Muğla’nın Bodrum ilçesinde görevli bulunduğu Aile Sağlığı Merkezi’nde bir hasta ve kardeşinin saldırısına uğrayan aile hekiminin kalbi durdu. Aile hekimi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı, saldırganlar da yakalandı. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, “Aile hekimleri olarak, zor çalışma şartları, uygunsuz hukuksuz kışkırtılmış hasta talepleri ve bitmek bilmeyen angaryalar ile mücadele ederken, şiddet olaylarının yaşanmasını kabul etmiyoruz bu nedenle Muğla’da bir basın açıklaması yapmak ve 1 gün iş bırakmak üzere toplandık” diyerek Federasyon olarak olayı kınadıklarını belirtti.
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Ortakent Mahallesi’nde hasta ve yakını ile tartışan ve darp edildiği de öne sürülen kalp hastası Dr. Tezvar’ın kalbi durmuştu. 112 acil servis ekibi ile Bodrum’da özel bir hastaneye sevk edilerek entübe edilen ve anjiyo yapılan aile hekimi yoğun bakıma alınırken hekime saldıran hasta ve kardeşi gözaltına alınmıştı.
Aile Hekimleri sağlık çalışanlarına şiddeti kınamak üzere olayın gerçekleştiği Aile Sağlığı Merkezi önünde toplandı, basın açıklaması yaparak 1 gün süreyle iş bıraktıklarını açıkladı. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) başta olmak üzere eyleme birçok STK’yı temsilen Aile Hekimleri katıldı.
AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, Aile Hekimi meslektaşımız Dr. Mustafa Hürkal Tezvar, hasta ve hasta yakını şiddetine maruz kalmıştır. Bilinen kardiyak hastalıkları bulunan meslektaşımız olay yerinde fenalaşmış, arrest olmuş ve hastaneye 112 aracılığıyla götürülerek acil anjiyoya alınmak zorunda kalmıştır. Şu an yoğun bakımda olan meslektaşımızın hayati tehlikesi devam ediyor” dedi.
Dr. Nehir, “bizler hastalarımızın ve ülkemizin sağlığını korumak için büyük bir fedakârlık gösterirken; fedakarlığımızın karşılığı şiddet olmamalıdır. Hekime yönelik şiddet, hiçbir gerekçeyle mazur görülemez. Mevcut hukuki düzenlemelerin caydırıcılığı yetersizdir. Önlemlerin ve yaptırımların artırılması gerekmektedir” diyerek sağlıkta şiddetin sadece hekimlerin ve sağlık çalışanlarının değil ülkemizin sorunu olduğuna dikkat çekti. “Sağlıkta şiddete dur demek için hep birlikte hareket edilmelidir. Sağlıkta şiddet olaylarının son bulması için Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı gerekli önlemleri bir an önce almalıdır. Aile sağlığı merkezlerinin ve çalışanlarının iş güvenliği sağlanmalıdır.”
Dr. Nehir sözlerine şöyle devam etti. “Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olarak, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artık dayanılmaz boyutlara ulaştığını ve bu durumun meslektaşlarımız üzerinde büyük bir psikolojik baskı oluşturduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Zor çalışma şartları, uygunsuz ve hukuksuz taleplerle mücadele eden aile hekimleri ve sağlık çalışanları, her gün idarenin ve yüzlerce hastanın taleplerine yanıt vermeye çalışırken, aynı zamanda şiddet riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve kalitesi açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Sağlıkta şiddet, sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorundur. Mevcut hukuki düzenlemelerin caydırıcılığı yetersiz kalmakta, şiddet olaylarının önlenmesi için daha etkili önlemlerin alınması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na, sağlık çalışanlarının can güvenliğini ve insani çalışma koşullarını sağlamak için acil adımlar atmaları çağrısında bulunuyoruz. Aile sağlığı merkezlerinin ve çalışanlarının iş güvenliği sağlanmalı, şiddete karşı caydırıcı önlemler artırılmalıdır. Aile sağlığı merkezlerinde yalnızlığımıza terk edildik; tükeniyoruz, tükendik.”
“Bu vesileyle, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınıyor, meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Sağlıkta şiddete hayır diyoruz ve bu sorunun çözümü için tüm sağlık STK’larını ve çalışanlarını ortak hareket etmeye davet ediyoruz. Sayın Bakanımızın iletişime açık tavrını takdirle karşılıyor ve sorunlarımız ile ilgili konuşabilmek için açık çağrıda bulunuyoruz. Sağlıkta şiddet ile ilgili somut adımlar atılmasını bekliyoruz.”
Dr. Türkü Yağmur Nehir, can güvenliklerinin sağlanmadığı ve insani çalışma ortamlarının oluşturulmadığı şartlarda çalışmak istemediklerinin de altını çizdi.