Sizlere kıssadan hisse kısa bir hikâye anlatacağım. Yılda bir gidebildiğim Trabzon’da bir köylümün hastalığı var ve tedavi olmak istiyor. Ancak haliyle sağlığını kendince riske atmamak için bulunduğu ilde değil de Ankara Hacettepe Hastanelerinde tedavi olmak istiyor.
Dedim niye illa Hacettepe olmasını istiyorsun burada doktorlarımız var, burda da tedavini pekâlâ alabilirsin. Uşağum dedi boğulacaksan büyük denizde boğul. Hacettepe’de tedavimi görürsem iyileşme şansım var oranın doktorları en iyisi. Sonra orasinun imkanlari da iyidur dedi.
Dedim ki güzel amcam bak sağlığına verdiğin bu değer, aslında orada verilen eğitimin kalitesine ve bilimine verdiğin değerdir. Neden kendi sağlığın için aradığın bilimi ve bilimin sunduğu imkânları hayatın diğer alanlarında aramıyorsun onları da sorgulamıyorsun dedim. Uşağum dedi haklisun ama biz bunlari görmeduk. Öyle gelduk oyle gideyruk dedi. İşte tam da bu noktada gelişmiş ve kalkınmış bir toplum ve ülke tesis etmek istiyorsak şunu hep bir ağızdan söylemek zorundayız: “öyle gelip öyle gitmeyelim”. Yaşamın her alanına bilimi hâkim kılalım. Çünkü bilim, tedbirdir, öngörüdür, hayatı değerli kılar, insana değer verir ve hayatları kurtarabilir yeter ki bilimin, bilimsel düşüncenin hâkim olduğu bir toplum inşa edebilelim. Bilim aynı zamanda sorgulamaya açık, şeffaf ve hesap verebilirdir.
Diğer taraftan İslam inancı da önce tedbir sonra tevekkül der. Tevekkül, Allah’a güvenme ve teslim olma anlamına gelmektedir. İşte buradaki tedbir de bilimdir. Tedbir olmadan tevekkül etmiş olmazsınız.
Bilimle ve teknolojiyle kalınız.
Saygılarımla.
Tevfik Bulut
https://tevfikbulut.net/
Yararlanılan Kaynaklar
- Gökcan, M. (2018). Tasavvufta Tevekkül Anlayışı. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD) , 18 (1) , 131-165 . DOI: 10.30627/cuilah.440614