Herhangi bir belirti vermeyen akciğer nodülleri genellikle akciğer grafisi veya bilgisayarlı tomografi sonrasında tesadüfen fark ediliyor. Çoğunlukla iyi huylu olabilen bu nodüller tahmin edilenden daha yaygın olarak görülüyor. Kanser riski bulunan akciğer nodüllerinin mümkün olduğunca erken teşhis edilmesi ve gerekli takiplerin yürütülmesi büyük önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Akciğer Nodül Merkezi’nden Prof. Dr. Mustafa Yaman, akciğer nodülleri hakkında önemli bilgiler bilgi verdi.
Nodül, normal olmayan, normalden farklı görünen doku büyümesi anlamına gelmektedir. Pulmoner nodül ise akciğerde 1-30 milimetre çapındaki anormal doku büyümeleri olarak tanımlanmaktadır. Gelişen teknoloji ve görüntüleme sistemleri sayesinde akciğer kanseri tarama testleri ya da başka bir hastalık sonucu olarak nodüllerin varlığına rastlanabilmektedir. 1 santimetrenin üstündeki nodüller akciğer grafisinde, 1 santimetrenin altındaki nodüller ise bilgisayarlı tomografide saptanabilmektedir. Radyoloji raporunda akciğerlerinde nodül olduğu belirlenen bir hasta paniğe kapılabilmektedir. Yapılması gereken hemen uzman bir hekime danışmaktır. Bununla birlikte nodülün hangi risk grubunda olduğu incelenmekte ve gerekli takip planlaması yapılmaktadır.
Geçirilmiş enfeksiyonlar sebepler arasında
Akciğerlerde nodül teşhisinde hastanın ayrıntılı tıbbi öyküsü önemlidir. Akciğer nodülüne bakteri, mantar veya parazitlerin neden olduğu enfeksiyon hastalıkları neden olabilmektedir. Ülkemizde de enfeksiyon hastalıkları yaygın olarak görülmektedir. Tüberküloz da sıklıkla akciğerlerde nodüllere ve doku bozukluklarına yol açabilmektedir. Kişinin sigara içip içmediğini bilmek de önemlidir. Kötü huylu akciğer nodülünün tütün tüketimi ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Nodülün tam yeri ve kesin özelliklerini belirlemek için çeşitli görüntüleme teknikleri ile incelenmesi gerekmektedir. İyi huylu ve muhtemelen kötü huylu bir nodül arasında ayrım yapmak için nodülün şekli ve boyutu önemlidir. Akciğerlerdeki nodülün kesin nedenini belirlemek için, bazen dokuyu analiz etmek amacıyla biyopsi de yapılabilmektedir.
Akciğerdeki her nodül kanser demek değil ama…
Akciğerlerde bir veya birden fazla nodül görülebilmektedir. Buzlu cam denilen görünümlerde de nodüller olabilmektedir. Akciğerde görülen her nodül kanser demek değildir ama kanser riski yüksek bir nodülü erken evrede yakalamak akciğer kanserinin tedavisi için büyük önem taşımaktadır. Nodül ne kadar erken evrede tespit edilirse tedavini başarı oranı da yükselmektedir.
Akciğer nodüllerinin düzenli takibi çok önemli
Akciğer nodüllerinde düşük ve yüksek olmak üzere 3 tür risk grubu bulunmaktadır. Eğer kişi düşük risk grubunda ise takip altında tutulmalıdır. Bir nodülün özellikle buzlu cam görüntüsü olan bir nodülün takip edilme süresi düşük risk grubunda bile 5 yıla kadar sürmektedir. Bu takipler deneyimli uzmanların kontrolü altında gelişmiş radyolojik görüntüleme sistemleri kullanılarak hastayı panik ve korku haline sokmadan, gereksiz müdahaleler olmadan yapılmalıdır.
Sigara kullanımı kanser riskini artırıyor
Sigara kullanımı, yaş, cinsiyet gibi faktörler de kanser riskini artırabilmektedir. Kişi 55 yaşın üzerindeyse ve günde 1 paket sigara kullanıyorsa, hastada görülen nodülün içinde kireçlenme bulgusu görülmüyorsa, nodül göğüs duvarına yakın ve şekli girintili çıkıntılıysa yüksek risk grubunda yer almaktadır. Tüketilen sigara miktarı ve yaş arttıkça bu risk daha da artmaktadır. Diğer önemli kriterler ailede akciğer kanseri hikayesi, amfizem varlığı, nodülün sertlik derecesi, nodülün büyüklüğü ve bazı radyolojik özellikleridir. Yüksek riskli akciğer nodülleri ne kadar erken evrede tespit edilirse tedavi şansları o kadar yüksek olmaktadır.
Likit biyopsi ile kanser erken dönemde tespit edilebiliyor
Akciğer nodüllerinin boyutu da nodüller hakkında bilgi vermektedir. 6 milimetrenin altında bir nodül saptandığı zaman her yıl bir kere yapılacak bilgisayarlı tomografi ile takibi yeterli olmaktadır. Akciğer nodülü 6 ile 8 milimetre arasında ve yüksek risk grubundaysa 3 ay arayla takip edilmektedir. 8 milimetreden büyük ve yüksek risk grubunda bulunan nodüllere tam tanının koyulabilmesi için ise PET- CT tetkiki gerekmektedir. PET-CT’nin sonucuna göre nodülün akciğer kanseri olup olmadığı sonucuna göre gerekirse biyopsi yapılabilmektedir. Gerekli durumlarda likit biyopsi de yapılabilmektedir. Teknolojinin gelişmesi ile uygulanmaya başlanan likit biyopsi sonuçları kesine yakın doğru sonuçlar verebilmektedir. Likit biyopsi; vücuttaki tümör hücreleri ya da bunlardan kopan hücre parçacıkları ile DNA ve RNA’yı kan dolaşımında tespit etmeye yönelik yapılan bir testtir. Cerrahi bir müdahale gerektirmez. Sadece koldan alınan 10 ml kan ile işlem gerçekleştirilmektedir.