Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Dünya Sağlık Örgütü’ne bir mektup gönderdi. Federasyon Yönetimi mektupta; “Dikkat çekmeyi istediğimiz durum; şüpheli vakaların istatistiklere yansıyıp yansımadığına ilişkin kaygılarımız ve dünya genelinde standartların tam olarak oluşmamasından duyduğumuz tedirginliktir” dendi.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nun Dünya Sağlık Örgütü’ne yönelik yayınladığı açık mektupta pandemi dönemine ilişkin toplum ve sağlık çalışanları için önem taşıyan konulara yer verildi.
“Ocak ayının başlarında Çin’in Vuhan kentinde başlayan ve tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 11 Mart 2020’de “pandemi” ilan etti. Aynı günlerde DSÖ Başkanı, virüsün kendisi kadar, ülkelerin virüse karşı yeterli adımları atmamasının da alarm verici olduğuna dikkat çekerek; “Her ülke tespit, test, tedavi, izolasyon ve halkını harekete geçirmek yoluyla hâlâ bu pandeminin gidişatını değiştirebilir” ifadelerini kullandı.
Geldiğimiz bu günlerde, dünya genelinde 7 Mayıs 2020 tarihi itibariyle güncel veriler çerçevesinde 3.820.000 Covid 19 kesin tanı vaka bulunuyor ve 265.000 kişi de hayatını kaybetti. Diğer yandan, yapılan çalışmalar PCR pozitifliği dışında klinik ve bilgisayarlı tomografi bulguları ile tanı konan milyonlarca insan olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.
Kişisel koruyucu önlemler, sosyal mesafe ve el hijyeninin önemi her fırsatta duyuruluyor ve önlemler gün geçtikçe artırılıyor. Birçok ülkede karantina uygulamaları, sokağa çıkma kısıtlamaları, okul, AVM, ibadethane, cafe ve parkların, halkın kalabalık olarak bulunabileceği kapalı alanların kısıtlanması, sehayat kısıtlamaları salgının yayılımında önemli dönüm noktaları oldu. Ülkemiz de bu anlamda birçok önlemi erken dönemde aldı, başta seyahat kısıtlaması ve 65 yaş üstü bireylerin sokağa çıkma kısıtlaması olmak üzere önlemler iyi sonuçlar verdi. Erken önlem alan ve salgını sınırlandıran ülkelerde ölümlerin daha az görülmesi bunun en iyi kanıtıdır.
Salgında önlemler kadar önemli bir diğer konu da virüsle enfekte bireylerin erken tespiti ve izolasyonu… Bu noktada DSÖ‘nün de dikkati çektiği gibi testler hayati önem taşıyor. Diğer yandan, her ülkenin test imkânı yeterli olmadığı gibi testlerin güvenirliği de tartışmalıdır. Henüz tam olarak tüm davranış kalıplarını bilmediğimiz bir düşmanla savaşırken elimizdeki silahların da düşmanı tespit etmeye ve yok etmeye uygun olması da son derece önemlidir.
Dikkat çekmeyi istediğimiz durum; şüpheli vakaların istatistiklere yansıyıp yansımadığına ilişkin kaygılarımız ve dünya genelinde standartların tam olarak oluşmamasından duyduğumuz tedirginliktir.
Covid icd kodunun birden fazla ve ülkelere göre farklı olması, Sadece PCR ile tanı konulması kısıtlılığı, virüsün bilinmeyenlerine, farklı tip ve davranışlarına rağmen kesin tanı kriteri üzerinden vaka açıklaması, pandeminin ortadan kalkmasını geciktirebilir. Hatta imkânsız hale getirebilir. Daha sıkı önlemler almalı, şeffaf olmalı ve ortak tavır sergilemeliyiz.“
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) mektupta ek olarak Covid 19 şüpheli sağlık çalışanları için idarenin iş kazası bildirimi yapması yönündeki taleplerine de yer verdi.
“PCR pozitifliği bulunmayan ancak klinik olarak şüpheli vaka kabul edilen ve tedavisi düzenlenen sağlık çalışanları vefat etmesi durumunda ölüm belgesi düzenlendiğinde ölümün nedeni olarak “viral pnömoni” girilmesi hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının yakınları için tazminat hakkını kısıtlaması endişesi taşıyoruz.
Ölüm nedeni her zaman PCR testleri ya da altın standart yöntemlerle, otopsilerle tanımlanmıyor. Buna rağmen şüpheli vakalarda PCR testinin baz alınması ve ölüm bildiriminde Covid 19 şüpheli vakanın olası tanı olarak veri girişinde imtina edilmesi mağduriyet oluşturmaktadır. Covid 19, sağlık çalışanları için meslek hastalığı yönünden mutlaka kabul edilmelidir.
Ülkeler arası uygulama bütünlüğü yönünden sizlerin tavsiye kararlarının ve görüşlerinin yol gösterici olacağına inanıyor, hep birlikte topyekûn olarak Covid 19 pandemisinin sona ermesi adına ortak mücadeleyi desteklediğimizi bildirmek istiyoruz.”