Gözlemsel çalışmaların, yeterli gece uykusuna ek olarak daha sık şekerleme yapan kişilerin gözlemsel çalışmalarda daha yüksek ölüm oranlarına sahip olduğunu dair European Heart Journal’da yayınlanan bir çalışma;
Association of estimated sleep duration and naps with mortality and cardiovascular events: a study of 116 632 people from 21 countries
Sonuç: Günde 6-8 saatlik tahmini toplam uyku süresi, en düşük ölüm riski ve majör kardiyovasküler olay ile ilişkilidir. Gündüz uyuklaması, geceleri 6 saatten fazla uyuyanlarda majör kardiyovasküler olay ve ölüm risklerinin artmasıyla ilişkilidir, ancak ≤6 saat/gece uyuyanlarda bu durum söz konusu değildir.
Gece uykusu, iş veya farklı nedenlerle ara sıra kesintiye uğraması veya başka nedenlerle kısıtlanıyorsa, gündüz şekerleme yapmak genellikle iyi bir şeydir hatta onarıcı olabilir. Fakat, çok fazla uyku zararlı olabilir. Uyuyarak geçirilen aşırı zamanın veya aşırı uyku halinin nörolojik bir bozukluğu hipersomnia‘dır; Uyku REM ve non-REM evrelerinden oluşur. Aktif uyku durumu olarak tanımlanan REM uykusu, toplam uyku süresinin yaklaşık olarak %20 ile %30’unu oluşturur ve bu evre, uykunun başlamasından yaklaşık olarak 90 dakika sonra başlar. Düzenli aralıklarla her 90 dakikada bir bu döneme girilir. Rüyaların görüldüğü bu evrede göz ve solunum dışındaki tüm kaslar hareketsizdir. Nabız ve solunum sayısı yüksek olan REM uykusunda, beyin faaliyeti artmıştır. Non-REM dönemi ise uykunun daha büyük bir kısmını kapsar ve bu dönemde göz hareketleri gözlenmez, nabız ve solunum da yavaştır. Zihinsel ve duygusal durumun düzenlenmesi ve öğrenme ile direkt olarak ilişkisi bulunan uykunun yetersiz olması durumunda fizyolojik ve bilişsel düzende bozulmalar görülür. İşlevi bozulan uyku, yaşam kalitesini hızla düşürerek bedensel ve ruhsal problemlere yol açar. Ancak bazı durumlarda bedensel ve ruhsal problemler de uyku bozukluklarına yol açar. Uyku bozukluklarından biri olan hipersomnia da gece uykusunun alınmasına karşın gündüz de uyku ihtiyacı hissettiren bir hastalıktır.