Ana Sayfa Tıp&Sağlık Sırt Ağrısı Omurga Tümörü Habercisi Olabilir

Sırt Ağrısı Omurga Tümörü Habercisi Olabilir

Sırt ağrısı, omurga tümörleri gibi ciddi sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir. Omurga tümörleri genellikle nadir görülen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen durumlardır.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünden Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, omurga tümörü ile ilgili önemli noktalara değindi.

Omurga-Vertebra Tümörleri

Omurga (Vertebra) tümörleri çeşitli şekillerde tanımlanabilir. Öncelikle omurga kemiği ile omurilik tümörlerini birbirinden ayırt etmek gerekiyor. Biz burada sizlere omurga kemiği tümörlerinden bahsedeceğiz.

Omurga kemiği tümörleri kendi dokusundan (primer=birincil) ve vücudun başka kanser odağından kaynaklanan (metastatik=sekonder) olmak üzere iki gruba ayrılır.

Omurga, akciğer ve karaciğeri takiben kanser hücrelerinin metastaz yaptığı en yaygın üçüncü bölgedir Omurları etkileyen çoğu tümör, vücudun başka bir yerinden omurgaya yayılır (metastaz yapmış) ve genellikle prostat, meme, akciğer, böbrek, tiroid veya barsak kaynaklıdır. Vücudun herhangi bir yerinde kansere yakalanmış tüm hastaların yüzde 40’ından fazlası, kanserlerinin yaşamları boyunca omurgalarına yayılmasını yaşayacaktır. Neyse ki, bu hastaların sadece yüzde 10’unda şikayete neden olur. Bu nedenle vertebral tümörler, daha önce kanser öyküsü olan kişilerde daha yaygındır.

Omurganın kendi dokusundan kaynaklı (primer) tümörler çok daha az yaygındır. Primer tümörler iyi (benign) ya da kötü (malign) karakterde olabilir.

• İyi huylu bir spinal tümör genellikle düzgün sınırlara sahiptir. İyi huylu bir tümör kanser değildir, ancak şikayetlere neden oluyorsa, omurga üzerinde hasara neden oluyorsa veya sinirlere baskı oluşturuyorsa çıkarılması gerekebilir. Anevrizmal kemik kisti, osteoid osteoma, osteoblastoma, osteokondrom ve hemanjiom bunlara örnektir.

• Kötü huylu tümörler komşu sağlıklı dokulara yayılabilen, başka organlara (akciğer, karaciğer vs) sıçrayabilen ve hayatı tehdit edebilen kanserlerdir. Malign omurga tümörlerinde kondrosarkomlar, Ewing sarkomları ve osteosarkomlar bulunur.

Omurga tümörleri, özellikle büyüdükçe ve bulunduğu yerdeki dokulara hasar verdiği ölçüde, farklı şikayetlere neden olabilir. Tümörler omurga kemiğiniz dışında omuriliğinizi veya sinir köklerini, kan damarlarını veya komşu organlarınızı etkileyebilir. Omurga tümör belirtileri ve semptomları arasında şunlar olabilir:

• En sık şikayet sırt ağrısıdır. Sırt ağrısı istirahat ile hafiflemediği gibi geceleri daha şiddetli olabilir.

• Özellikle kollarınız veya bacaklarınızda duyu kaybı veya kas zayıflığı

• Yürüme zorluğu, bazen düşmelere neden olabilir.

• Bağırsak veya mesane fonksiyonunun kaybı (idrar ve dışkı yapamama/kontrol edememe)

• Yavaş ya da hızlı gelişen kol ya da bacağın bir kısmını yada tümünü etkileyen felç gelişebilir.

Omurga tümörleri, tümör tipine bağlı olarak farklı oranlarda ilerler.

Ne zaman doktora görünmek gerekir

Sırt ağrısının birçok nedeni vardır ve çoğu sırt ağrısına bir tümör neden olmaz. Ancak, erken tanı ve tedavi vertebral tümörler için önemli olduğu için, doktorunuza sırt ağrınız ile ilgili şu bilgileri verin:

• Kalıcı ve ilerleyici

• Etkinlikle ilgili değil

• Geceleri daha da kötüleşiyor

• Kanser hikayeniz var ve yeni sırt ağrısı gelişti

Aşağıdaki durumlarda hemen tıbbi yardım alın:

• Bacaklarınızda veya kollarınızda ilerleyici kas zayıflığı veya uyuşma

• Bağırsak veya mesane fonksiyonundaki değişiklikler

Gidişat (Prognoz)

Bir omurga tümöründe gidişatı belirleyen mevcut tümörün iyi ya da kötü olmasıdır. İyi huylu tümörler uygun cerrahi ile genellikle sorunsuz iyileşir. Omurganın kendisinden kaynaklanan (primer) kötü huylu tümörlerde gidişatın iyi olması, tümörün başka organa yayılmamasına, cerrahi ile tamamının çıkarılmasına ve kemoterapi ve/veya radyoterapiye iyi bir cevap vermesine bağlıdır.

