Ana Sayfa Hukuk&Etik Aile Hekimleri, 6-10 Ocak’ta Beş Gün İş Bırakacak

Aile Hekimleri, 6-10 Ocak’ta Beş Gün İş Bırakacak

SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken

Sağlıkta yaşanan adaletsizliklere karşı aile hekimleri ve sağlık çalışanları bir kez daha grev kararı aldı. Daha önce 5-7 Kasım tarihlerinde üç gün, 2-6 Aralık tarihlerinde ise beş gün süreyle iş bırakan aile hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın adım atmaması sebebiyle üçüncü kez greve gidiyor. Aile hekimleri, performansa dayalı “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği” olarak bilinen ve kendileri tarafından “eziyet yönetmeliği” olarak adlandırılan sisteme karşı 6-10 Ocak tarihleri arasında beş gün iş bırakma eylemi yapacak. Sağlık çalışanları, bu yönetmeliğin derhal geri çekilmesini ve adil bir düzenleme yapılmasını talep ediyor.

Aile hekimleri tarafından “eziyet yönetmeliği” olarak adlandırılan Performans ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı gerçekleştirilen bu eylemlerin ana nedeni, Sağlık Bakanlığı’nın geri adım atmaması. Sahim-Sen Genel Başkanı Özlem Akarken, yaptığı açıklamada, sağlık çalışanlarının haklarının görmezden gelinmesine ve meslek onuruna yönelik bu haksızlıklara sessiz kalamayacaklarını belirtti. Akarken yaptığı açıklamada, “Bakanlık, sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek yerine, getirdiği yeni düzenlemelerle sorunları daha da derinleştirmektedir. Performansa dayalı ödeme sistemi ve torba kanun teklifleri, sağlık çalışanlarının haklarını zedelemekte ve sağlık hizmetlerinin kalitesini tehlikeye atmaktadır. Bakanlık herhangi mağduriyet olmadığını sosyal medya hesaplarından duyurmaya devam etmekte ama yönetmelik yayınlandıktan sonra ki bordrolar hala yayınlanmamıştır” dedi. 

 

“Üç Günlük Eylem Yeterli Olmadı, Mücadelemizi Sürdüreceğiz”

Kasım ayında üç gün süren iş bırakma eylemlerinin sonuç vermemesi üzerine Aralık ayında daha güçlü bir adım atarak beş günlük grev gerçekleştirdiklerini hatırlatan Sahim-Sen Genel Başkanı Özlem Akarken, Sağlık Bakanlığı’nın tüm çağrılara rağmen sessiz kalmaya devam ettiğini vurguladı. Akarken, “Kasım ve Aralık aylarında yaptığımız eylemler sırasında taleplerimizi net bir şekilde dile getirdik. STK lar sayısız görüşme yaptı, dosyalar sundu, önerilerimiz detaylıca aktarıldı, ancak Bakanlık taleplerimizi duymazdan geldi. Halkın sağlığını korumak ve meslek onurlarımızı savunmak adına daha güçlü adımlar atmamız gerektiğine inanıyoruz. Halk sağlığını tehdit eden bu uygulamanın tamamen kaldırılması mümkündür ve bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“Adaletsiz Yönetmelik Derhal Geri Çekilmeli”

Aile hekimlerinin yanı sıra ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları da eylemlere katılacak. 8 Ocak’ta meslek onuru, halk sağlığı ve dayanışma adına bir günlük grev düzenleyecek olan sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı’na “adaletsiz yönetmelik derhal geri çekilmeli” çağrısında bulundu. Sahim-Sen Genel Başkanı Akarken, ‘’Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.  Aile Hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.  Sorunlar çözülene kadar eylemlerimiz sürecek”  diyerek kararlılık mesajı verdi.

“İş Güvencesi ve Emeklilik Haklarımız Zedeleniyor”

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin, sağlık çalışanlarının mesleki haklarını ve iş güvencelerini derinden zedelediğini vurgulayan Sahim-Sen Genel Başkanı Özlem Akarken, bu sistemin sağlık çalışanlarının emeğini ve özverisini hiçe sayarak ciddi eşitsizlikler yarattığını ifade etti. Akarken, “Bu yönetmelik, sağlık çalışanlarının sadece bugünkü haklarını değil, gelecekteki güvenliklerini de tehdit ediyor. Emeğimizi ve özverimizi yok sayan bu sistem, iş güvencemizi ortadan kaldırıyor ve emeklilikte güvence sağlanmasını imkânsız hale getiriyor. Hem bugünümüzü hem de yarınımızı çalan bu düzenlemeyle karşı karşıyayız” dedi.

Ayrıca, performans hedeflerinin zorlayıcı ve ulaşılmaz bir seviyeye çekilmesiyle birlikte, sağlık çalışanlarının ücretlerinin keyfi olarak düşürüldüğünü belirten Akarken, bu uygulamanın sağlık çalışanları üzerinde hem ekonomik hem de psikolojik bir baskı oluşturduğunu söyledi.

Halk Sağlığı Tehlikede!

Sağlık hizmetlerinin kalitesinin bu uygulamalarla tehlikeye atıldığını belirten Akarken, “Sağlık Bakanlığı’nın bu yanlış politikalardan vazgeçmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Sağlık çalışanları olarak hem kendi meslek onurumuzu hem de halk sağlığını savunmak adına bu eylemleri gerçekleştiriyoruz. Sağlık çalışanları, toplumun sağlığını korumak ve en iyi hizmeti sunmak için var gücüyle çalışmaktadır. Ancak, uygulanan yanlış politikalar ve düzenlemeler hem çalışanlarımızın hem de vatandaşlarımızın sağlığını doğrudan tehdit etmektedir. Bu durum, sadece sağlık sistemini değil, toplumun sağlık düzeyini de olumsuz yönde etkilemektedir” şeklinde konuştu.