A Vitamini, kök hücre soy seçimlerini düzenlemek için soylardaki esnekliği çözer.
Cildimizdeki özel hücreler yarayı kapatmak için yeni bir deri oluşturarak yardıma koşar. Hücrelerin bir kısmının amacı cildi onarmaktır. Saç büyümesi genellikle dış faktörlerin bir sonucudur. Ancak bu gibi durumlarda cildin iyileşmesine yardımcı olmak için işlevlerini geçici olarak değiştirebilirler.
Rockefeller Üniversitesi’nden araştırmacılar, soy esnekliğini yakından inceledi. Vücudun iyileşmesine yardımcı olduğu için bunun önemli olduğunu düşünen ekip, fazlasının kronik iyileşme veya kanser gibi sorunlara yol açabileceğini öne sürdü.
Ekip, vücudun bu süreci nasıl düzenlediğine dair daha fazla bilgi edinmek için fare kök hücreleri üzerinde çeşitli kimyasallarla deneyler yaptı. Bir A vitamini olan retinoik asidin faydalı olduğunu keşfettiler.
Araştırmacılar, bir tür A vitamini olan retinoik asit düzeylerini değiştirmenin, farelerde kök hücrelerin cilt yaralanmalarına tepki vermesini ve saçları yeniden büyütmesini etkilediğini keşfetti.
Retinoidler ile BMP ve WNT gibi moleküller arasındaki bu etkileşim, kök hücrelerin sessiz mi kalacağını yoksa saçları yeniden büyütmekle mi meşgul olacağını belirledi.
Grup ayrıca, saç folikülü kök hücrelerinin yara iyileşmesine yardımcı olması için uygun retinoik asit oranının gerekli olduğunu da keşfetti. Aşırı yüksek seviyeler onların işleri uygun şekilde değiştirmelerini engeller. Buna karşılık, düşük seviyeler onların onarıma çok fazla odaklanmasına ve saç büyümesine daha fazla ihtiyaç duymasına neden oluyor.
Retinolün (A vitamininin bir formu) vücudu nasıl etkilediğini uzun zamandır anlamak zordu. Nadir durumlarda yaralara retinoid kremlerin uygulanması saç büyümesini hızlandırabilir; ancak retinoidlerin aşırı kullanımı saç dökülmesine neden olabilir. Cilt iyileşmesi açısından retinoid etkileri de aynı şekilde çelişkilidir. Yakın zamanda yapılan bu araştırmaya göre retinoidler cilt ve saç hücrelerinin temel düzenleyicileridir.
Retinoidlerin kanser hücreleri, özellikle de skuamöz ve bazal hücreli karsinom gibi cilt hücreleri üzerindeki etkileri, Fuchs laboratuvarındaki araştırma konusunu oluşturmaktadır. Fuchs’a göre dizginsiz soy esnekliği, kanser kök hücrelerinin her durumda anormal davranmasına neden olarak kanseri daha da kötüleştiriyor gibi görünüyor.
Bazal hücreli karsinomlar daha az soy plastisitesine sahiptir ve skuamöz olanlardan daha az agresiftir. Gelecekteki araştırmalar soy esnekliğini durdurmanın tümör büyümesini kontrol etmeye ve sonuçları iyileştirmeye yardımcı olabileceğini gösterirse, retinoidler kanser tedavisinin önemli bir parçası haline gelebilir.
A vitamini, özellikle de retinoidler, kök hücrelerin nasıl çalıştığı ve yaraları iyileştirdiği için gereklidir.
Araştırmacılar, retinoidlerin ve kök hücrelerin nasıl etkileşime girdiğini anlayarak cilt sorunlarını tedavi etmenin yeni yollarını bulmayı ve kanserin nasıl büyüdüğü ve yaraların nasıl iyileştiği hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyor.