Ana Sayfa Tıp&Sağlık Aldatma Psikolojisi ve Nörobilimi

Aldatma Psikolojisi ve Nörobilimi

Sevdiğimiz, değer verdiğimiz kişiler tarafından ihanete uğramak, sadakatsizliklerine veya aldatmalarına tanık olmak bizi derinden üzebileceği gibi aynı zamanda travmatize edici bir durum haline de dönüşebilmektedir. Yakın bir arkadaşımızın yardımına ihtiyaç duyuyor iken sırt çevirmesi, partnerimizin ilişkimiz dışında herhangi biriyle birlikteliği aldatma eylemine örnek olarak gösterilebilecek durumlardır. Aldatan birinin aklından neler geçer, hangi etkenler onu bu davranışa sürükler? Aldatma psikolojisi ve bunun insan beyninde nasıl cereyan ettiğine yakından bakalım.

Canlı varlıklar olarak yaşamlarımızın içinde olumlu duygular ve deneyimler olabileceği gibi bu durumların tersi de mevcuttur. Bir şempanze, grubun lideri olamadığı gün hüsrana kapılabileceği gibi insan da sevilen birinin sadakatsizliği karşında aynı duyguları paylaşabilir. Pek çok insan ve toplum için sadakatsizlik/aldatılma affedilemez bir sosyal yasak olarak görülür. Toplumun oy birliği ile tabu olarak gördüğü aldatma eylemi kişilik özellikleri, çevresel faktörler ya da kalıtımsal etkenlerden mi kaynaklanıyor? Peki, “bir kez aldatan her zaman aldatır” ifadesinin doğruluğu nedir? Aldatma bir davranış biçimidir ancak aynı zamanda belirli düşünce kalıplarıyla birlikte gelir. Aldatılan biriyseniz partnerinizin güven bağlarınızı neden kopardığını anlamak sizin için zor olabilir. Önceki araştırmalar, sadakatsizlikle bağlantılı özellikleri yüksek düzeyde nevrotiklik (endişelenme ve duygusal olarak depresif olma eğilimi), düşük düzeyde empati ve uyumluluk olarak göstermiş olsa bile bu özelliklere sahip olup ilişkilerine istikrarlı bir şekilde devam eden birçok kişi vardır. Öyleyse kişilik tek başına aldatma eylemini açıklayabilecek bir faktör değildir. Aldatma depresyon, aile içi şiddet, boşanma gibi olumsuz sonuçlarla ilgili olabilir. Bu olumsuz etkileri göz önünde bulundurmak bireyi bu davranışa iten nedeni anlamamız açısından önemli olabilmektedir.

Aldatmanın Nörokimyasal Yapısı

Sinibilimciler ilişki başladıktan 6 aydan 2 yıla kadar herhangi bir süre sonra beynin tepki verme eylemini düşürdüğünü ve uyarıcı kimyasalların ve PEA (feniletilamin) gibi nörotransmitterlerin azalmaya başladığını belirtmektedir. Bazı bilim adamı ve psikologlar bu süre zarfında pek çok boşanma ve ilişki kopukluğu meydana gelebileceği; ilişki olumlu bir yönde gittiyse aşk denilen nörokimyasal sürecin sevgiye dönüşüp çiftlerin yola devam edebileceğini aksi durumda azalan beyin aktivitesi ve nörokimyasalların seviyesinin düşmesi sonucu “ilişki heyecanını kaybetti” deyip bireylerin ayrılması olasıdır.

Bir diğer yandan prefrontal korteks aktivitesi düşük olduğunda sonuçları düşünmeden dürtüsel arzulara teslim olmak dengesizlik yaratabilir. Beyin görüntüleme çalışmaları prefrontal kortekste düşük aktiviteye sahip olan kişilerin boşanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Aldatmanın 3 Ana Nedeni

1) Bireysel Nedenler: “Bir kez aldatan her zaman aldatır” ifadesi bireysel nedenlere yani kişiyi aldatmaya daha yatkın hale getiren niteliklere atıfta bulunur. Birine sürekli “sen bunu yapamaz veya yaparsın” dendiğinde kişinin zihni o şeyi yapmaya veya yapmamaya daha uyumlu hale gelebiliyor.

