerle projeler geliştirmeye devam edeceğiz. 

W- Bu çerçeve içinde “Amgen Türkiye olarak STEM alanında okuyan kadın üniversite öğrencilerine mentorluk desteği” projenizden bahseder misiniz? 

G.B.- Mentorluk programı ile amacımız öğrencileri, kişisel gelişimlerini destekleyerek, fark yaratan gençler olarak iş hayatına hazırlamak. Gönüllülük esasıyla yürütülen program kapsamında çalışanlarımız bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanında öğrenim gören kadın üniversite öğrencileriyle bir araya gelerek kariyer yolcuklarını ve deneyimlerini paylaştı; karşılıklı bilgi aktarımında bulundu.  Faydası çok Vakfı ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki üniversite öğrencilerine verdiğimiz bu mentorluk desteği kapsamında 9 üniversite öğrencisini çalışanlarımız ile eşleştirdik. Hem mentorlar hem de mentilerin süreçten son derece keyif ve verim aldığını söyleyebilirim. 

W- “Çeşitliliğimiz ile bilime yön veriyoruz” mottosu doğrultusunda hayata geçirdiğiniz etkinlikler ve projelerinizi paylaşır mısınız? Yaratıcılığa verdiğiniz önemi anlamamıza yardımcı olur musunuz?

G.B.- Aslında “Çeşitliliğimiz ile bilime yön veriyoruz” mottosu bizim Çeşitlilik, Kapsayıcılık ve Aidiyet (DI&B) kültürümüzü yansıtıyor. Bu yaklaşım ile tüm çalışanlarımızın kendilerine saygı duyulduğunu, değer verildiğini hissettikleri ve tam potansiyellerini ortaya çıkarabilmelerini mümkün kılacak kapsayıcı ve üretken bir ortam sağlamaya önem veriyoruz. Fırsat eşitliği, çeşitlilik, kapsayıcılık ve adalet kavramlarını her alanda uyguluyoruz. Çeşitliliği merkeze alan bir işyeri aynı zamanda inovasyonu teşvik ediyor. Çeşitlilik, daha yaratıcı bir çalışma ortamı sağlayarak bizi güçlendiriyor. Farklılıklarımızı kabul ediyor birbirimizin farklılıklarından ilham alıyoruz. Birbirimizden öğrenmeye değer veriyoruz, bunu yaparken ise yeteneklerimizden ve geçmişlerimizden yararlanıyoruz. Bu konuda hem şirket içinde hem de toplumda farkındalık yaratmak üzere farklı iş birliklerinde bulunuyoruz. Çeşitlilik, tedarikçi seçimlerinde de dikkate aldığımız bir kavram. Öte yandan, kadın istihdamına katkıda bulunacak politikalarla kadınların iş gücüne katılımını her zaman destekliyoruz. Global Çeşitlilik Farkındalık Ayı’nı da mottomuz doğrultusunda hayata geçirdiğimiz etkinliklerle ekim boyunca kutladık. “Cerebral Palsy Farkındalık Oturumu”, “Mental Sağlık Günü Oturumu”, “Kapsayıcı İletişim Eğitimi”, “Kariyerine Yön Ver Paneli” ve “Çeşitliliğimizin Ne Kadar Farkındayız Oturumu” gibi organizasyonlar düzenledik. Ekim ayının başında ise yönetim ekibimiz ile Kapsayıcı Liderlik atölyesinde bir araya gelerek bu konuyu gündeme getirdik. Ben de dahil olmak üzere tüm yönetim ekibi üyeleri olarak bireysel taahhütlerimizi ortaya koyduk, akabinde bu konudaki kararlılığımızı ve vizyonumuzu gösteren şirket taahhüdünü oluşturduk.   

W- Farklı ve özgün projeleriniz oldukça fazla. Tüm bunları nasıl gerçekleştirmektesiniz?
Amgen Türkiye olarak gerçekleştirdiğiniz “ IamGenius Biyoteknolojik Fikirler Yarışması” ile biyoteknolojiye olan odaklanmanıza anlamımıza yardımcı olur musunuz?
 