Başka bir kanser odağından kaynaklanan (metastaz) omurga tümörlerinde gidişat başlıca, mevcut kanserin cinsi, omurga dışında başka bir organa yayılım varlığı ve hastanın genel durumuna bağlıdır.

Riskler

Hem iyi hem de kötü vertebral tümörler, omiriliğinizdeki sinirleri sıkıştırarak, tümörün bulunduğu yerin altında bir hareket veya duyu kaybına yol açabilir. Bu bazen bağırsak ve mesane fonksiyonunda değişikliklere neden olabilir. Sinir hasarı kalıcı olabilir.

Bir vertebral tümör, omurganın kemiklerine de zarar verebilir ve onu dengesiz hale getirebilir; bu da ani bir kırık veya omuriliği yaralayabilecek omurganın çökmesi riskini artırır.

Bununla birlikte, eğer tümör erken yakalanır ve hızlı bir şekilde tedavi edilirse, daha fazla fonksiyon kaybını önlemek ve sinir fonksiyonunu yeniden kazanmak mümkün olabilir. Yerleşin yerine bağlı olarak, omuriliğin kendisine doğru baskı yapan bir tümör yaşamı tehdit edici olabilir.

Teşhis

Vertebral tümörler bazen göz ardı edilebilir çünkü semptomları daha sık görülen durumlara benzemektedir. Bu nedenle, doktorunuzun tam tıbbi geçmişinizi bilmesi ve genel fiziksel ve nörolojik muayeneleri yapması özellikle önemlidir.

Eğer doktorunuz bir vertebral tümörden şüpheleniyorsa, aşağıdaki testlerden biri veya birkaçı tanının doğrulanmasına yardımcı olabilir ve tümörün yerini belirleyebilir:

Düz grafi: Düz radyografi, pediküllerin veya omur gövdesinin erozyonunu göstermek için kullanılır. Bununla birlikte, radyolojik bulgular sadece kemik yıkımı% 30-50’ye ulaştığında ortaya çıkmaktadır.

• Manyetik rezonans görüntüleme (MRG). MRG, omurga, omurilik ve sinirlerinizin doğru görüntülerini üretmek için güçlü bir mıknatıs ve radyo dalgaları kullanır. MRG genellikle vertebral tümörleri teşhis etmek için tercih edilen testtir. Belli dokular ve yapıları vurgulamaya yardımcı olan bir kontrast madde, test sırasında ayağınızdaki veya önkoldaki bir damar içine enjekte edilebilir.

• Bilgisayarlı tomografi (BT) taraması. MRG yumuşak dokuları daha ayrıntılı gösterirken BT kemik yapıları göstermede daha üstün ve kullanışlıdır. BT taraması MRG ile kombinasyon halinde kullanılabilir. Ayrıca nereden kaynaklandığı bilinmeyen metastaz hastalarında primer odağı saptamak için akciğer, karın (batın) tomografisi çekilir.

Metastatik hastalarda başka bir omurga lokalizasyonunda da lezyon olabilme ihtimalinden dolayı (%15) görüntüleme yöntemleri tüm omurgayı içerecek şekilde çekilmelidir.

Kemik tarama(sintigrafi): Özellikle metastaz hastalarında omurga dışında başka bir kemikte lezyon olup olmadığını teyit etmek için kullanılır.

Pozitron emisyon tomografisi (PET) –CT: Sistemik hastalığın hızlı taranmasına ve evrelemesine izin verir. Ayrıca kanserli hastalarda kemoterapiye yanıtı belirlemek için kontrol amaçlı çekilebilir.

• Biyopsi. Çoğu zaman, tümör tipini belirlemenin tek yolu, bir mikroskop altında küçük bir doku örneğini (biyopsi) incelemektir. Biyopsi sonuçları tedavi seçeneklerini belirlemede yardımcı olacaktır.

Biyopsi örneğini elde etmek için kullanılan yöntem, genel tedavi planının başarısı için kritik olabilir. Çoğu durumda anestezi altında bir görüntüleme (genellikle X-ışını=skopi veya BT ) klavuzluğunda biyopsi iğnesi ile kapalı olarak işlem uygulanır.