Araştırmalar çeşitli bireysel risk faktörleri belirlemişlerdir;

a) Cinsiyet; Erkeklerin aldatma olasılığı kadınlara oranla daha fazladır. Yapılan araştırmalar erkeklerde daha fazla testosterona sahip olmanın cinsel ilişkiye girme arzusunu güçlendirme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Erkeklerde bu hormonun miktarı değişebilmekte olup yüksek seviyedeki testosteron düzeyi düşük empati ve yoğun cinsel dürtü ile ilişkilidir.

b) Kişilik; Daha az vicdan sahibi ve daha az hoş bir kişiliğe sahip olanların, bu özelliklere sahip olanlara göre aldatma olasılığı daha yüksektir.

c) Dindarlık; Yine yapılan araştırmalarda oldukça dindar ve muhafazakâr bireylerde aldatma daha az olası gibi görünmektedir.

2) İlişkisel Nedenler: İnsanlar ayrıca ilişki dinamiklerinden dolayı aldatma eğilimi gösterirler. Birey ilişkisinden tatmin olmuyorsa, tatmin edici başka ortaklıklar arayabilir ve bunun sonucunda aldatma eğilimi artabilir. Her iki tarafın empati, sevgi, cinsel açlık gibi ihtiyaçları yeterince giderilemiyorsa bu duyguları başkalarında arama eylemine girişilebilir. Araştırmalar bu grup için “bir kez aldatan bir daha aldatır” cümlesini kullanmanın pek doğru olamayacağını çünkü hâlihazırda var olan ilişkinin iki tarafa da yeterli ve iyi gelmediğini ifade etmektedir. Kısacası ilişkideki memnuniyetsizlik, tatmin edici olmayan seks ve yüksek çatışma ile karakterize olan ilişkilerin aldatma için daha yüksek risk altında olduğu belirtilmiştir.

3) Durumsal Nedenler: Bir bireyin aldatmaya eğilimli bir kişiliği olmayabilir ve tamamen mutlu bir ilişki içinde olabilir ancak çevreleriyle ilgili bir takım şeyler onu aldatma riskine sokabilmektedir. Bazı durumlar diğerlerinden daha cazip olabilir örneğin cinsiyet oranı dengesiz olduğunda (iş veya herhangi bir ortamda fazla sayıda kadın veya erkek olması), çekici insanların bulunduğu yerlerde insanlarda sadakatsizliği deneyimleme olanağı yükselebilir. Son olarak kırsal ve daha az nüfuslu bölgelerin aksine kentsel alanlarda yaşayan insanlar daha büyük risk grubundadır. Metropol bölgelerdeki insanlar genellikle evlilik dışı cinsel ilişki konusunda rahat bir tutuma sahip olabilirler. Şehirlerde daha fazla insan olması yüksek anonimlik ortamı yaratır. Bu durumda yüksek potansiyel aldatma söz konusu olabilir.

Aldatma davranışının altında yatabilecek nedenler

-İlişkide var olan sorunların yaratmış olduğu çatışmalardan kaçınma,

-İlişkide partnerlerin birbirlerini umursamaması, dinlememesi, desteklememesi

-İlişkideki pürüzleri çözmek yerine sorunları arttırmak

-İlişkiden umudu kaybetme; Bazı durumlarda kişi ilişkiden geriye hiçbir şey kalmadığını farkeder. Artık vazgeçmişlerdir ancak sosyal nedenlerden dolayı (maddiyat, çocuk, yaşam tarzı) ilişkiye son veremeyebilirler.

Bu gibi durumlarda aldatma söz konusu olabilmektedir.

İlişkinizi Sadakatsizlikten Nasıl Koruyabilirsiniz?

Partnerinizle ilişkinizin sınırlarını konuşun; İlişkide aldatma sayılabilecek unsurlar kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Çoğu insan partneri dışında başka biriyle cinsel ilişkinin aldatma olduğu konusunda hemfikir olsa da bir iş arkadaşıyla öğle yemeğine çıkıyor olmakta aldatma olarak algılanabilir. Tüm bu sınırları partnerinizle konuşuyor/tartışıyor olmak ilişkinizin sağlığı açısından önem teşkil eder.

İlişkinizin dinamiğini canlı ve yüksek tutmak önemlidir. Her iki tarafın sevinçlerini, üzüntülerini birbirleri ile paylaşmaları, yardım etmeleri, sır saklamamaları, o gün canının neye sıkıldığını sormaları ilişkinin olumlu bir seyir izlemesi açısından önemlidir. Ayrıca cinsel hayatı canlı ve sağlıklı tutabilmek birliktelikteki anahtar noktalardan birisidir.

Aldatmanın neden gerçekleştiğini ve neyi ifade ettiğini anlamak hem ilişkilerini sonlandırmayı seçen bireylere hem de birlikte kalıp yeniden inşa etmek isteyenler için önem taşımaktadır.

Hazırlayan: Çağla Atmaca / Sinirbilim

www.sinirbilim.org/aldatma-psikolojisi-ve-norobilimi/