G.B.-Amgen Türkiye’de bilim odaklı olmayı, var olma amacının merkezinde tutan bir kültürde çalışıyoruz. Ülkemizin geleceğini şekillendirecek gençlerimizde, bilim tutkusu yaratmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz. IamGenius Biyoteknolojik Fikirler Yarışması ile gelecek nesillere ilham vermeyi ve bilim okuryazarlığını güçlendirmeyi hedefliyoruz diyebilirim. Gençlerin bilim alanındaki potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak amacıyla hayata geçirdiğimiz IamGenius Biyoteknolojik Fikirler Yarışması’nı bu yıl ikinci kez düzenledik. Yarışmada kazanan öğrencilerimize Amgen Türkiye’de staj, eğitim ve projelerde yer alma imkanı sunuyoruz. Yarışmamızın gördüğü ilgi bizleri daha da motive ediyor. Yüzlerce öğrencinin başvurduğu yarışmamız ile yenilikçi fikir ve bakış açılarını teşvik etmeye ve desteklemeye devam edeceğiz. 

W- Farklı bir kariyer programınız “Amgeneration” ile gençleri Amgen Türkiye ile tanıştırdınız. Gençleri Amgen Türkiye’de neler beklemektedir? 

G.B.-Bu yıl başlattığımız Amgeneration Genç Yetenek Programımız ile yeni mezunlara jenerasyon etiketleriyle sınırlanmadıkları özgür, gelişim fırsatları sunan ve aynı zamanda network geliştirebildikleri eğlenceli bir sosyal ortam vaat ediyoruz. Amgeneration’ı tasarlarken hem şirketimizde mevcutta çalışan genç arkadaşlarımız hem de şirket dışında farklı platformlarda tanıştığımız genç yeteneklerin sesini dinledik. Programın dizaynında gençlerin dile getirdiği ihtiyaçları dikkate aldık. Pek çok farklı deneyimi dinleyerek içinde rotasyonun, global etkileşimin ve aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirileceği bir program oluşturduk. Amgeneration ile sadece kariyer fırsatları sunmaktan ziyade gençlere hayatları için anlam katabilecekleri bir yol arkadaşlığı sunmaya çalışıyoruz. “Bilime ve Hayal Gücüne İnananların Jenerasyonu” sloganıyla sürdürdüğümüz Amgeneration programının içeriğinde işte öğrenme, departmanlar arası rotasyon, global etkileşim ve sosyal sorumluluk projelerine liderlik etme gibi alanlar yer alıyor. Kısacası, genç yeteneklerimizi Amgeneration olarak tanımlıyoruz. Buradaki çalışma deneyimleri süresince Amgen’in global değerleri ve çalışma kültürü ile bir aradalar… Bu kültüre neler katabilecekleri ve nasıl iz bırakabilecekleri bizler için çok önemli. 

W- Sağlıkta iyileştiren çözümler üretmek adına “Dual Video” projesi ile ödüller aldınız, projenizin kanser hastalarının hayatına katkısı neler olmaktadır?

G.B.-Amgen olarak hastalar için iyileştiren çözümler üretmek üzere çalışıyoruz. Onkoloji hastaları için de destek tedaviler, primer tedaviler kadar hastanın hayatında önem teşkil ediyor. Bu anlamda farkındalığı artırmak için, hastaların hayatlarından kesitler sunarak onların hayatlarına nasıl dokunduğumuzu, sosyal ve psikolojik olarak da nasıl katkı sağladığımızı yeni teknolojilerden faydalanarak dual video projemiz ile anlatmaya çalıştık.

