Ana Sayfa Manşet “AI çocuklar gibidir. Sonuçlara varmaya başlayana kadar onlara gerçekten çok şey öğretmelisiniz”

“AI çocuklar gibidir. Sonuçlara varmaya başlayana kadar onlara gerçekten çok şey öğretmelisiniz”

Prof. Dr. Uğur Şahin BioNTech CEO

Prof. Dr. Uğur Şahin, İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden Financial Times’ın yapay zeka ve tedavi yöntemlerinin ele alındığı kapsamlı makale/analizde görüşlerini paylaştı. Corona virüsü salgını ile birlikte gündemden düşmeyen BioNTech, bir süre önce InstaDeep isimli yapay zeka üzerine uzmanlaşan girişim ile ortaklık yapma kararı almıştı. BioNTech, bu sayede yeni oluşabilecek risk unsuru varyantları önceden tahmin etmeyi planlarken, geliştirilen algoritma sayesinde Omicron da dahil olmak üzere varyantların yüzde 90’ının önceden bulunabildiğini de duyurmuştu.

Londra/FT

BioNTech CEO’su Uğur Şahin, Alman biyoteknolojisinin dört yıl boyunca makine öğrenimi için “ortadaki adam” yaklaşımını kullandığını ve insanların algoritmasını eğitmeye yardımcı olduğunu söyledi. “AI çocuklar gibidir. Sonuçlara varmaya başlayana kadar onlara gerçekten çok şey öğretmelisiniz” diyor.

Şahin, “Burada sorulması gereken soru şu: Eğer her hastanın farklı mutasyonu varsa, her hasta için en iyi sonucu bulmamıza yardımcı olacak bir makine öğrenme programı geliştirebilir miyiz” dedi.

Şahin kendi sorduğu bu soruya da yanıt verdi. BioNTech’in kurucu ortağı, “Bu aşırı derecede karmaşık bir görev, bunda tümördeki mutasyonun durumu ve bağışıklık sisteminden T-hücrelerinin bunu tanıma olasılığı gibi değişkenler bulunuyor. Makine öğrenmesi giderek daha da iyiye ulaşıyor. Şu an insanlar sadece kalite değerlendirmesi için sürece müdahale ediyor” ifadesini kullandı.

Verilerine yatırım yapan şirketler, bunun temettü ödediğini gördü. 2020’de Pfizer, ticari olarak mevcut 4,5 milyar bileşik hakkında veri tutan kitaplıklarından birini otomatik olarak tarayamadı. Artık, tüm veritabanını 48 saat içinde tarayabilir ve potansiyel yeni ilaçları belirleme yeteneğini büyük ölçüde hızlandırabilir. Diğerleri, yapay zeka ile daha geleneksel bilimsel yöntemler arasındaki boşluğu doldurabilecek çalışanları işe almanın önemini vurguluyor.