AHEF İŞ BIRAKMA EYLEMLERİ İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER
1-AHEF’in almış olduğu 14-15-16 Mart 2022 tarihli iş bırakma kararına herhangi bir sendikaya üye olmayan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları da katılabilir. Bu konuda bir tek sendikanın karar almış olması yeterlidir ki bu konuda AHESEN, HEKİMSEN ,BDS,HEKİM BİRLİĞİ,GENEL SAĞLIK İŞ,TABİPSEN,HÜRRİYETSEN ve diğer STK’ların iş bırakma kararları mevcuttur. Kişi kendi sendikası olsun ya da olmasın, üyesi olmadığı sendikanın kararına uyarak iş bırakabilir. Nitekim bu konuda Danıştay 12nci Daire’nin 27/01/2016 günlü E. 2012/10016 K.2016/269 sayılı kararında “davacının söz konusu eyleminin, demokratik bir tepkinin tezahürü amacıyla gerçekleştiği ve eylemin yapıldığı tarihte kendisi sendika üyesi olmasa da, sendika faaliyet kapsamında katıldığı 1 gün iş bırakma eylemi nedeniyle göreve gelmemiş olmasının disiplin cezası ile cezalandırılması yoluna gidilmesi halinde yasalarla tanınan demokratik bir hakkın kullanımının caydırılmasına neden olunacağı dikkate alındığında davacının kınama cezası ile tecziyesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda Balıkesir idare Mahkemesince verilen 20/06/2012 tarihli ve E:2012/93, K:2012/1366 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına” denilmiştir. Söz konusu karar uyarınca kişinin sendikaya üye olup olmamasına bakılmaksızın, başka bir sendikanın aldığı karar uyarınca iş bırakması nedeni ile ceza verilemeyeceği belirtilmiştir.
2-İş bırakma eylemi neticesinde idare tarafında 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu ilgili maddeleri gereği soruşturma açılabilir,işe gidilmeyen günlerle ilgili hak ediş kesintisi yapılabilinir.Yapılan soruşturmalar neticesinde herhangi bir cezai işlem uygulanması durumunda veya hak ediş kesintisi olması durumunda ilgili mahkemelere başvurarak AHEF avukatımız veya bağlı bulunduğunuz STK’ların avukatları aracılığıyla muhakkak dava açmalısınız. Bu davaların büyük çoğunluğu lehimize sonuçlanması beklenen sonuçtur. Özlük haklarımızın iyileştirilmesi, hak edişlerimizin düzeltilmesi için verdiğimiz mücadelede birkaç günlük hak ediş kesintisi ya da verilecek ceza puanları bizleri yıldırmamalıdır. AHEF ,il derneklerimiz ve sendikalar aracılığıyla hukuki mücadelemizi sonuna kadar devam ettirmeliyiz.
3- İşe gitmeme eylemi için idareye yazılı bilgi verilmesi Ahef Hukuk Müşavirliğimiz tarafından tavsiye edilmektedir.Her ne kadar iş bırakma kararı alan STK’lar kamuoyuna ve bakanlığa resmi ve internet yoluyla bakanlığa bilgi verdiğini bilsekte bireysel olarak da bizlerin idareye bilgi vermesi ilerde bizlere yüklenebilecek bazı sorumluluklara karşın mahkemelerde elimizi güçlendirmektedir. Nitekim yapılan eylemden haberdar olan idare sağlık hizmetinin sunumu ve devamından bizzat sorumlu olmaktadır.
4- Aile Sağlığı Merkezine gidip hizmet vermemeyi hukuki olarak sıkıntılı buluyoruz. Çünkü işe gitmeme sonucunda 5258 sayılı aile hekimliği kanununa ve 657 sayılı devlet memurları kanununa göre disiplin soruşturması geçirmekteyiz. Ama ASM’yi açıp hasta bakmadığımızda oluşabilecek herhangi bir mağduriyet neticesinde TCK 257 ile yargılanmak durumunda kalabiliriz.
’’TCK Madde 257(Görevi Kötüye Kullanma Suçu)
(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. ‘’
Bunun dışında TCK 85 gibi daha ağır cezalarla da muhatap olunabilir.
İşte bu riskleri ve yaşanılmış örnekleri nedeniyle üyelerimizi iş bırakma durumunda işe gitmeme, ASM ‘Yİ TAM KAPATMAYI ÖNERİYORUZ..
5- Öte yandan Sendikal faaliyetler kapsamında bundan önce ve bundan sonra yapılacak hak aramalarında alınacak tüm sendikal kararlar mucibince bu tür demokratik eylemlere katılanlar hakkında disiplin ve idari işlem tesis edilmesi durumunu bunu sendikal faaliyete AÇIK BİR MÜDAHALE OLACAĞINI belirtmekle birlikte yasa koyucu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’n 118 inci maddesi uyarınca bu tür ceza işlemleri suç saymış ve cezalandırmıştır.
Nitekim AİHM, Metin TURAN – Türkiye Davası (Başvuru no:20868/02 ) kararında her tür hukuksuz idari işlemin sendikal faaliyetlerini yürütme hakkına bir müdahale olarak kabul edilebileceğini, öte yandan AİHM, Kaya ve Seyhan – Türkiye Davası (Başvuru No: 30946/04): 11/12/2003 tarihinde KESK’in çağrısına uyarak, parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle 11/12/2003 tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin, her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı, AİHS’nin 11 inci maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11 inci maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Kaldı ki, kamuya nitelikli sağlık hizmeti sunumunu olumsuz etkileyen bilinen unsurlar, sağlık meslek mensuplarından kaynaklanmadığı, hekimlerin sesini duymazdan gelip bizleri bu tür iş bıraktırma eylemleri sürecine götürenlerden kaynaklandığı açıktır. Öte yandan sağlık meslek mensuplarının anılan meşru hak arayışı, aynı zamanda halka daha nitelikli sağlık hizmeti sunumunun ve her durumda kamu yararının temel bir gereğidir.
Tüm bunlarla birlikte iç hukuk ve uluslararası hukukta tanınan haklara dayanarak, VATANDAŞLARIMIZIN DAHA KALİTELİ HİZMET ALABİLMESİ VE HASTALARIMIZLA DAHA ÇOK İLGİLENEBİLMEK ADINA yaptığımızın taleplerin karşılanmaması nedeniyle demokratik tepkimizi göstermek adına üç günlük 14-15-16 Mart 2022 tarihlerinde söz konusu Sendikal İş bırakma faaliyetlerine katılacağımızı ve haklarımızın talebi hususunda bir ilerleme olmadığı taktirde bu eylemlerimizin artarak devam edeceğini belirtmek isteriz. Nitekim kamu görevlilerinin toplu eylem hakkının insan hakları sözleşmeleri, Anayasa ve mahkeme kararları ile kesin biçimde tanınmıştır.
Tüm aile hekimlerine ve kamuoyunu saygı ile duyurulur.
AHEF HUKUK KOMİSYONU