GSK, Türkiye’de 60 yılı aşkın deneyimi ile ülkemizi derinden etkileyen depremler sonrası hayata geçirdiği inisiyatiflerle bölge halkının yanında olmayı sürdürüyor. Deprem bölgesindeki çalışanları için hayata geçirdiği uygulamalarıyla da şirketin her koşulda çalışanlarının yanında olmaya devam ettiğini gösteriyor.
GSK Türkiye, Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin ardından deprem bölgesine olan desteklerini sürdürmeye devam ediyor. Sürecin ilk anından itibaren ilgili resmi kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle temas halinde olan GSK Türkiye hem Türkiye’deki hem de global seviyede iş birliği içerisinde olduğu kurum ve kuruluşlar aracılığıyla ilk aşamada acil ihtiyaçlar için 1 Milyon sterlin tutarında bağış yaptı.
Şirket bununla birlikte tüm dünyadaki GSK çalışanlarının destek olabileceği bir bağış toplama kampanyası başlattı ve yapılan yardım tutarı kadar ek bir bağışta da bulundu.
Afet Sonrası “Çalışan Destek Programı”
GSK Türkiye, çalışanlarını her anlamda destekleyen şirket politikasına paralel olarak, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede bulunan çalışanlarına da farklı alanlarda birçok destek sunuyor. Bölgede bulunan 34 çalışanına sağladığı maddi desteğin yanında, barınma ihtiyaçlarına yönelik çözümler de sunan GSK Türkiye, depremin ilk gününden itibaren gerçekleşen düzenli toplantılarıyla durum değerlendirmeleri yaparak ihtiyaçları takip ediyor. Ayrıca, şirketin insan kaynakları uygulamalarından biri olan “Çalışan Destek Programı” kapsamındaki tüm çalışanlar ve ailelerinin faydalanabildiği klinik psikologlarla birebir görüşme desteği, deprem sürecinde de yoğun olarak kullanıldı. Bununla birlikte GSK’nın tüm çalışanlarına yönelik “Doğal Afet ve Kriz Durumlarında Ruh Sağlığının Korunması” konulu klinik psikolog oturumu da dahil olmak üzere afet yönetimine dair farklı oturumlar gerçekleştirildi.
Afet Bölgesindeki Çocuklar ve Gençler İçin TOG İş Birliğinde Anlamlı Proje
GSK Türkiye, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında harekete geçen 440 Toplum Gönüllüsüyle bir araya gelerek depremzedeler için yola çıkmaya hazırlanıyor. GSK Türkiye çalışanlarının katılımıyla planlanan proje kapsamında afet bölgesinde yaşayan 6-23 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik hayata geçirilecek proje kapsamında; eğitim odaklı çok yönlü bir destek merkezinin kurulması planlanıyor. Projenin temel amacı deprem sonrası toplumda oluşan travmaların atlatılmasına katkı sağlamakken; destek merkezindeki çeşitli aktivite ve etkinliklerle bölgedeki çocukların ve gençlerin iyi olma süreçlerini kolaylaştırmak hedefleniyor.
Çalışanların ve Ailelerinin Sağlığını Korumak En Temel Öncelikler Arasında
GSK Türkiye’de, çalışanlarının ve ailelerinin sağlığını korumak en temel öncelikler arasında yer alıyor. Bununla birlikte şirket, çalışanları için değerli anlarda yanlarında olduklarını hissettirecek bir kurum kültürü yaratma hedefiyle uygulamalarına her geçen gün yenisini ekliyor.
GSK Türkiye, uzun yıllardır çok kapsamlı bir sağlık hizmeti olan ÇOK YAŞA Sağlık Programı’nı başarıyla sürdürüyor. Bu çerçevede, GSK çalışanlarına ve ailelerine aşılama, yaygın kanser türleri için tarama, rutin sağlık kontrolleri, doğum öncesi bakım ve sigara bırakma desteği gibi farklı alanlarda ücretsiz olmakla birlikte çalışanların katılım payı ödemediği 40’a yakın sağlık hizmetinden faydalanma imkânı sağlanıyor.
