Başta ‘sosyal içicilik’ şeklinde olan alkol tüketiminin giderek artması, bağımlılığı da beraberinde getiriyor. Alkol bağımlılığının bir beyin hastalığı olduğunu belirten uzmanlar, Dikkat Eksiliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve panik bozukluk gibi kaygı bozukluklarının alkol bağımlılığı için risk faktörü olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, alkolün belirli miktarın üzerindeki tüketimi 60 kadar akut ve kronik sağlık sorunuyla ilişkili.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gül Eryılmaz, alkol bağımlılığı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sosyal içicilik bağımlılığa dönüşüyor
“Alkol bağımlılığı denildiğinde genelde sabahtan başlayarak alkol alan kişiler akla geliyor. Hastalar ‘Ben alkol bağımlısı değilim akşamdan akşama içerim, kimseye zararım olmaz’ diyerek kabul etmekte zorlanıyorlar” diyen Doç. Dr. Gül Eryılmaz, “Kişilerde başlarda sosyal içicilik olan alkol alımının giderek artması ve alkol almadığı zamanlarda alma isteği ya da yoksunluk belirtileri, başarısız bırakma girişimi, sosyal ve ailesel sorunlara ve bunlara rağmen alkol alınımı olarak tanımlanabilir” şeklinde konuştu.
Alkol bağımlılığı, bir beyin hastalığıdır
Doç. Dr. Gül Eryılmaz, “Alkolün belirli miktar üzerinde tüketiminin 60 kadar akut ve kronik sağlık sorunuyla ilişkili olduğu bildirilmiştir. Alkol tüketiminin önlenmesiyle toplam 13 bin 435 ölümün önleneceği hesaplanmıştır” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alkol bağımlılığı bir beyin hastalığıdır. Beyinde bağımlılık bölgesinde dopamin gibi bazı kimyasalların etkisi oluşan beyin hastalığıdır. Bu hastalık geliştikten sonra dopamin miktarı giderek artar ve kişi bunu engelleyemez. Alkol almayı kontrol edemez. Ağzına değmesi ile birlikte verilen sözler ya da daha önce gördüğü zararı beyin unutur. Beyin neredeyse kısa devre yapar ve alkol almak için duygu düşünce ve davranışları organize eder.
Kısır döngü, alkol bağımlılığının bir özelliği
Başlarda uyku ve paniklere el titremesine iç sıkıntısına iyi gelen alkol, daha sonraları sinsi bir biçimde uykuyu bozar ya da panik atakları artırır. Kişi bunları bastırmak için giderek daha fazla dozda alkol alır. Bu kısır döngü hastalığın bir özelliğidir.
Ailede alkol bağımlılığı varsa, dikkat!
Eğer genetik olarak ailenizde alkol bağımlılığı varsa saatli bomba olduğunuz söylenebilir. Bu bir risk faktörüdür. Üstelik sadece ailenizde alkol bağımlılığına bakmayın aynı zamanda ailenizde herhangi bir bağımlılık olması riski artırmaktadır.
DEHB, bağımlılık türleri için risk taşıyor!
Dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğu,panik bozukluk gibi kaygı bozuklukları da risk faktörü olarak sayılmaktadır. Siz ya da aileden dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu varsa her türlü bağımlılık için riskli gruptur. Dikkatli olunması gerekir. Ayrıca stresle baş etme güçlüğünün olması ve gevşeme ihtiyacının yüksek olması alkol miktarının giderek artmasına neden olabilir.
Sigara, diğer bağımlılıkları da tetikliyor!
Yapılan çalışmalarda bir diğer risk faktörü de sigara kullanımı olmuştur. Sigara bağımlısı olanların diğer maddeleri kullanması konusunda risk altında olabilecekleri belirtilmektedir. Genel olarak sigara içenlerin, alkol ve madde deneme ve kullanımının daha yüksek olduğu belirtilmektedir.”
Kadınlarda bağımlılık daha hızlı gelişiyor
Kadınlar biyolojik nedenlerden dolayı madde etkilerine daha kolay maruz kaldığını söyleyen Doç. Dr. Gül Eryılmaz,
“Düşük dozlarda bile etkinliğin ortaya çıkması bağımlılık açısından risk oluşturmaktadır. Erkeklerin madde ve alkol kullanım sıklığı kadınlara göre daha yüksekken, kadınlar daha düşük miktar ve sürede madde kullansalar da erkeklere oranla çok daha hızlı bağımlılık geliştirmektedirler. Ayrıca; kadınların sosyal rollerindeki değişiklikler, ekonomik özgürlük kazanmaları, değişen sosyoekonomik ve kültürel yapılanmalar nedeni ile maddeye ulaşılabilirlik oranları erkek cinsiyetin madde ulaşılabilirlik oranlarına yakındır. Kadının travma yaşaması ile madde kullanımı arasında güçlü bir ilişki vardır. Kadınların seksüel ve fiziksel kötüye kullanıma erkeklerden daha fazla maruz kalması ile kadının madde kullanımı arasında güçlü bir ilişki vardır. Kadınlar güvenlerini arttırmak, gerilimi azaltmak, sorunları ile başa çıkmak, baskıları azaltmak gibi nedenlerle sigara, alkol kullanmaya eğilimlidirler” diye konuştu.
Mide küçültme ameliyatları sonrası, bağımlılık gelişebiliyor
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gül Eryılmaz, “Günümüzde mide küçültme ameliyat yöntemleri obezite tedavisinde artan sayıda kullanılmaktadır. Cerrahi sonrasında psikiyatrik komplikasyonlar görülebilmektedir” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Başarılı kilo verme ameliyatları sonrasında klinisyenler bazı hastaların aşırı yemeyi bıraktığını ve bunun yerine alkol madde ya da davranışsal bağımlılık gelişebileceğini bildirilmişlerdir. Bu fenomen bağımlılık transferi olarak adlandırılmıştır.
Tedavide yeni gelişmeler
Alkol bağımlılığının tedavisinde istek azaltıcı ve tiksindirici ilaç tedavilerinin yanı sıra manyetik uyarım tedavileri gibi beyine uygulanan tedaviler vardır. Aynı zamanda aile tedavileri gibi network tedaviler, implant (çip) tedavileri sayılabilir.”