ABD’de doktorlar nakledilen kalbi korumak için sağlıklı karaciğeri değiştirerek 31 yaşındaki bir kadının hayata tutunmasını sağladılar.
ABDnin Washington eyaletinde yaşayan,31 yaiındaki Bellingham’dan Adriana Rodriguez adlı kadın,, üçüncü çocuğunu dünyaya getirdikten iki hafta sonra koroner arterinde tıbbi terimlerle diseksiyon olarak bilinen bir yırtılma yaşadı. Bu diseksiyonların hamilelik sırasındaki stres ve hormonal değişikliklerden kaynaklandığı düşünüldü ve doğumdan sonra ilaç tedavisine başlandı.
Ancak ilaca ve agresif tedavilerere yanıt vermeyen Rodriguez’in ciddi kalp yetmezliği ilerledi. Vücudun kan akışının pompalanması ve oksijenlenmesinde kalbin ve akciğerlerin rolünü üstlenen, ekstrakorporeal membran oksijenasyon sistemi (ECMO) adı verilen bir makine bağlandı. Bu makinedeki hastalar genellikle ancak nakil olduktan sonra makineden çıkabilirler.
Ancak, Rodriguez hamile olduğu için doktorlar, vücudunun donör kalbi reddetme olasılığının yüzde 99 olduğunu belirlediler.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden (UW Medicine) Kalp Enstitüsü’de 2021’de yapılan bir araştırma, hem kalp hem de karaciğer nakli yapılan hastaların “derin immünolojik koruma” yaşadığını gösterdi. Son derece sağlıklı bir karaciğeri olmasına rağmen, doktorlar Rodgriguez’in yeni bir kalp ve karaciğer aldığı ve kendi karaciğerini çıkarıp başka bir hastaya yerleştirdiği 17 saatlik başarılı bir ameliyat gerçekleştirdiler. Daha sonra, doktorlar sonuçların ne olacağını görmek için beklediler.
Nakilden 65 gün sonra, bu donör organlara karşı antikorları tamamen kayboldu. Rahat bir nefes alan doktorlar koşulsuz bir başarıya miza attıklarını kaydettiler.
Ancak doktorlar geçmişte ve şimdi prosedürün neden işe yaradığından tam olarak emin olamadıklarır organ degişiminin gizemini çözmenin gelecekteki tedavilerin anahtarı olabileceğini belirttiler.
Rodriguez’in ekibinde kalp yetmezliği uzmanı olan Daniel Fishbein, “Bence transplant immünolojisi bilimini tam olarak anlamadık. Bunun gibi hastalardan çok şey öğrenebiliriz. Sihri anlamamız gerekiyor, böylece bir gün organ yerine ilaçlarla tekrarlayabileceğimizi umuyoruz.”