Bu projede, hastalar için hem rasyonel hem de duygusal faydayı anlatmaya, bunun yanında da yaşam kalitesinin kanser hastalarının hayatındaki önemini vurgulamaya çabaladık. Bu “Dual Video” projemiz ile MarTech Awards’da ödüle layık görüldük. “En İyi İçerik Teknolojisi” kategorisinin kazananı olduğumuz için gurur duyuyorum ve tüm ekip arkadaşlarımı tekrar tebrik ediyorum. 

W- Amgen Türkiye olarak kadın sağlığına özel önem vermektesiniz, “Birlikte Güçlüyüz Kampanya”nızın hikayesini paylaşır mısınız? 

G.B.-Amgen olarak uzun süredir, kadın sağlığını iyileştirme odaklı dünya çapında çalışmalar yürütüyoruz. Yakın zamanda yaptığımız uluslararası araştırmamız, kadınların sağlıkla ilgili bazı temel bilgileri olduğunu, ancak bu bilgiyi harekete dönüştürmek için mevcut araçlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıklarını gösterdi. Global olarak yürüttüğümüz Birlikte Güçlüyüz kampanyamızı; kemik sağlığı, kalp sağlığı ve kanser gibi kritik kadın sağlığı sorunlarına ışık tutmak amacıyla 2021 yılında başlattık. Kampanya, kadınların sağlık koşullarına dair bilgisini, tıbbi yardım almanın önündeki engelleri ve COVID-19 gibi dış etkenlerin kişisel sağlık üzerindeki etkisini değerlendiren 2.000’den fazla kadının katıldığı uluslararası bir araştırmanın bulgularını içeriyordu. “Birlikte Güçlüyüz” kampanyası ile kadınların daha sağlıklı bir yaşam yolculuğunda güçlü olmak için ihtiyaç duydukları, kolayca anlaşılabilir sağlık bilgilerine ve araçlara erişim sağladık. Kampanya aracılığıyla, kadınların sağlıklarını korumak için doğru adımları atmalarına yardımcı olmaya ve kadınlar arasında bu konudaki tartışmaları teşvik ettik. Kadınlar, süreç boyunca www.birliktegucluyuz.info adresinden gerekli bilgilere ulaşım sağlayabildiler. 

W- Diyal-TR Çalışmanız ile ülkemize büyük katkı sağladınız, çalışmanın ön çıkan çarpıcı sonuçları nelerdir?
Yeni çalışmalar planlarınızda var mıdır?

G.B.-Son dönem böbrek hastalığı (SDBH) nedeni ile kronik hemodiyaliz (HD) tedavisi görmekte olan hasta popülasyonu, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artıyor. Prevalans yıllar içinde kararlı bir artış trendi içinde. Son yıllardaki veriler ise, artış hızının azalmış olmasına rağmen devam ettiğini gösteriyor. DiyalTR’nin, Türkiye’de Nefroloji alanında gerçekleştirilmiş en kapsamlı gerçek yaşam verisi çalışmalarından biri olduğunu söyleyebilirim. 7 bölgeden 93 merkezin 2.461 hastayla dahil olduğu ve toplam 2 yıllık takip süresine sahip bu çalışmada, kronik hemodiyaliz tedavisi uygulanan hastalarda demografik ve klinik özelliklerinin incelenmesini amaçladık. Diyal-TR çalışması ile, Türkiye’de kronik HD tedavisi görmekte olan hastaların klinik özellikleri geniş ölçekte ortaya kondu. Görece genç yaşlarda olan çalışma popülasyonunda azımsanamayacak sıklıkta saptanan komorbidite ve kardiyak hastane yatışı öyküsünün, kısa ve uzun dönem takipteki klinik özellik değişimiyle beraber tanıyıcı ve önleyici faktörlerin ortaya çıkarılmasına ışık tutabileceğini de paylaşmak isterim. Amgen Türkiye olarak, hekimlerimizle bilimsel platformlarda buluşmaya ve bu gibi değerli projelere imza atmaya ekiplerimiz ile birlikte devam edeceğiz.

devam edecek….