Dünya çapında yaşanan sıcaklık artışları ve deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve artan sera gazları; iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalığı artırmaktadır. Çevresel konulara duyarlı işletmeler faaliyetlerini yeşil yönetim ve sürdürülebilirlik anlayışı ile gerçekleştirmektedir. İşletmeler finansal raporlamanın yanında çevresel sürdürülebilirlikle ilgili raporlamalar da sunmaya başlamıştır.
Akademisyen Dr. Nurten Dönmez ve İlaç sektöründe uzun yıllardır yöneticilik yapan Tuncay Taşkın’ın ilaç sektöründe yaptıkları çalışma Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisinin Ocak sayısında yayınlandı. Araştırmacılar, Türkiye’de ve dünyada faaliyet gösteren ve GRI kapsamında sürdürülebilirlik raporu yayımlayan ilaç sektöründen 15 işletmenin 2020 yılı sürdürülebilirlik raporlarını içerik analizine tabi tutularak yaptıkları çalışmada bu kılavuzların işletmelerin çevresel performanslarını ve çevresel faaliyetlerle ilgili tüm yönlerde kapsamlı ilerlemelerini raporlamak için sağlam ve hazır bir araç sağladığı sonucuna ulaştılar. İşletmelerin, çevresel faaliyetlerini GRI Sürdürülebilirlik Raporlama Kılavuzuna uygun olarak açıklamak için makul çabayı sarf ettikleri ancak raporlamanın, inisiyatife bırakılmış olması nedeniyle çevresel etkiler konusunda işletmelere ait durumu tam olarak yansıtmadığını vurguladılar. Sürdürülebilirliği, doğal çevreyi, diğer türlerin yaşamlarını ve sosyo-ekonomik hususları dikkate alarak; bugünkü insanoğlunun ihtiyaçlarını gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da gözeterek karşılama olarak özetleyen ikili, çağdaş toplumda faaliyet gösteren tüm sektörler için önem arz eden bir konu olduğunu belirterek ilaç endüstrisi için de ilaç üretiminin ve tüketiminin çevresel etkisini göz önünde bulundurmak açısından önem arz ettiğini ifade ettiler.
İlaç endüstrisinin karbon emisyonlarının otomotiv endüstrisindekinden daha fazla olduğunu biliyor muydunuz?
COP27’de sunulan yakın tarihli bir çalışma, şu anda biyoteknoloji ve ilaç şirketlerinin yalnızca %4′ ünün Paris 2030 iklim hedeflerini karşılama yolunda olduğunu ve ilaç endüstrisinin dünyanın en büyük karbon yayıcıları arasında olduğunu ortaya koydu. 2019’da yayınlanan bir makalede ise ilaç endüstrisinin ürettiği her 1 milyon dolar için 48,55 ton karbondioksit eşdeğeri (CO2e) ürettiği sonucuna vardı; bu, aynı dönemde otomotiv endüstrisinden bile daha yüksek.
Çevreci ve bilinçli tüketiciler bu ölçümlerin farkında ve ilaç sektörünün de bu konularla ilgili çalışmalarını görmek istiyorlar. 2021 GlobalData anketine göre; yanıt verenlerin %43’ü çevre konusunu ilaç sektörünün ele alması gereken en önemli alan olarak görüyor. Aynı ankete katılanları %52’si iklim değişikliğini ve %32’si ise kirliliği acil çözüm gerektiren konular olarak görüyor.
Journal of Cleaner Production’da yayınlanan başka bir araştırma; küresel ilaç endüstrisinin, 2015 yılında otomotiv endüstrisininkinden yaklaşık %55 daha fazla sera gazı emisyon yoğunluğu ile önemli bir kirletici olduğunu ortaya koymuştu.
İlaç sektöründe sürdürülebilir çevre için yaptıkları çalışma hakkında görüştüğümüz Tuncay Taşkın; şu anda ilaç endüstrisinde karbon emisyonlarını azaltmayı amaçlayan birçok girişimin olduğunu küçük moleküllü ilaçlar için aktif farmasötik bileşenlerin üretiminin büyük ölçüde fosil yakıtlardan elde edilen kimyasallara dayandığını, bunun mikrobiyal enzimler gibi doğada görülen kimyasal süreçlere veya fermantasyona dayalı bir yönteme dayalı sentetik biyoloji ile değiştirilmesi önemli ölçüde azaltabileceğini vurguladı. Tek kullanımlık nakliye çözümlerinin tercihinin azaltılması ve ambalaj malzemelerinin doğru boyut ve ağırlıkta seçilmesi ile birlikte geri dönüştürülebilen ambalajların kullanımının önemli bir fayda sağlayacağını da ekledi. Dr. Nurten Dönmez ise yenilenebilir enerji kullanmanın çevresel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği için öneminin altını çizdi. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji üretim süreçlerinde sera gazı yaymadığından ilaç üretiminde de temiz ve uygulanabilir çözüm olduğunu belirterek yenilenebilir enerji kullanımının karbondioksit emisyonlarını azaltarak çevrenin korunmasına ve iklim değişikliğine karşı önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı.
Dr. Nurten Dönmez ve Tuncay Taşkın; 2001 yılında 390 milyar USD olan küresel ilaç pazarının 2021 yılında 1.42 trilyon USD’na ulaştığını vurgulayarak dünya genelinde hem ekosistemler hem de insan sağlığı için bir tehdit olarak kabul görmeye başlayan farmasötik kirlilik için ilaç endüstrisinin daha sağlıklı ve çevresel açıdan daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye gayret göstermesi gerektiğini belirttiler. Bilim ve teknoloji; kaliteye dayalı, sağlıklı ve yeşil sonuçlar sunarken sürdürülebilirliğin tüm değer zincirlerine entegre edilmesi ve bu entegrasyonun çevik, yenilikçi, kanıta dayalı bir strateji yürütülerek yapılmasının son derece önemli olduğuna işaret ettiler.
Çalışmanın tam metnini için: