YÜZDE 16’SI ACİL DEĞİL: Acildeki yığılmaları önlemek istiyoruz. Toplamda yüzde 26-27 olan acil oranı içinde yüzde 16’sının acil olmayan hasta olduğunu biliyoruz. Yani yüzde 16’sının fazla olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla amaç acil olmayan hastanın acil olmadığını tespit edip, normal polikliniklere yönlenmesini sağlamak.
RANDEVU SİSTEMİ KOLAYLAŞACAK: Temelde öncelikle Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) dediğimiz sistemde daha yoğun randevunun şekillendiği bir uygulama arzuluyoruz. Yüzde 28 oranında MHRS üzerinden randevu alınarak polikliniğe geliniyor. Bunu her geçen gün artırmayı istiyoruz. Ayrıca acil olmayan hastanın da tespit edilip normal poliklinik ortamında takibi önemli.
ACİL TANIMI DEĞİŞİYOR: Bir diğer önemli sorun, biliyorsunuz sarı, yeşil, kırmızı (triyaj) tanımlamalar var. Bu tanımlamaların içeriğini, dediğim çerçevede şekillendirerek, anlamlandırarak yeni bir yaklaşım getirmek istiyoruz. Biz ne kadar poliklinik ilave edersek, ne kadar ortamı genişletiyor olsak bile yüzde 27-28 oranındaki acil hastayı her geçen gün artıran, bütün hastalara acil muamelesi yapan ve toplamda her geçen gün acil hastanesine dönen bir yapıya dönmüş oluruz. Bunu çözmenin yolları da dediğim iki önemli yöntem. Katılım payını artırarak değil var olan sistemi düzelterek sonuç alabiliriz.
AİLE HEKİMLERİNİN YÜKÜ: (Hastaların aile hekimlerine yönlendirilmesi) Bugün aile hekimlerinin halen ciddi oranda baktıkları hasta sayısı 3 bin 300 gibi. Aile hekimliğini her geçen gün baktığı, sorumlu olduğu kişi sayısını 2 binlere doğru indirebilirsek yeni yöntemleri her dönem uygulayabiliriz. Ama şimdi kaosa sebep olur.
YAŞLI HEKİMLERİN YÖNLENDİRİLMESİ: (Yaşı ileri doktorlar var, emekli olmayı düşünüyor. İşlerini azaltmak için aile hekimliğine kaydırmak söz konusu olabilir mi?) Olabilir niye olmasın.