W- Allergan Türkiye Genel Müdürü Sn.Kaniye Onat’ın Allergan Türkiye özelindeki görüşlerini alacağız.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
K.O.- İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümünden mezun olduktan sonra ilaç sektöründe çalışmaya başladım. Sırasıyla, İlsan İlaç, Sanovel, Schering – Plough, MSD Türkiye ve Shire Türkiye firmalarında ürün uzmanı, ürün müdürü, proje müdürü, immüno-onkoloji iş birim direktörlüğü, genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım.
2015 yılında, 3 yıl Genel Müdürlüğünü yaptığım Shire Türkiye’de Shire – Baxalta entegrasyonunu yönettim. Eylül 2018 den beri Allergan Türkiye’nin Genel Müdürü olarak çalışıyorum.
W- Allergan’ın hikayesinden bahsedebilir misiniz?
K.O.- 1948 yılında kurulan ve global merkez ofisleri Dublin, İrlanda ile New Jersey, ABD’de yer alan Allergan’da, 100’ün üzerinde ülkede 17 bini aşkın çalışanımızla hizmet veriyoruz. Dünyada göz sağlığı, medikal estetik ve dermatoloji, nörolojik bilimler, gastroenteroloji, kadın sağlığı, üroloji ve enfeksiyon hastalıklarından oluşan yedi temel terapötik alanda hastalara yenilikçi ilaç, tıbbi cihaz ve sağlık çözümleri sunuyoruz.
Türkiye’de ise 160’ın üzerinde çalışanımızla göz sağlığı, medikal estetik, nörolojik bilimler ve ürolojiden oluşan dört önemli alanda hizmet veriyoruz.
1990’ların başında distribütörlük kanalıyla ürünlerimizi Türk hastalarının erişimine sunmaya başladık. Temmuz 2010 itibarıyla da Allergan İlaçları Tic. A.Ş. olarak Türkiye’deki faaliyetlerimize devam ediyoruz.
W- Allergan’ı sektörde farklı kılan nedir?
K.O.- Biz Allergan olarak, giderek daha cesur ve yenilikçi tıbbi yöntemlere ihtiyaç duyulan günümüz dünyasında ‘Yaşam için Cesur’ olma taahhüdü ile yola çıktık. Kurulduğumuz günden bugüne işimizi tutku ve cesaretle yapıyoruz.
Allergan olarak bizi sektörde farklı kılan temel özelliğimiz ise sağlık ve güzelliği buluşturan tek ilaç şirketi olmamızdır.
Dünya genelinde 13 Ar-Ge birimimiz ve 15 üretim tesisimizle hastalar için en yenilikçi tedavileri tespit ederek geliştirmeyi hedefleyen Açık Ar-Ge yaklaşımımızla ilaç endüstrisine öncülük ediyoruz. Orta ve son aşamada olan 45’in üzerinde ürün geliştirme programımızla ilaç sektöründeki en geniş yeni ürün portföylerinden birine sahibiz.
Allergan’da iş yapış modelimizin temelinde hastalarımıza olan sorumluluğumuz yatıyor. Yenilikçi ürünleri en iyi şartlarda, en iyi kalite ve güvenlik standartlarında, en ehil ellerde hastalarımızla buluşturmayı kendimize ilke ediniyoruz.
Tedavi amaçlı geliştirdiğimiz ürünlerden yola çıkarak başladığımız yolculukta, bilim, teknoloji ve estetiği birleştirerek hastalara özgün ihtiyaçları karşılayan geniş ürün portföyümüz ile medikal estetik alanında öncü konuma ulaştık.
Sağlık ve güzelliği buluşturan yenilikçi ürünlerimizle Türkiye’de güçlü adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda son olarak en büyük terapötik alanımız olan göz sağlığındaki lokomotif ürünlerimizi Türkiye’de üretmeye karar verdik.
W- Ülkemize çok önemli bir teknoloji birikimi ve üretim potansiyeli kazandıracak olan yatırımınız hangi aşamada bulunuyor?