Bununla birlikte, GSK Türkiye çalışanlarının hayatlarındaki evlilik, babalık ve annelik gibi önemli anlarda izin süreçlerinde yasal uygulamaların üzerinde izin hakkı sağlayarak, çalışanlarını bu önemli dönemlerinde daha fazla destekliyor. Bu doğrultuda, yeni ebeveynlere 7/24 hemşire desteği, gebelik dönemine özel beslenme danışmanlığı, işe dönüşte adaptasyonu desteklemek adına Mom-Buddy uygulaması, doğum sonrası işe dönüşte part time çalışma imkânı, doğum öncesi ve sonrası diyetisyen desteği, doğum izni sonrası psikolojik destek programı, kreş yardımı gibi yakın dönemde hayata geçirilen yeni uygulamalarla ebeveynlerin hayatının kolaylaşması hedefleniyor. Yüzde 55’i kadınlardan oluşan merkez ofis ve yönetim ekibiyle kadın istihdamı ve fırsat eşitliği konusunda da öne çıkan GSK Türkiye’de, yeni anne baba olan ailelerde, ebeveyn sorumluluğunun eşler arasında eşit olarak paylaşılması amacıyla hayata geçirilen babalık izni uygulamasıyla baba olan çalışanlar 18 hafta süre ile ücretli izin kullanabiliyorlar.
Şirketin çeşitlilik ve kapsayıcılık anlayışı doğrultusunda, dileyen çalışanların hem karşı hem de aynı cinsiyetten partnerlerini sigorta kapsamında alma hakkı da hayata geçirilen değerli uygulamalardan biri.
GSK Türkiye Sektörün En İyi İşverenleri Arasında Öne Çıkıyor
GSK Türkiye, geçtiğimiz yıl da dünyada insan kaynakları alanında en prestijli organizasyonlardan biri olan ‘Top Employers Enstitüsü’ tarafından hazırlanan En İyi İşverenler listesinde yer alarak, art arda 7. kez bu unvana layık görülmüş oldu. Bununla birlikte GSK, İlaca Erişim Endeksi’nde de zirvedeki yerini koruyor. Üst üste 8. kez lider olan GSK, düşük gelirli ülkelerde sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve erişim girişimlerini desteklemek için yapacağı yatırımları da geçtiğimiz yılın sonunda duyurmuştu.
GSK Türkiye İletişim ve Hasta İlişkileri Lideri Selcen Çökdü kurum olarak hem çalışanlarına hem de topluma karşı sahip oldukları sorumluluğun farkında olduklarının altını çizerek: “GSK Türkiye olarak bilimi, yeteneği ve teknolojiyi birleştirerek toplum sağlığına fayda sunmak amacıyla çalışırken bir diğer önceliğimiz çalışanlarımızın sağlığı, gelişimi ve mutluluğu. Öte yandan, yaşadığımız yıkıcı depremler sonrası üzerimize düşenleri hayata geçirmenin sorumluluğu içerisindeyiz. Çalışanlarına ve ailelerine değer veren, onlara her anlamda destek olmayı önceliklendiren bir kurum olarak, depremlerin ardından bölgede bulunan çalışanlarımızın maddi, manevi ihtiyaçlarını hızlıca belirleyerek, onların yanında olduğumuzu hissettirmek için elimizden geleni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Ayrıca Toplum Gönüllüleri Vakfı iş birliğinde gerçekleşecek, GSK çalışanlarının da gönüllülük esasıyla dahil olacağı projemiz ile afet bölgesindeki çocuklara ve gençlere destek olmayı hedefliyoruz. GSK ailesi adına ülkemizin bir daha böylesine felaketler yaşamamasını temenni ediyoruz. İçinde bulunduğumuz topluma değer katmaya ve çalışanlarımıza sunacağımız destekleyici uygulamalarla onların her koşulda yanlarında olmaya her zaman devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.