Çoğu vertebral tümör için tedavi seçenekleri şunlardır:

• Ameliyat.

Cerrahi olarak vertebral tümörün çıkarılması ve oluşan boşluğun doldurulması: İdeal olarak, vertebral tümör tedavisinin amacı tümörden tamamen kurtulmaktır. Ancak, bu, omurilikte veya çevredeki sinirlerde kalıcı hasar riskiyle beraber olabilir. Bu seçenek genellikle genel durumu iyi olup uzun dönem yaşam beklentisi olan hastalar için tercih edilir.

Omirilik basısına neden olan tümör dokusunun ortadan kaldırılması ve omurganın sabitlenmesi: Özellikle malign karakterdeki tümörler omirilik basısına neden olarak kısmı yada tam felçe neden olabilir. Bu durumda basıyı ortadan kaldırmak için omiriliğin etrafı boşaltılır (seperasyon cerrahisi) ve etkilenen omurgayı sabitlemek için vidalama yöntemi (enstrümentasyon) uygulanır.

Vertebroplasti/ Kifoplasti: Bu prosedürler, çökmüş vertebral kemiği yeniden yapılandırıp hizalanmayı düzeltmesine veya bir sinir üzerindeki basıncı gidermesine izin verir. Vertebroplasti ve kifoplasti, X-ray ekipmanı (skopi) olan bir ameliyathanede gerçekleştirilen görüntü kılavuzlu prosedürlerdir.

Bu prosedür ya genel anestezi altında ya da lokal anestezi destekli sedasyon altında (hastanın uyanık olduğu) yapılır. Bir veya iki iğne, arkadaki deriden kırık vertebraya röntgen rehberliği altında kapalı olarak ilerletilir. Skopi ile iyi iğne yerleşimini doğruladıktan sonra, cerrah kemik çimentosunu kırık vertebraya enjekte eder. Çimento, birkaç dakika içinde sertleşir, kemikte ani stabilite ve ağrının giderilmesini sağlar. Bu yöntem genel durumu iyi olmayan kanser hastalarında uygulanabilir.

Radyoterapi:  Bu, tümüyle çıkarılamayacak tümörlerin kalıntılarını ortadan kaldırmak için operasyonu takiben veya ameliyat edilemez tümörleri tedavi etmek için uygulanabilir

Bazı vertebral tümörler için ilk basamak tedavi olabilir. Radyasyon tedavisi, ameliyat çok riskli olduğunda yalnızca ağrıyı hafifletmek için de kullanılabilir.

Stereotaktik radyocerrahi (SRS). Aslında cerrahi olmayan bu tedavi, yüksek dozda kesin olarak hedeflenen radyasyon sağlar. SRS’de, doktorlar, bilgisayarları radyasyon ışınlarını tüm noktalarda kesin doğrulukta ve birden çok açıdan odaklamak için kullanır. Klasik radyoterapi yöntemlerine göre etkinliği yüksek ve yan etkisi düşüktür. Radyocerrahide, vertebra tümörlerini tedavi etmek için radyasyonu stereotaktik olarak kullanan farklı tipte (Cyberknife vs) teknolojiler vardır.

• Kemoterapi:  Birçok kanser türü için standart bir tedavi olan kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek veya büyümelerini engellemek için kullanılır. Tek başına ya da diğer terapilerle kombinasyon halinde kullanılabilir.

• Hormonoterapi: Sıklıkla prostat ve meme kanserli hastalarda kullanılır.

İmmünoterapi: Melanom, akciğer ve böbrek kanserine bağlı metastatik hastalarda kullanılır

Steroidler: Cerrahi ve radyasyon terapisi, tümörlerin kendisi de omurilikte mikropsuz iltihaba (enflamasyon) neden olabilir, doktorlar bazen ameliyatı takiben ya da radyasyon tedavisi sırasında ödemii azaltmak için kortikosteroidler reçete ederler.

Kortikosteroidler inflamasyonu azaltsalar da, kas güçsüzlüğü, osteoporoz, yüksek tansiyon, diyabet ve enfeksiyona karşı artmış duyarlılık gibi ciddi yan etkilere neden olduğu için genellikle kısa süreli olarak kullanılırlar.

• Bifosfanatlar: Kemik güçlendirmesi için kullanılan bu ilaçlar tümörden etkilenen kemiklerde çökme ve kırılma riskini azaltmaktadır.