K.O.- 2017 yılında Türkiye’de yatırım kararı aldığımızı açıklamıştık. Buradaki en büyük terapötik alanımız olan göz sağlığı kategorisindeki lokomotif ürünlerimizi 100 milyon TL’lik bir yatırımla Türkiye’de üretme kararı aldığımızı duyurduk. Bu yatırımla pazara sunduğumuz tüm geri ödemeli ilaçların yüzde 45’ini Türkiye’de üretmek için harekete geçtik ve Türkiye’de göz sağlığı alanında en yüksek teknolojiye ve global kalite standartlarına sahip steril bir üretim gerçekleştireceğimizi aktardık.
2019 yılında teknoloji transfer sürecimizi başlatarak farklı bir tesiste aynı kalite ve standartlarda üretime devam edeceğiz. Temmuz 2019’da ise GMP denetimi yapılacak ve iyi üretim uygulamalarına uygunluğumuz kontrol edilecek.
Gerçekleştirdiğimiz bu yatırımla üretimdeki global deneyimimizi steril üretimdeki en son teknoloji olan C-RABS yatırımı ile birlikte Türkiye’ye aktaracağız. Şu an için çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor.
W- Bu yatırımın sonucunda yapılacak tesis hangi tedavi alanlarına yönelik, ne ölçekte bir üretim kapasitesine sahip olacak?
K.O.- Allergan olarak en güncel teknolojiye sahip yeni ekipman yatırımları ve global teknoloji transferi ile en yüksek kalite standartlarında, steril oftalmoloji üretim tesisini Türkiye’ye kazandıracağız. Bunun sonucunda sektörün üretim kapasitesini de artıracağız.
İlk ürünlerimizi 2020 yılında hastaların erişimine sunmayı hedefliyoruz.
İlk etapta yıllık 2,5 milyon kutu üretmeyi hedefliyoruz ki bu ürünler göz sağlığı portföyümüzün yüzde 50’sini oluşturuyor. Bütün yatırım planlarımız arzu edildiği şekilde ilerlerse, yerel üretim kapsamımızı genişleterek yıllık 7 milyon kutu üretimle bu oranı ile yüzde 62’ye çıkartmayı planlıyoruz.
W- Yatırım sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
K.O.- İlaç sektörü üretim, kalite ve diğer hizmetler anlamında yüksek standartlara sahip olduğundan ekipman tedarik süreçleri uzayabiliyor. Bu da üretimde planladığımız süreyi aşmamıza neden oluyor.
W- Bu yatırımla ilgili hedefleriniz nelerdir?
Steril ortamda üretilen göz sağlığı ürünleri için gerekli yüksek teknoloji ve kalite standartları sebebiyle bu ürünleri sadece iki global ve bir bölgesel merkezde üretiyoruz. Üretim operasyonlarının global olması sebebiyle, Türkiye’deki yatırım, Allergan için oldukça büyük bir adım olacak.
Sektörel yönden baktığımızda da Türkiye gerek ekonomik büyüklüğü gerek artan nüfus nedeniyle global ilaç firmaları açısından da oldukça cazip bir pazar.
Yurt dışında ürettiğimiz ürünleri aynı standartlarda ve aynı teknolojiyle Türkiye’de üretmek öncelikli hedefimiz.
Türkiye’de üretim yaparak ülkemizdeki varlığımızı daha da güçlendirip ürünlerimizi daha fazla hastanın erişimine sunmayı hedefliyor ve ilerleyen dönemlerde bu tesisten yakın coğrafyalara da ihracat yapmayı arzuluyoruz.
2018’i geride bırakmaya hazırlandığımız bu günlerde, 2019 yılının hekim, eczacı ve tüm ilaç endüstrisine barış, huzur ve mutluluk getirmesini temenni eder;
iyi yıllar dilerim.
W- Değerli Kaniye Hanım yatırımınızın ülkemize hayırlı ve başarılarınızın daim olmasını kalben temenni ederiz.